Gündem
  • 26.4.2015 11:02

'Paralel Yapı’ avukatından 'KENDİMİ YAKARIM' tehdidi

Paralel yapı iddialarına ilişkin İstanbul merkezli yürütülen soruşturmalarda tutuklu bulunan 75 isim hakkında İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi soruşturma dosyalarını görmeden tahliye kararı vermesi üzerine tutukluların avukatlarından açıklama geldi. Kararın ardından İstanbul 10. Sulh Hakimi, aldığı kararda 32. Asliye Ceza Mahkemesinin karar verme yetkisi olmadığını belirti. Hakimlik polislerin tahliye edilmemesi için Silivri Cezaevinden sorumlu Bakırköy savcılığına yazı gönderdi. Karar üzerine Çağlayan adliyesi önüne gelen Avukat Fikret Duran, karar metninin bir manifesto olduğunu belirterek, “Bugün İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi hakimi, manifesto niteliğinde bir karar verdi. Ceza muhakemesi kanunumuzun 26- 27 -28 maddesi çok açık. Orada net bir şekilde 27. maddede sulh ceza hakimliklerinin reddi hakim taleplerine asliye ceza mahkemesinin karar vereceği ve daha sonra başka bir hakimi görevlendireceği net bir şekilde yazıyor. Biz de mutatlaşmış bir şekilde bu reddi hakim taleplerimizi yaptık. Geçen hafta yine talip yaptık ve kabul etmiş ve 32. asliye ceza hakimliğini görevlendirdi” dedi.

Avukat Fikret Duran konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Hakim bugün itibariyle karar verdi daha öncede medyaya yansıdı. Biz de ondan sonra ofisteki arkadaşlarımızla burada bekliyordu. Bugün böyle bir karar verileceğini öğrendik ve geldik karar yazıldı. 45 sayfalık manifesto niteliğinde. Kararda 'Dosya ve klasörler incelendiğinde yukarda tartışılan usul yasası ile Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları doğrultusunda tutukluluğu gerektirir olgu ve delillere rastlanmadığı gibi, şüphelilerin tutukluluk hallerinin devamını gösterir yeni olgu ve delililere rastlanmadığı ayrıca şüphelilerin meslekleri sosyal durumları karakterleri sabıkasızlık kayıtları ahlaki durumları ikametgahları mal varlıkları ve tutuksuzluğa karşı gösterdikleri tepki, kendiliklerinden gelip teslim olmaları gibi unsurlardan dolayı tutukluluğun devamını gerektirir nedenler görülmemiştir. Şuan kalemdeki görevliler ve mübaşirler tahliye müzekkerelerini yazıyorlar. Kararda kurye ile teslim edilecek. Elden Silivri'ye götürülecek ve tahliyeler gerçekleşecek. Silivri cezaevine gideceğiz ve bugün itibariyle hidayet karacanın tutsaklığı son bulacak.” 

“BU TAHLİYE İÇİN GEREKİRSE ADLİYE ÖNÜNDE KENDİMİ YAKARIM”

Tahliye kararıyla ilgili açıklamalarda bulunan Avukat Ömer Turanlı, hukuk adına tarihi bir gün yaşadıklarını belirterek, “Saat 02.00 itibariyle müvekkillerimizin tahliye müzekkerelerini sayın hakim yazdı. 32. Asliye Ceza Mahkemesi müvekkillerimizin tahliyesi yönünde karar verdi. Tahliye müzekkeresini de mübaşir vasıtasıyla savcı beye gönderdi. Şu an adliye de kriz masası oluşturulduğu söyleniyor ama bizim bundan haberimiz yok. Mahkemenin verdiği bir karar var. Şu an bu kararın doğruluğunu ve yanlışlığını ne İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı ne cezaevi savcısı ne de adliyenin nöbetçi savcısı bunu tartışamaz. 32. Asliye Ceza Mahkemesi’nin verdiği bu tahliye kararı kesin bir karardır. Biz Sulh Ceza Hakimliklerine red yönünde taleplerde bulunduk. Sayın İslam Çiçek geçtiğimiz aylarda, ‘Ben hakimliğim, siz beni reddedemezsiniz ancak benim reddimi mahkemelere yaparsınız’ dedi. Biz de İslam beyin bu kararı doğrultusunda Asliye Ceza Mahkemelerine müracaat ettik. Asliye Ceza Mahkemesi de bu kararı inceledi. Bizim reddi hakim taleplerimizi haklı buldu. Türk milleti adına verilen kararı da ben şahsım olarak çiğnetmem. Bu karar Türk yargısının namusudur. Türk yargısının namusunu da biz avukatlar temsil ederiz. Bugün bu tahliyenin gerçekleşmesi için ne gerekiyorsa, onu yaparım gerekirse bu adliye önünde kendimi yakarım” dedi.
Avukat Ömer Kavili de, “Tahliye kararı benim elimde yok. Çünkü meslektaşımın müvekkiline ait olan tahliye kararları, benim elimde mahkemenin kararı var. O kararın da tamamını bitirebilmiş değilim. Zaten yargılamanın kendisine karışmayız” ifadelerini kullandı.

