Ekonomi
  • 30.6.2012 20:39

2023 hedeflerine ulaşmak için daha çok üretmeliyiz

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Türkiye'nin, 2023 yılında 500 milyar dolar ihracat rakamına ulaşmayı ve dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmayı hedeflediğini belirterek, ''Bu hedeflere ulaşmamız için, Türkiye'nin her yerinde daha çok üretim yapmalı, daha ileri teknoloji gerektiren ve katma değer oluşturan ürünler üretmeliyiz'' dedi.
     Pamukkale Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Bölgesi (PAÜ Teknokent), Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Ergün'ün de katıldığı törenle açıldı.
         
     -''Üniversiteler sanayinin başrol oyuncusudur''-
    
     Üniversitelerin, bulundukları kentin ve ülkenin gelişimi için büyük önem taşıdığını, ülke sanayisinin yüksek katma değerli ürünler üretmesinin de yolunun üniversitelerle işbirliğinden geçtiğini belirten Ergün, ''Biz şunu biliyoruz ki, üniversitelerimizi sanayi ve üretim sürecinin içine ne kadar dahil edebilirsek, o kadar gelişeceğiz. Bu nedenle şu hususu sürekli vurguluyoruz; üniversiteler, sanayileşmede bir yardımcı oyuncu değildir, başrol oyuncusudur. Doğrudan doğruya işin önünde olmalıdır, önünde koşmalıdır'' diye konuştu.
     Ergün, bu nedenle, üniversite-sanayi işbirliğinin en önemli araçları olan teknoparklara büyük bir önem verdiklerini ifade ederek, şunları söyledi:
     ''Dünyada teknoparkların tarihi yarım asrı geride bırakıyor. Bugün gelişmiş ülkelerde birçok önemli dünya markası, çalışmalarına hala teknoparklarda devam ediyorlar. Büyük bir grup haline gelmelerine, çok zenginleşmelerine, çok yeni teknolojiler geliştirmelerine rağmen, o işe başladıkları yeri terk etmemişler. Teknoloji yoğun firmalar için üniversitelerde üretilen bilgiyi yakından takip etmek, bu bilgiyi kendi alanlarına tatbik etmek büyük önem taşımaktadır. Ne yazık ki, bizim ülkemiz bu işte geç kalmış. Ülkemizde 2002 yılında sadece 2 tane teknoparkımız vardı, şimdi bugün 45'e ulaştı. Teknoparklarımızda kurulu firma sayısı 2 bine, personel sayısı 17 bin rakamına ulaşmış bulunuyor. Çok büyük oranda yazılım, elektronik, medikal gibi kritik sektörlerde faaliyet gösteren bu firmalarımız, artık ürettikleri teknolojileri yurtdışına da ihraç etmeye başladılar.''
     PAÜ Teknopark'ın da çok önemli yatırımlara ev sahipliği yapacağına inandığını belirten Ergün, şimdiden 30'u aşkın firmanın bölgede faaliyete başladığını ve bu bölgenin sadece Denizli için değil, tüm Ege Bölgesi için bir yenilik ve Ar-Ge merkezi olacağını düşündüğünü söyledi.
    
     -2023 hedeflerine ulaşmak için-
    
     Bakan Ergün, Türkiye'nin son 10 yılda kamu maliyesi ve bankacılık sektörü gibi çok riskli alanlarda yaptığı düzenlemelerle tam anlamıyla bir güven ve istikrar ortamına kavuştuğunu, bunun sonucunda son yaşanan küresel krizin ardından 2 yıl üst üste dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri olarak öne çıktığını ifade etti.
     Bu süreçte, milli gelir, ihracat, reel sektör yatırımları, yurtiçi satışlar, doğrudan yabancı sermaye yatırımları ve istihdam gibi reel ekonomiyi anlatan her veride çok önemli başarılar sağlandığına işaret eden Ergün, şunları kaydetti:
     ''Şimdi 2023 Türkiye'sinde, yıllık 500 milyar dolar ihracat yapmak ve dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmak istiyoruz. Bu hedeflere ulaşmamız için Türkiye'nin her yerinde daha çok üretim yapmalı, daha ileri teknoloji gerektiren ve katma değer oluşturan ürünler üretmeliyiz. Üretim yelpazemiz içinde ileri teknolojili ve yüksek katma değerli ürünlerin payını en az yüzde 20'ler seviyesine çıkarmalıyız. Türkiye'yi, sadece bir üretim ve montaj merkezi değil, aynı zamanda teknoloji ve tasarım merkezine dönüştürmeliyiz. Sanayicilerimizin gündemi Ar-Ge olmalı, inovasyon olmalı, tasarım ve markalaşma olmalı, üniversitelerle daha yapıcı ilişkiler kurmak olmalıdır.''
     Ergün, bakanlık yapısında geçen yıl yapılan değişiklikle Türkiye'nin sanayi, bilim, teknoloji, Ar-Ge ve markalaşma gibi alanlarda hissettiği ihtiyaca uygun bir yapılanmaya gidildiğini belirtti.
     Bu kapsamda Ar-Ge merkezlerinin kurulması yönünde çalışmalar yürüttüklerini, üniversite-sanayi işbirliğinin artırılması için ''San-Tez'', yüksek tekonoloji yatırımları için de Teknogirişim Sermayesi programlarını uygulamaya koyduklarını anlatan Ergün, bunun yanı sıra KOSGEB ve TÜBİTAK gibi kurumlarca sağlanan destekleri de geliştirerek sürdürdüklerini söyledi.
    
     -Desteklerden yararlanın çağrısı-
    
     Bakan Ergün, sağlanan Teknogirişim Sermayesi desteğinden Pamukkale Üniversitesi'nden bugüne kadar 5 öğrencinin yararlandığını, ancak San-Tez projesi için yapılmış bir başvuru olmadığına işaret ederek, şunları söyledi:
     ''San-Tez Projesi, sanayi ile üniversitenin tam olarak bir proje kapsamında işbirliği yapması demek. Bir sektörde yeni bir teknoloji geliştirme ve o sektörün bir sorununu çözüme kavuşturma veya o sektöre rekabetçilik kazandırma fikrinin üniversite ve sanayi işbirliğinde bir projeye dönüştürülmesidir. Bu proje aynı zamanda bir doktora tezi haline geliyor. Üç yıllık bir araştırma süresi var, 6 ay da uzatması var. Maksimum 3,5 yıllık bir araştırma süresinde çalışma, bir doktora tezine dönüşüyor. Bu çalışma sonucunda bir de teknolojiye, teknolojik ürüne dönüşme potansiyeli, ticarileşme potansiyeli olan bir proje ortaya çıkıyor. Bununla ilgili yapılan harcamaların yüzde 75'ini biz karşılıyoruz. Miktar sınırlaması da yok. İsterse 3,5 yıl bunun Ar-Ge'sine 1 milyon lira harcayın, isterseniz 10 milyon lira harcayın, isterseniz 100 milyon lira harcayın, yüzde 75'ini biz veriyoruz, yüzde 25'ini de sanayi karşılıyor. Yüzde 75 bizden, yüzde 25 sizden. Belki bu kadar net izah edilmemiş olabilir. Bu imkandan yararlanılmalı, Türkiye artık buraya doğru gidiyor. Onun için San-Tez projelerini de somut projeler olarak görmemiz lazım.'' 

 

Güncellenme Tarihi : 22.3.2016 17:01

İLGİLİ HABERLER