''7 ŞİDDETİNDEKİ DEPREM HABERSİZ GELMEZ''
Geçtiğimiz yıl Balıkesir merkez üssü olan depremi mail yoluyla bildirmişti ve o gün Balıkesir'de bir sarsıntı meydana gelmişti. Geçtiğimiz hafta da aynı şey oldu. Rodos'ta meydana gelen 5.6 şiddetindeki depremin haberini bir gece önce vermişti. Bunun üzerine Kadir Sütçü ile yeniden irtibata geçtik ve Küçükarmutlu'da bulunan evini, karıncalarını görmeye gittik. Evine gitmeden bir akşam önce kendisiyle telefonda konuştuğumuzda siz buraya gelene kadar Endonezya'da deprem olacak demişti. Gerçekten de Sütçü'nün yanına gittiğimizde deprem haberi geleli sadece bir saat olmuştu. Üstelik Sütçü ile konuştuğumuzda bize büyük bir rakam verdi. Bu zamana kadar 7 bin 900 deney yapmış ve deneylerin sonucundaki tüm tahminleri doğru çıkmış..
Karıncalarla depremi bilen adam olarak basında yer alan Sütçü, yine bilimadamlarına kafa tutmaya devam ediyor ve ekliyor: "Bana deli diyorlar"
Bilinmeyeni bilinir hale getireceğim diye iddia ediyorsunuz? Nasıl başladı karıncalarla depremi bilmeye çalışma merakı?
11 Kasım 1999'da evimin bahçesinde gezerken erik ağacının gövdesine yerleşmişlerdi. Yuvalarını terk etmişlerdi. Ağaç da 3 yıllıktı, çürüğü de yoktu. Karıncalar niye buraya gelmiş diye düşündüm. Ağacı salladım ama düşüremedim. 12 Kasım'da deprem olunca, bu karıncalar depremden kaçtı, bir inceleyeyim diye başladım bu işe.
Ne zamana kadar sürdü? Süreci anlatabilir misiniz?
2004 yılına kadar koloni kurmakla meşgul oldum. Dişi ve erkekler birleştiği zaman erkekler ölüyor, dişiler de kanatlı oluyor. Dişi karıncayı bir yere koyduğunuzda çopalıyor. 3 ay yuvasından çıkamıyor ve kanatlarını yiyor. Yavrular yapıyor, o yavrular ana karıncanın komutu altında gelişiyorlar. Ana karıncanın 15 yıl yaşama şansı var, hep doğuruyor. Sistematik yapısı bu. Bir kolonide 1000 karınca oluyor. 4-5 yılda bir koloni ancak meydana geliyor. 2004'ten 2006'ya kadar projelendirdim. Daha sonra Milli Eğitim'de fen bilgisi öğretmenlerine eğitim verdim. Onlara da bir proje yaptırdım. Karıncalar depreme duyarlı mıdır, değil midirdi ismi projenin. Sonuç raporlarında, hiçbirinden "hayır" gelmedi. Bunlar 17 Ağustos'tan önce evlerini karıncaların bastığını söylediler. Birlikte araştıralım dedim. Bilinmeyen noktayı bilmek için çalışalım dedik. Bilinmezlik devam edince fakir vatandaş depremden olumsuz etkileniyor, zengin vatandaş için de aynı şey. Başlarken değerlendirme yaptık, önce programlama yaptık. Bu bilinmezlik bilinen bir hale gelene kadar çok yıpranırım dedim ama dünyada bu proje üstün bir halde kalır dedim. Edison ampulü nasıl bulduysa bu da böyle bir buluş olur dedim. Karıncayı inceliyorsunuz, Kandilli'ye bakıyoruz. İnterneti bilmek lazım. Bir başkasının taşıma suyuyla bu dönmez.
"EVDEKİ KİŞİYİ 6 AYDA İKNA ETTİM, DIŞARDAKİLERİ NASIL EDECEKTİM?"
Siz bunları yaparken evde ne oluyordu? Yani bir oğlunuz var, eşiniz var sonuçta? İnandılar mı size?
