
ABD'de görülmemiş vaka! COVID-19 enfeksiyonu 2 yıldan uzun sürdü
Boston’da bağışıklık sistemi zayıf olan 41 yaşındaki bir adamın, COVID-19’un aktif enfeksiyon evresini 750 günden fazla yaşadığı ortaya çıktı. İki yılı aşkın süre boyunca solunum problemleri yaşayan hasta, bu süreçte beş kez hastaneye kaldırıldı.
Uzmanlar, bu durumun "uzun COVID" olarak bilinen hastalıktan farklı olduğunun altını çiziyor. Bu vakada semptomların, virüsün vücuttan tamamen temizlendikten sonra değil, SARS-CoV-2'nin aktif enfeksiyonu sırasında ortaya çıkmaya devam ettiği vurgulanıyor.
Boston Üniversitesi’nden Joseline Velasquez-Reyes liderliğindeki ekip, Mart 2021 ile Temmuz 2022 tarihleri arasında hastadan alınan örnekleri analiz etti. Bulgular, virüsün toplum genelindeki mutasyon hızına benzer şekilde değişim geçirdiğini ortaya koydu.
UZUN SÜRELİ ENFEKSİYONLAR YENİ VARYANTLARA KAPI AÇIYOR
Harvard Üniversitesi’nden epidemiyolog William Hanage, bu tür uzun süren enfeksiyonların virüse "konak hücreleri daha etkili şekilde enfekte etme yollarını keşfetme fırsatı" sunduğunu belirtti. Hanage, daha bulaşıcı varyantların bu tür vakalardan ortaya çıkabileceğine dair bilimsel kanıtların arttığını söyledi.
BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ ÇÖKMÜŞTÜ
Hastanın ileri düzey HIV-1 taşıdığı, bağışıklıkta kritik önemdeki T-hücre sayısının yalnızca 35 hücre/mikrolitre seviyesinde olduğu belirtildi. Normal aralık ise 500–1500 arasında.
Hastanın, 2020 Mayıs’ında COVID-19 kaptığı ve bu dönemde ne antiretroviral tedavi gördüğü ne de gerekli sağlık hizmetine erişebildiği ifade edildi.
RİSK SÜRÜYOR
Araştırmacılar, virüsün bu hasta özelinde bulaşıcılığını büyük ölçüde kaybetmiş olabileceğini belirtiyor. Ancak tüm vakaların aynı seyri izlemeyeceği uyarısında bulunarak benzer durumların yakından takip edilmesi gerektiği vurgulanıyor.
Uzmanlar, bu tür uzun süreli aktif enfeksiyonların sadece bireysel sağlık açısından değil, toplum sağlığı bakımından da ciddi riskler taşıdığına dikkat çekiyor. Aşılamanın devam etmesi ve özellikle kalabalık, kapalı ortamlarda maske kullanımının sürdürülmesi gerektiği vurgulanıyor.
Çalışma, tıp dünyasının önde gelen yayınlarından ''The Lancet'' dergisinde yayımlandı.
Kaynak: Türkiye Gazetesi