432 TON DEMİR SAT, 1 TON İLAÇ AL
ANKARA - Ankara Ticaret Odasından (ATO) araştırmaya ilişkin yapılan açıklamada, 2009 yılında 38,7 milyar dolar olan Türkiye'nin dış ticaret açığının yüzde 32'sini oluşturan 12,4 milyar dolarlık kısmının ileri teknoloji ürünü dış ticaretinden meydana geldiği belirtilerek, ham petrol doğal gaz ve diğer enerji ürünleri hariç tutulduğunda ise dış ticaret açığının yaklaşık yüzde 98?inin ileri teknoloji ürünleri dış ticaretinde verilen açıktan kaynaklandığının hesaplandığı kaydedildi.
Açıklamada, yüksek teknoloji endüstrilerinin, Ar-Ge yoğun endüstriler olduğu için genel olarak yüksek katma değerli, diğer bir ifadeyle ''yükte hafif pahada ağır'' mal üretiği, ihracatı ağırlıklı olarak orta ve düşük teknoloji ile tarım ürünlerine dayanan Türkiye'nin ise kelimenin tam anlamıyla ''yükte ağır, pahada hafif'' mal üretip sattığı ifade edildi. Bu nedenle Türkiye'nin bazen bir kiloluk bir ithalat için TIR'lar dolusu mal vermek zorunda kaldığına işaret edilen açıklamada, şu görüşlere yer verildi:
-İHRACAT YÜKÜNÜN YÜZDE 35'İ DEMİR-ÇİMENTO-
''Türkiye'nin ihracatının ağırlık olarak büyük bölümünü çimento oluşturuyor. Öyle ki 86,2 milyon ton olan 2009 yılındaki ihracatın 20,8 milyon tonluk kısmını çimento, klinker ve alçı ihracatı, 11 milyon tonluk kısmını demir çelik (yuvarlak, kütük, blum) ihracatı oluşturdu. İki ürünün toplam ağırlığı Türkiye?nin yaptığı ihracatın toplam ağırlığının yüzde 35'ine yaklaşıyor.
Türkiye dışarıdan ortalama 570 dolardan (kilosu ortalama 156 dolar) bir adet dizüstü bilgisayar alabilmek için kilosu 6 sentten 2 bin 612 kilo çimento satmak zorunda kalıyor. Bir TIR'ın ortalama 24 ton taşıdığı dikkate alırsa Türkiye 1 TIR dolusu dizüstü bilgisayar alabilmek için 2 bin 600 TIR dolusu çimento satıyor.''
-DEMİR Mİ ELEKTRONİK Mİ?-
Cep telefonunun kilosuna ambalaj ve diğer aksesuarları da dahil 295 dolar ödeyen Türkiye'nin demir-çeliğin kilosunu ise ortalama 44 sentten sattığına dikkati çekilen açıklamada, yani bir TIR dolusu cep telefonu alabilmek için 670 TIR dolusu demir satmak gerektiği kaydedildi.
-BİR KİLO KALP PİLİ BİR OTOBÜS DEĞERİNDE-
Bir TIR ilaç alabilmek için 582 TIR dolusu ekmeklik un, 1 TIR dolusu aşı alabilmek 2 bin 88 TIR dolusu krom cevheri 1 kilo Alprazolan isimli ilacı almak için 1 TIR dolusu (yaklaşık 25 bin kilo) anorganik kimyasal ürün, organik, anorganik bileşik satmak gerektiği belirtilen açıklamada şöyle denildi:
''Türkiye 2009 yılında 30,5 milyon dolar vererek 9 bin 158 adet kalp pili ithal etti. Kalp pilleri için pil başına ortalama 3 bin 380 dolarlık bir ödeme yapıldığı dikkate alındığında, bir kalp pili alabilmek için yaklaşık bir TIR dolusu arpa vermek gerektiği ortaya çıkıyor. Bir kalp pilinin 20-25 gram olduğu dikkate alındığında da bir kilo kalp pili 168 bin doları buluyor. Buna göre de bir kilo kalp pili bir otobüsün değerine ulaşıyor.
Yine 2,5 ton yük taşıyan bir kamyonet dolusu iç organ protezi alabilmek için 2,1 milyon dolar ödemek, diğer bir ifadeyle 160 adet otomobil vermek gerekiyor. İthalat fiyatı 300 bin doları aşan bir bilgisayarlı tomografi cihazı için de yaklaşık 25 TIR dolusu mermer gerekiyor.
Türkiye, bir adet helikopter satın alabilmek için 49 TIR dolusu kabuksuz fındık ihraç etmek zorunda bulunuyor. 5 bin 610 kilo buğday verilerek ancak 1 kilo uçak ve helikopter yedek parçası alınabiliyor. Bir uçak alabilmek için de 723 TIR dolusu kuru kayısı satmak gerekiyor. Türkiye?nin toplam kuru kayısı ihracatı 6 uçak almaya yetmiyor.''
-DOMATES YERİNE TOHUMU-
Açıklamada, Türkiye'nin sadece ileri teknoloji ürünlerinde değil, tarım ürünlerinde de benzeri bir durum yaşadığına vurgu yapılarak tarım ürünü ihracatı yerine söz konusu ürünlerin tohumlarını geliştirip ihraç etmenin çok daha kazançlı sonuçlar verdiği, söz gelimi bir kilo domates tohumu alabilmek için 3 bin 429 kilo domates satmak gerektiği, bir başka ifadeyle 7 kilo domates tohumunun bir TIR dolusu domatese denk düştüğü öne sürüldü.
Aynı şeyin diğer tohumluluklar için de geçerli olduğu belirtilen açıklamada, ''Bir kilo patlıcan tohumu 7 tondan fazla patlıcana denk geliyor. Bir TIR dolusu patlıcan 3,5 kilo patlıcan tohumu alabiliyor'' ifadesine yer verildi.
-ATO BAŞKANI AYGÜN-
ATO Başkanı Sinan Aygün, Ar-Ge'ye bir uluslararası ilaç firması kadar bile kaynak ayıramayan Türkiye'nin yüksek teknolojiye seyirci kaldığını belirtti.
Türkiye'nin orta ve düşük teknoloji ile tarım ürünü ihracatıyla uluslararası düzeyde rekabet edemeyeceğini ve sürekli yüksek tutarlarda dış ticaret açığı vermek zorunda kalacağını vurgulayan Aygün, artık yapısal hale gelen cari işlemler açığı sorununun ancak ileri teknoloji ürünü ihracatıyla çözülebileceğini kaydetti.