Karıncaları mutfakta inceliyordum. Hanım dedi ki "Mutfakta inceleyemezsin". Mutfağın yerini değiştirdik. Manyas depremi ve Gemilk depremi vardı o dönemde. Karıncaların sıra dışı hareketlerinin fotoğraflarını çektim. Depremler oldu. Eşime sordum yüzde kaç inandın diye. Bana yüzde 30 yanıtını verdi. 6 ay boyunca onu ikna etmeye çalıştım. Evindeki insanı 6 ayda ikna edebiliyorsanız, dışarıdaki kişileri ikna etme süresi çok uzun. İnsan ister istemez korkuyor ve kimsenin bilemeyeceğini bileceksin... Hatta insanların bana "şarlatan" deyip küfür edeceğini bile düşündüm. Ama düşünmeden de işi yapamam. Küfür edenler çok. Ama ne yapıyoruz, görmedik, duymadık, bilmiyoruz.. Manyas depreminde sıra dışı davranışlarını tespit ettim.
Nedir sıra dışı davranışları?
Karınca yuvasından çıkıp sağa sola devriliyor, yol şaşırıyor, yuva ağzında kümeleşiyor. Normal davranışları iki tane, aynı çizgi halinde yürümek ve yiyeceği bulduğunda çevreleyip yiyeceği yuvasına götürürler. Karıncalar koloni halinde olurlar ve hiçbir tanesi bireysel davranış için çaba harcamaz. Koloni bulunduğu grubu düşünüyor. Askerler gibi. Bir askere parola verirsiniz ve bilemezse bir asker kendi içine koymaz. Asker gibi çalışıyor karıncalar. Karıncalarla arıların eşdeğer çalışmasına bakarsanız, birkaç ana karınca ortak yaşayamaz, arılarda başkan tektir.
"7 BÜYÜKLÜĞÜNDEKİ DEPREM HABERSİZ GELMEZ"
Büyük bir depremde neler oluyor karıncalar üzerinde?
Karıncalarda bu hareketler küçük depremlere işaret ediyor. Daha üst davranışlar, uyuşukluk, kasılma ve yavaş yavaş havale geçiriyor. Bir karınca neden havale geçirir düşünemiyor. Bunları elektromanyetik ışınlar çarpıyor. Yani gökyüzünde olan bişr enerji bu. Deprem öncesinde çıkan bir enerji. Bunu kimse inkar edemez. 7 büyüklüğündeki bir deprem habersiz gelmez. Bütün profesörlerin görüşleri budur. Bir tane profesör gelsin, "Habersiz gelir deprem" desin bu işi anında bırakırım. Bu işareti bulmak gerekiyor. Karıncalar uyuşukluk gösteriyor, havale gösterirse. Bir diğer durum da havaleden sonra çiçek kümesine dönüşüyor bu küme öbek haline dönüşüyor. Altında bir solucan da olabilir.O öbeği takip etmeniz gerekiyor. Büyük küme sonucunda ölüm meydana gelirse, ölüm oranı eşittir depremin büyüklüğü. İstanbul'da ben araştırdığımda büyük deprem oldu mu? Olmadı. Gönen'de, Manyas'ta oldu. Bunları teker teker siteme yazdım. Bazen üzerinde duramayabiliriz. Her depremi kaydedemem ki görevim değil ki.
"IŞIKARA BEY'E SELAM SÖYLÜYORUM"
4'ün altındaki depremler, 4-5 civarındakiler ve 5'ten yukarı depremler için sıradışı davranışlar gösteriyorlar. Karıncalaırn yüzde 80'i ölürse bu 7 büyüklüğünde bir depremi işaret eder. Niğde Üniversitesi de bu araştırmayı yapmış. Karıncaların yüzde 80 ölürse 7 büyüklüğünde bir deprem olur demişler. Işıkara Bey'e de buradan selam söylüyorum. "Hayvanlar depremi bilemez" diyor.
Peki neden uğraşıyorsunuz karıncalarla, amacınız ne?
Vatandaş öyle demiyor ama, "Şu depremi neden bilemediniz" diye soruyor. 7 büyüklüğündeki bir deprem sıradışı bir hareket gösterince yazıyoruz sitemize de. Ben kendi isteğim ve merakım üzerine çalışıyorum.
Ben Niğde Üniversitesi kısmına takıldım. Niğde ile irtibata geçtiniz mi?
