Asayiş
  • 2.12.2003 02:05

" DERSLERDE HERKES CANLI BOMBA OLMAK İÇİN CAN ATIYORDU "

Tercüman, Yusuf Polat'ın ifadesini ele geçirdi. Polat, sinagogları hedef alan Bombalı saldırıları, bu şifreyi kullanarak cep telefonuyla yönlendirdiğini itiraf etti. Şişli'deki Beth İsrail Sinagogu'na yapılan bombalı intihar saldırısının planlayıcısı ve gözcüsü iddiasıyla yakalanan Yusuf Polat, İstanbul'u kana bulayan intihar saldırılarını tek bir şifre ile yönlendirmiş: Yengeyi al gel..." Şifreyi alan eylemciler ise hiç tereddüt etmeden bombanın pimini çekmişler. Bombalı intihar eylemlerinin ardından, sahte pasaport ile İran'a kaçmak üzereyken Gürbulak Sınır Kapısı'nda yakalanarak İstanbul'a getirilen Yusuf Polat'ın dehşet itiraflarını ele geçiren Tercüman Gazetesi, bir cehaleti ve masumane bir inancın nasıl yozlaştırıldığını gözler önüne seriyor. Kendisini inançlı diye tanımlayan ve saldırılarda, sadece Yahudilerin öleceğine inanan Polat, "Müslüman kanı döküleceğini bilmiyordum. Bana sadece Yahudilerin öleceği söylendi" dedi. İşte adım adım eyleme giden yol ve itiraflar: SİNAGOGDA KEŞİF "Habip Aktaş ve Feridun Uğurlu beni alarak Şişli'deki Beth İsrael Sinagog'una götürdüler. Burada bombalı bir saldırı gerçekleştireceklerini söyleyince, keşif yaptık. Bir cep telefonu vererek içinde sadece üç tane telefon numarasının kayıtlı olduğunu, 15 Kasım günü arayıp aramızda planlanan, 'Yengeyi al gel' şifresini söylemem istendi. Olay günü sabahı sinagog önünde keşif yaptım. Sinagog önünde ve arkasındaki sokağı kontrol ederek, ortamın müsait olduğunu belirtmek için bu kişileri arayıp daha önce belirlenen şifreyi söyledim: 'Yengeyi Al Gel'. HABERİM YOKTU Daha sonra otobüse binerek olay yerinden ayrıldım. Mecidiyeköy'e geldiğimde bir patlama sesi duydum. O anda eylemin gerçekleştiğini anladım ve eve giderek televizyonu açtım. Haberleri dinlerken, ikinci bir saldırının da Neve Şalom'da gerçekleştiğini gördüm. Benim o saldırıdan haberim yoktu. Neve Şalom Sinagogu'na bombalı intihar saldırısını gerçekleştiren Gökhan Elaltuntaş ve Beth İsrael Sinagogu'na saldıran Mesut Çabuk'u tanımıyorum. Ömrümde hiç görmedim. Ben sadece bana verilen telefon numaralarını arayarak şifreyi söyledim. FERİDUN ÜZGÜNDÜ Patlamadan sonra akşam saatlerinde Feridun Uğurlu ile bir araya geldik. Çok üzgündü. Tahminim, kendisi de bombalı eylem için hazırlanmıştı. (Feridun Uğurlu bu görüşmeden 4 gün sonra İngiltere Başkonsolosluğu'na intihar saldırısı düzenledi.) Bu görüşmeden sonra kendisiyle irtibatım kesildi. Her şeyi televizyon ve gazetelerden öğreniyordum. YURTDIŞINA KAÇACAKTIM Eylemleri planladığımız Habip Aktaş ve Feridun Uğurlu beni yurtdışına kaçıracaklardı. Feridun'un intihar saldırısını gerçekleştirdiğini öğrenince Habip Aktaş'ı aradım. Ancak ona da ulaşamadım. Nerede olduklarını bilmiyorum. Bir hafta haber bekledim. Yalnız bırakılmıştım. Aradıklarıma ulaşamayınca sahte pasaport edinerek bir İran firmasına ait otobüsle yola çıktım. Ancak Gürbulak Sınır Kapısı'nda yakalandım. YAHUDİLER ÖLECEKTİ Ben bir İsrail düşmanıyım. İsrail dünyadaki bütün Müslümanlara zulüm yapıyor. Bu eyleme İsrail düşmanı olduğum için girdim. Bana bu bombalı saldırı da sadece Yahudilerin öleceği söylendi. Ama Müslümanların öldüğünü görünce pişman oldum. Müslümanların ölmesi ile bu eylem İsrailliler'in işine yaradı. Kullanıldığımı anladım." Sorgusunda polislere her şeyi tüm ayrıntıları ile anlatan Yusuf Polat, kendisini sorgulayanlara, "Yanlış yapıyorsunuz" dedi. Polislerin bu olayda kendilerini yakalamak için hep sakallı insanlara yönelik operasyon yaptığını söyleyen Yusuf Polat, "Siz asıl sakalsızlara dikkat edin. Onları toplayın.Çünkü bu olayla ilgisi olanların çoğu sakalsız" şeklinde ifade verdi. YÜZLERİNİ GİZLEDİLER Bu arada, olaylarla ilgili soruşturma kapsamında gözaltına alınanların, tutuldukları nezarethanede Kur'an-ı Kerim okumaları dikkat çekti. Gözaltındaki kadınların sorgu sırasında oldukça korktukları ve kamera kayıtlarına girmemek için yüzlerini kapatmak istedikleri öğrenildi. Öte yandan, bombalı intihar saldırılarının ardından basına haber sızdırılmaması için bir dizi önlemler alındı. Saldırıların hemen adından ilk eylemci Mesut Çabuk'un adı basında yer alınca bilginin emniyet dışından sızdırıldığını tespit eden polis, eylemcilerle ilgili DNA örneklerini ve sağlık kontrollerini farklı isimlerle yaptı. Emniyet, içindeki birimlerde bile bu gizliliği koruyarak yapılan çalışmalarda polisin gerçek dışı kullandığı isimler basına yansıdı. Azad Ekinci'yi intihar eylemcisi olarak lanse eden medya, Gürcan Baç'ı ve Murat Uğur'u dördüncü bombacı olarak yayınladı. Bugüne kadar olaylarla ilgili gözaltına alınan hiç kimse Azad Ekinci'nin ismini telaffuz etmedi. Azad Ekinci'nin ise her dört saldırı ile direkt bağlantısı olduğu polis tarafından biliniyor. CAN ATIYORLARDI Yusuf Polat, ifadesinde masumane inançları olan insanların nasıl birer canlı bomba haline geldiği de gözler önüne serdi. Polat, evlerde 10-15 kişilik gruplar halinde dersler aldıklarını ve bu derslerde üç ana konunun ön plana çıkartıldığını söyledi. Bunların İslam, Cihat ve Şehadet olduğunu ve kendisinin de bazen ders verdiğini itiraf eden Polat, "Derslerde en çok Müslüman ülkelerde Yahudiler tarafından zulme uğramış insanların görüntüleri CD ile seyrettirilerek, ayetlerle şehadetin önemi anlatılıyordu. Derse katılan ve etkilenen insanlara 'kim canlı bomba olmak ister' sorusu yöneltiliyordu. Bu derslerin etkisinde kalanlar ise canlı bomba olmak için can atıyorlardı" dedi.h.b.tercüman Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:09

İLGİLİ HABERLER