2 DOÇENT İNTİHALDEN SUÇLU BULUNDU
Erciyes Üniversitesi'nde intihal iddiaları yüzünden iki profesörün tabancalı kavgasının yankıları sürerken, bu kez İzmir'de yeni bir ‘makale’ konusu ortaya çıktı.
Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) Maliye Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurettin Bilici'nin Ankara Sanayi Odası'nın aylık ASOMEDYA adlı dergisinin Nisan 2002 tarihli sayısında ‘Avrupa Birliği'nde Mali Yardım Kavgası, Türkiye'de Başka Kavgalar’ başlıklı makalesi yayımlandı.
Ancak Prof. Dr. Bilici'nin makalesi Dokuz Eylül Üniversitesi İktidasi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye Bölümü Başkan Yardımcısı Doç.Dr. Mustafa Sakal ve aynı bölümde görevli Yrd.Doç. Dr. Hakan Ay tarafından intihal edildi.
Makale Sermaye Piyasası Kurulu'nun (SPK) çoğaltıp yayınladığı ‘Avrupa Birliği üzerine yazılar’ adlı 177 yayın nolu kitabın 375-417 sayfalarında öğretim üyeleri Sakal ve Ay imzasıyla ‘Avrupa Birliği'nde Yapısal Fonlar ve Mali Yardımlar’ başlığı altında aynen kullanıldı.
Prof. Dr. Bilici, makalesinin İzmir'deki meslektaşları tarafından aynen kopya edilip yayımlandığı iddiasıyla Ankara Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nde dava açtı, maddi manevi tazminat istedi. Hem SPK yetkililerinin hem de Doç.Dr. Sakal ve Yrd.Doç.Dr. Ay'ın savunmalarını değerlendiren hakim, Prof.Dr. Bilici'yi haklı buldu.
Doç.Dr. Sakal ve Yrd.Doç.Dr. Ay, dava açan Prof.Dr. Bilici'ye, 1000 YTL maddi, 3 bin YTL manevi tazminat ödemeye mahkum edildi.
ÜNİVERSİTE CEZA DAVASINA İZİN VERMEDİ
Yargılanmalarına izin istemiyle Yrd. Doç.Dr. Ay ve Doç. Dr. Sakal hakkında Dokuz Eylül üniversitesi'nde de soruşturma açıldı. Ancak soruşturmacı Prof. Dr. Fezvi Demir'in ‘intihal edilmediği’ yolundaki raporu Prof. Dr. Orhan İçöz, Prof. Dr. Öcal Usta ve Prof. Dr. Çetin Türkçü'den oluşan Ceza Kurulu tarafından oybirliği ile kabul edildi.
BİLİCİ: İDDİAMI KANITLADIM
DHA muhabirinin telefonla ulaştığı Prof. Dr. Bilici, iddialarını yargıda kanıtladığını, ancak ceza soruşturması için başvurduğu Dokuz Eylül Üniversitesi'nde, iki meslektaşının ‘aklandığını’ söyledi. Prof.Dr. Bilici, “Öğretim üyesi olarak bizlerin örnek olması, dürüst, doğru olması gerekir. Öğrencilerimize bilgiden önce bunları vermemiz gerekir. Biz hocalar biraraya geldiğimizde böyle intihal olaylarından dert yanıyoruz. Herkes problemi söylüyor ama kimse mücadelesini vermiyor. Oysa bu tür olayların önüne geçmek için bizim mücadele etmemiz gerek, ben de bunu yaptım. Ancak Üniversite soruşturma izni vermedi. Üniversitenin bu olayın üzerini kapatma anlayışını doğru bulmuyorum. Mahkeme kararıyla intihal kanıtlanmışken, soruşturmacının kopya olmadığına dair raporu üç profesör tarafından kabul edilip, ‘men'i muhakeme’ kararı alınmıştır. Bu yanlı ve yanlış karara da itiraz ettim. Üniversite Ceza Kurulu üyeleri hakkında da suç duyurusunda bulundum” dedi.Derginin editörlerine durum bildirildi ama uyarıya rağmen düzeltme yapılmamış. Hatta yazıyı hazırlayanlar arasında benim adım Hakan değil, Metin diye geçiyor. Yani böylesine bir editör hatası var, incelemeden baskıya verilmiş. Ancak iş bizim başımıza patladı. Bilirkişi incelemesinde kesinlikle yanlışlık olduğu kanaati oluştu. Buna rağmen dava devam ettirildi. Davanın sonucu hakkında henüz bize ulaşmış bir bilgi yok” dedi.
Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 09:57