Hayır. Trakya Üniversitesi ile görüştüm ama onlardan bana geri dönen olmadı. Ben de bıraktım. Bir koloni pupalarını dışarı çıkarmıştı. Bir ay boyunca böyle kaldı. Sitemi izleyenlerden biri, pupalarını dışarı çıkarmaya sebep, "Çin depremi oldu" dedi. Ama Çin uzak olduğu için böyle birşeye ihtimal vermedim. Ama elektro manyetik dalgalar her yere gidebiliyor. MSN'de o dalgalarla görüşebiliyorsak herhangi bir yerde olan fay kanalıyla etkileyebilir.
Şu zamana kadar kaç deney yaptınız?
Karıncalarla gözlem yaparken, 4000 deney yaptım. Bu kadar deneye kadar tahmin diyemiyordum. Terliyordum. Çünkü milyarlarca yıldır hiç kimsenin bilemediğini bilmeye çalışıyorsunuz hem de profesörlere meydan okuyorsunuz "Ben biliyorum" diyerek. "Deli mi bu adam" diyecekler diye düşünüyordum. Kendim emin olduktan sonra internet sitesi kurdum. 1 Temmuz 2007'den itibaren tahminciliğe başladım. Bir gün önceki verilerle İstanbul depremi bilinir mi? 24 kolonide kümeleşme olduğunda İstanbul'da deprem olacak diyeceğim. Bu veriler doğru mudur? 2007'den bu dakikaya kadar doğru çıktı. 7900 deney yaptım. 4 saatte bir kontrol ediyoruz. İlk başladığımda gece uyumuyordum, 15 dakikada bir bakıyordum. Büyük bir sıra dışı davranış olmadığı zaman günde bir kez yazıyorum.
"DEPREMİ BİLMEK İÇİN BAŞKA PARAMETRELER BULMAK LAZIMDI"
Siz sadece karıncalarla biliyorsunuz depremi yani, öyle mi?
Yok... Karıncalardan sonra gökyüzünü incelemeye başladım. Sadece karıncalar bilmez ki, bunun yanında başka parametreler daha bulmak lazım. Bçr köpeğimiz vardı, acıktığında uluma yapıyorlar. Köpekler doğadaki olan olumsuzluklardan rahatsız oluyorlar. Bunları iyi kaydetmek lazım. Altı ay köpek besledim ona baktım. Bu arada da matematik öğretmenlerini kursa aldım. Mantıksal bir olayı nasıl sayısala dökeriz diye yardım aldım. Bir öğretmenimiz, 7 kat yer 7 kat gök dedi. Karıncalar bilir, sen göğe bak dedi. Ondan sonra da gökyüzüne baktım. Kursta bu matematik hocasına dersi sen anlat dedim. Dünya yerçekimiyle duruyor. Dünya plakalar halinde dedi. Karıncalar hareket edince, gökyüzünde kızarma oluyor. Kızarıklığı görünce meteorolojiye bakıyorum yağmur var mı yok mu diye. Karıncalar hareket ediyor, gökyüzü kızarıyor. Bir alakası var mı yok mu diyerek inceledim. İstanbul seması tam tepemde. Ondan 50 mt yukarısı Gemlik, sonraki 50 mt yukarısı Bursa böyle diyerek semayı böldüm. Tepeme geldiğinde Akdeniz. Sonrasında sağa bak sola bak derken, Doğu Erzurum'a ve sonrasına ulaşıyor. Bu sistemde gökyüzüne böldüğümde dünyaya ulaştım.
Nasıl yani?
Bulut diye bir olay yok. Elektromanyetik enerji dalgası vardır. Bulut atmosferdedir, o da yağış bulutlarıdır biz göremeyiz. Bulutlar volkanlardan ya da deprem kırıklarından oluyor. Bu dalgalar atmosfere ulaşırsa yağış bırakıyor.
Uzaydaki bilim değişecek. Tüm bulutlar deprem kırıklarından, volkanlardan çıkıyor. Gri bulutlar, saçaklı bulutlar deprem bulutlarıdır. Gördüğünüzde 24 saat içinde vurur. Bir de kırıktan bir ay önce çıkanlar var. Deprem kırığı birkaç kez enerji çıkarıyor. Koca bir kütle çöküyor.
