58 yıldır yol kenarında giden aşkını bekliyor
Ağrılı aşık 58 yıldır sevdiğini bekliyor..
Ağrı’nın Taşlıçay (Avkevir) ilçesinde yaşayan Memiş Orhan (76), 18 yaşındayken sevdiği komşu kızını istemeye gitti. Kızın babası büyük miktarda başlık parası isteyince iki aşık kavuşamadı. Daha sonra kızın ailesi ilçeden taşındı ama Memiş 58 yıldır yol üstündeki küçük bir kulübede sevdiğinin dönmesini bekliyor.
Taşlıçay’da (Avkevir) halk arasında “Mamoş Amca” diye tanınan 76 yaşındaki Memiş Orhan, gençken komşusunun kızına sevdalandı. Ailesini de ikna eden Mamoş Amca, kızı istemeye gitti. Fakat kız evi yüklü miktarda başlık parası isteyince Mamoş’un ailesi bu isteği karşılayamadı.
Mamoş gibi ona aşık olan komşu kızı da bu duruma çok üzüldü. İki aşık, eğer kavuşmayacaklarsa bir daha başka kimse ile evlenmemeye söz verdi.
Bir süre sonra sevdiği kızın ailesi Hatay’a taşınınca Mamoş dünyaya küstü. Evini terk eden genç aşık, Ağrı-Taşlıçay yolu üzerinde küçük bir kulübede yaşamaya başladı.
Ağrı’ya her bahar olduğu gibi yılın ilk cemresi bu vakitler düşmüş, baharın müjdesi ağaçlara ve taşlara yansımız. Ama, burada bir gönül var ki, 54 yıldır cemre yüzü görmemiş. Ne bahar, ne yaz, ne de kışlar beklemekle bitmemiş.
Mamoş Amca’nın yol üstündeki kulübesinin yakınında durmadan akan bir çeşme var. Çeşmeden su ile birlikte yıllara sığan bir hasret de akıp gidiyor. Kavak ağaçlarının altındaki barakada yaşayan Mamoş Amca, zaman kavramını anlamsız kılan hazin öyküsünü şöyle anlatıyor:
“Birbirimizi çok seviyorduk. İstemeye gittik. Babası o zamanın parası ile 180 lira istedi. 180 lira o dönem çok büyük paraydı, bir otobüs alabilirdiniz. Ben de bu başlık parasını ödeyecek güçte değildim.
Babası vermedi. Bizden sonra babası gırtlak kanseri oldu, gözleri kör oldu, sol yanı felç geçirdi, midesi patladı. Daha neler geldi başına neler. Çünkü sevenleri ayıranlar asla mutlu olmazlar. O da hiç evlenmedi, kimseye de güvenmedi. Ben de kimseye güvenmedim. Biz sadece bir tek şeye inanırız, o da Allah’a.”
Tüm çabalarımıza rağmen Mamoş Amca, sevdiğinin ismini vermeye yanaşmadı. Bunu sadece kendi ailesi ile kızın ailesinin bildiğini söyledi. Mamoş’un anne ve babası da kızın anne ve babası gibi vefat edince hem yetim, hem de öksüz kalıyor.
Mamoş Amca, en büyük arzusunun tek dakika olsa bile sevdiğine kavuşmak olduğunu söylüyor:
“Keşke tek bir dakika bile olsa birbirimize kavuşsaydık. Bu düğünmüş, dernekmiş, bilmem neymiş, hiç önemli değil. İçinde sevdiğim olmayınca ne edeceğim köşkü sarayı. Şimdi bile kalbim hasta derse, kalbimi çıkarır veririm, sen yaşa ben öleyim derim.”
Bu topraklar Mem ve Zin’in aşkını da, Siyabend û Xecê’nin talihsiz sevdasını da gördü. Xatun ve Zembilfiroş’un yarasına şahit oldu. Mamoş Amca da onlar gibi aşkını kalbine gömmüş, gözleri yollarda gün sayıyor.
RUDAW
Güncellenme Tarihi : 11.5.2021 01:19