Gündem
  • 2.11.2012 22:14

Önceliğim iktidar değil, Türkiye'nin selameti!..

Kılıçdaroğlu, İzmir Ticaret Odası'nda (İZTO) düzenlenen Özel Meslek Komitesi ve Meclis Üyeleri Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, siyasetin toplumda belirleyici unsur olduğu gerçeğinden hareketle her insanın siyasetle ilgilenmesi gerektiğini, demokrasilerde siyaseti belirleyen temel unsurun halk olduğunu söyledi.
     Türkiye'nin iyi yönetilip yönetilmediği sorusunun iyi düşünülmesi gerektiğine işaret eden Kılıçdaroğlu, ''Ana muhalefet partisinin genel başkanı olarak, önceliğim CHP iktidarı değil, Türkiye'nin selametidir. Ülke kötü yönetildiği için çıkmaz sokaklara giriyorsa, herkesin sorumluluğu vardır. İktidara yön verecek olan halkımızdır'' dedi.
     Türkiye'nin geldiği noktada, sorunları büyüyen ve kronikleşen bir yapıya sahip olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
     ''Dış politikada kavgada olmadığımız kimse kalmadı. Tarihi birikimden gelen dış politikamız vardı. 'Savaş zorunlu olmadıkça cinayettir' anlayışı benimsenmişti. 'Yurtta ve dünyada barış istiyoruz' diyerek, komşularla huzur içinde yaşamak istiyorduk. Bugün herkesle kavgalıyız. Bunun ekonomiye de iç siyasete de etkisi olur. Türkiye'nin sınırında bulunan iller de, komşularla ticaret de açmazla karşı karşıya. Dış politikayı çıkar üzerine belirlerseniz, karşılıklı çıkarları dengelemelisiniz. Bunu yapmadığımız için açmazla karşı karşıyayız.''
     Terör sorununun çözümünde siyaset kurumunun etkili olamadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, CHP olarak çözümde sorumluluk üstlenip yol haritası ürettiklerini, sorunları çözme konusunda irade gösteren CHP'ye yeniden güç ve yetki verilmesi gerektiğini bildirdi.
    
     -''Yeni ekonomi politikası oluşturulmalı''-
    
     CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin ekonomik sorunlarının çıkmaza girdiğini, 10 yılda 6 kez mali af çıkarılmasının, sorunların en önemli göstergesi olduğunu söyledi.
     Gelinen noktada sistemin düzelmesi gerektiğine işaret eden Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
     ''Yeni ekonomi politikası oluşturulmalı. Reel ekonomi, üreteceksiniz, hakça bölüşeceksiniz. İşsizliği önlemenin yolu, üretmektir. Huzurlu toplum yaratmak istiyorsak, üreten Türkiye'yi yeniden ayağa kaldırmalıyız. Üreticinin önündeki engelleri ortadan kaldıracağız. Yeni bir teşvik politikası geliştirilmeli. Türkiye Avrupa'nın en büyük tarım üreticisi olmalı. Saman, kırmızı et, canlı hayvan ithal ettik. Bu tablonun değişmesi lazım. Bu tabloyu yaratan politikacı, halkın seçtiği politikacı, halkı samana muhtaç hale getiriyor. 1987 yılında 20 büyük ekonomi arasında 14'üncü sırada olan Türkiye, 2012'de 18'inci sırada. Bu ekonomi politikaları ile gidersek, ilk 20 arasına giremeyeceğiz.''
     Bilginin, büyümenin önemli ayakları arasında bulunduğunu, bilgi toplumunun yaşandığı günümüzde bilgi toplumuna aklı özgürleştirerek ulaşılacağını vurgulayan Kılıçdaroğlu, merakın insanı geliştirdiğini, eğitimin merak üzerine kurulmaması halinde Türkiye'nin bilgi toplumundan kopacağından endişe duyduğunu belirtti.
     Türkiye'de sanayiciler, ticaret erbapları, işsizler, çiftçiler, tüm toplumun sorumlulukları bulunduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, ''Türkiye iyi yönetilmiyor. İşsizlik, terör almış başını gidiyor. Sorumlu yurttaşlar, 'Ne olacak bu memleketin hali-' diye soruyor. Yeni bir iklime, siyaset anlayışına ve iktidara ihtiyaç var. Ülkesini seven, devlet adamı kimliği olan, daha cesur politikalar üreten bir anlayışa ihtiyacı var'' diye konuştu.
     Kılıçdaroğlu, konuşmasının ardından İZTO Meclis üyelerinin sorularını yanıtladı.
     Yerel seçimlerde CHP'nin belediye başkan adaylarına ilişkin soru üzerine Kılıçdaroğlu, halkın sevdiği, güvendiği kimseleri belediye başkan adayı olarak belirleyeceklerini söyledi.
     Kılıçdaroğlu 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına ilişkin soruya ise ''Cumhuriyet Bayramı kutlamaları yasaklanamaz. Ulusal bayram yasak kapsamına giremez'' yanıtını verdi.
    
     -Açlık grevleri-
    
     Kılıçdaroğlu, insanları ötekileştirmenin yanlış olduğunu, siyasetin dilinin ayrım üzerine değil, herkesi kucaklamak üzerine kurgulanması gerektiğini bildirdi.
     Cezaevlerindeki açlık grevlerinin sürdüğünü hatırlatan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
     ''Beğeniriz beğenmeyiz, insanlar bedenlerini ölüme yatırmışlar. Başbakanın kullandığı dil, doğru bir dil değildir. Ayrımcı bir dile izin vermemeliyiz. Kimsenin ölmesini istemeyiz. Neden insanlar ölsün- Ayrımcı dil kullanmaktan, sert ifadeler kullanmaktan özellikle iktidarın kaçınması lazım, varsa bir sorun oturup çözülmesi lazım. Her sorun çözülmeyebilir. Bazı sorunları çözemeyebiliriz ama bir insan bedenini ölüme yatırmışsa, siz sert söylemler kullanmamak durumundasınız, çünkü biz bu ülkeyi beraber kurduk, beraber yaşıyoruz. Çocuklarımız evli, komşuluklarımız var. Terörle diğer olayları birbirinden ayırmamız lazım. Terör farklı bir olay. Kürt kökenli arkadaşlarımız olabilir, barış varken neden kavga edelim- Çözümü üreteceğiz. Mustafa Kemal'in Türkiye Cumhuriyeti'nde hepimiz bağımsız yaşayacağız. Özgür yaşayacağız, hedefimiz bu.''
     İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş ise İZTO olarak her siyasi partiye eşit mesafede bulunduklarını, siyasi partileri çok partili demokratik ve parlamenter rejimin vazgeçilmezi olarak gördüklerini kaydetti.
     Konuşmaların ardından Demirtaş ve İZTO Meclis Başkanı Selami Özpoyraz, Kılıçdaroğlu'na incir hediye etti. 

Güncellenme Tarihi : 22.3.2016 11:29

İLGİLİ HABERLER