"BİLİM BUNU ARAŞTIRSIN: ELEKTROMANYETİK DALGA"
Dünya plakalar halinde. Masanın kurtaracağı kilo miktarı 20 kg. 25 kg verirseniz masa çöker. Yağmur, fazla gelirse neyi kıracak, alttaki plakayı kıracak. Ne yapacak dengeleyecek. Çökertecek. Dünya bir kalp gibi çalışır, kalp damarları nedir? Faylardır. Faylarda stres oluşuyor. Bazı faylarda kriz geliyor. Kriz Endonezya, Japonya'da oluyor. Tansiyon da Türkiye'de. Yerin tansiyonu yükseliyor. Boşalmak istiyor. Elektromanyetik enerji dalgaları çıkınca oluyor. Atmosfere ulaşırsa yağış gelir ulaşmazsa yağış bulutu değil diyor meteoroloji uzmanları. Bu bulutlar buharlaşıp atmosfere gidip yağış bulutu oluyor. Bilim bunu araştırsın.
"PROFESÖRLERLE DALGA GEÇİYORUM"
Dünyayı izlediğimde depremlerin nereyi etkilediğini görebiliyoruz. Sudan'da deprem olduğunu duydunuz mu? Yağış var ama plaka sağlam. Ama petrol var. Enerji çıkıyor. Gaz boşalıyor. Stres boşalıyor. Nereyi kırıyor? Kızıldeniz veya Atlantik Okyanusu'nu kırıyor. Oradaki sıkışmayı biz görüyoruz. Bu sıkışma Türkiye'yi de yansıyor. Endonezya'daki depremi nasıl bileyim müneccim miyim? Bunları inceliyorum buluyorum.
Elektromanyetik enerji dalgalanması olmazsa deprem olmuyor, ben buna e-dalga diyorum. Bu isimle profesörlerle dalga geçiyorum bugüne kadar bulamamışlar ya!
İstanbul'da kritik birşeyler görüyor musunuz? 7 büyüklüğünde deprem bekleniyor diyorlar..
Yok şu an için öyle bir bulguya rastlamadım. İnsanlar rahat olsun. Kolonilerimin hepsinde ölüm gerçekleşirse ve gökyüzü de bunu doğrularsa bilin ki o gün herkese haber vereceğim..
BİR DE SU DALGASI EKİBİ KURDU
Kadir Sütçü, karıncalar ve gökyüzünü inceledikten sonra işi suya da dökmüş ve bir su dalgası ekibi kurmuş... Sudaki ppm miktarı ile depremleri tahmin etmeye çalışıyor. Ekibin başında yine Kadir Sütçü var. Yanında kayınbiraderi İnşaat Mühendisi olan Remzi Öztürk ve komşuları Ali- Çiçek Erkut...
Hocam su dalgası ekibi kurmanınızın sebebi nedir?
Şehir şebeke suyunun ppm'i bir anda 500'e çıkıyorsa bir durum vardır. Neden bu rakam yükselir? Bunları araştırmaya başladık ve bu ekibi kurduk. Büyük depremler, denizdeyse sebepsiz yere önceden deniz çekilmesi karada olursa takibini yapamadığımız, yollarda yada bazı yerlerde (göletlerde) çöküntünün oluşmasıyla ilgili olarak şehir şebeke suyu kanallarında arızalar meydana gelebilir. Bu sebeplerden dolayı evinize giren şehir şebeke suyunun ppm’nin ölçümünün yapılması hem sağlığınız açısından hem de yeni projemizin başlangıcı olarak düşünüyorum.
SU DALGASI EKİBİ NASIL ÇALIŞIYOR?
Kadir Sütçü'nün, şehir dışında da bağlantılı olduğu bir ekip var. Olağanüstü bir durum gördüğünde şehir dışındakilerle irtibata geçiyor ve kişilerin evindeki, işyerindeki, çeşme veya kuyu sularının ppm ölçümlerini aldırıyor ve onlara bakıyor. Ölçümler ise TDS Metre isimli bir cihazla alınıyor. Mesela suyun her günki ppm miktarı 140 ise eğer Kadir Sütçü haber verdiyse ve o sırada yapılan ölçümlerde yüksek bir ppm miktarı çıkıyorsa büyük bir deprem var demektir.
HABERTURK