Avukat Hüseyin Ataol ise mahkemenin verdiği kararın Türkiye Cumhuriyeti hakiminin verdiği bağımsız bir karar olduğunu ifade ederek, “Beğenirsiniz, beğenmezsiniz, hukuk çerçevesinde verilmiş ve iddia ediyorum, Türk hukuk tarihine altın harflerle yazılacak manifesto niteliğinde bir karardır. Bunu uygulamak zorundasınız” diye konuştu. 

Avukatlar Gültekin Avcı ve Ömer Turanlı da Çağlayan Adliyesi önünde açıklamalarda bulundu. 

Avukat Avcı, “Sulh Ceza Hakimlikleriyle ilgili red taleplerimiz söz konusu oldu. Red taleplerimizle birlikte tahliye taleplerimiz söz konusu oldu. Bunlar ise bu konuda karar vermeli miyiz diye Asliye Ceza Mahkemeleri arasında tartışmaya neden oldu. Suç Ceza Hakimlerinden İslam Çiçek tarafından konunun Asliye Ceza Mahkemesi’ni ilgilendirdiği bizzat söyleyerek Asli Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Neticede, Asliye Ceza Mahkemeleri arasında bu konuda bir görev çatışması söz konusu olunca durum Ağır Ceza Mahkemesi’ne intikal etti, Ağır Ceza Mahkemesi ise hakimlerin red talepleri hususunda Asliye Ceza Mahkemelerinin karar vermesini hükmetti. Doğal olarak da konu önce 29’uncu ardından 32’inci Asliye Ceza Mahkemesi’ne gelmiş oldu. Kaldı ki Asliye Ceza Mahkemeleri kendinden alt görevde bir mahkemeye veya hakime görevsizlik kararı veremez. Doğal olarak da tahliyeyle ilgili karar verir. Hem red hem de tahliye ile ilgili karar verir. Red ile ilgili verdiği kararlar kesildi. Bu konuda başka bir yargı merciğine başvurmak mümkün değil. Ancak tahliye ile ilgili verdiği kararlar itiraza tabidir. Normalde Cumhuriyet Savcıları bu kişilerin yani müvekkillerimizin tahliyelerine karşı iseler Asliye Ceza Mahkemesi karar verdiyse, Ağır Ceza Mahkemesi’ne itiraz ederler. Eğer Ağır Ceza Mahkemesi bu kararın hukuka aykırı olduğunu bir hüküm tesis ederse, doğal olarak bu kişiler tahliye olacağı için yakalama emri çıkartırlar, normal rutin süreç budur. Ama 32. Asliye Ceza Mahkemesi ile birlikte inceliyor, kararlar çıkıyor ve eş zamanlı bir saatte 10. Sulh Ceza Hakimliği kendinden üst bir mahkemenin kararını değerlendirdi. Sulh Ceza Hakimliği dedi ki, ’32. Asliye Ceza Mahkemesi’nin verdiği karar, bize göre yok hükmündedir.’” ifadelerini kullandı.

Avukat Ömer Turanlı ise, “Çağlayan Adliyesi’ndeki hukuk nöbetimiz devam ediyor. Gece boyu nöbet bekledik ve beklemeye devam edeceğiz. Bizim hukuktan, adaletten geri dönmemiz mümkün değildir. Yapacak bir şey yok, savcının verdiği bir karar da yok. Savcı bugün ne karar verecek, inşallah mahkemenin verdiği kararı sayın savcı imzalar ve cezaevine gönderir. Bizler bu karara saygı duymak durumundayız” diye konuştu. Turanlı açıklamalarını yaptığı sırada Avcı’nın gözyaşının aktığı gözlendi.

DOĞAN CAN CESUR

Güncellenme Tarihi : 18.3.2016 20:49

İLGİLİ HABERLER