
ADALET BAKANLIĞI'NIN BÜTÇE GÖRÜŞMELERİNE 'ERGENEKON' VE 'ÜZMEZ' OLAYI DAMGASINI VURDU
EDA HAN
ANKARA - Komisyonda yer alan milletvekilleri Bakan Mehmet Ali Şahin'e Ergenekon ve Hüseyin Üzmez olayına ilişkin sorular yöneltti.
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin'in 2009 yılı bütçe sunuş konuşmasının ardından söz alan komisyon üyeleri, Ergenekon davası ve küçük yaşta kıza cinsel istismarda bulunduğu gerekçesiyle tutuklu yargılanan ardından Adli Tıp Kurumu'nun verdiği raporla serbest bırakılan Hüseyin Üzmez olayını sordu. Komisyonda söz alan DSP Milletvekili Harun Öztürk, yargının sadece yasama organına karşı değil Avrupa Birliği'ne ve medyaya karşı da bağımsızlığını koruması gerektiğini söyledi. Anayasal ile güvence altına alınan
suçsuzluk karinesinin çiğnendiğini savunan Öztürk, Ergenekon davasında bazı hukuki yanlışlar yaşandığını söyledi. Öztürk, "Hakkında gizlilik kararı alınmış bir davanın hazırlık soruşturması sürerken davaya ilişin bazı bilgi ve belgeler bazı medya mensuplarına servis yapılmaktadır. Bakanlığın bu konuda neler yaptığını merak ediyoruz" dedi. Ergenekon davasına ilişkin iddianamenin geç yazıldığını, sonradan tutuklanan sanıklara ilişkin ise soruşturmanın devam edip iddianamelerinin yazılmadığını söyleyen
Öztürk, tutuklananların neyle suçlandıklarını bilmediklerini, cezaevlerinde hastalandıklarını ifade etti. Öztürk, Hüseyin Üzmez olayına ilişkin yaptığı değerlendirmede Adli Tıp Kurumu'nun AK Parti iktidarı döneminde tartışılmaya başlandığını söyledi. AK Pati kapatma davası sürecinde Anayasa Mahkemesi'ne saldırıya varan eleştiriler yöneltildiğini kaydeden Öztürk, "Anayasanın değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddelerinin değiştirilmesi teklif edilebilmektedir. Pompalıdan çıkacak kurşunun hepimizi
vuracağını düşünmeden hareket etmeyelim" diye konuştu.
Komisyonda söz alan CHP Milletvekili Mustafa Özyürek ise Ergenekon ve Üzmez'e verilen adli tıp raporunu hatırlatarak, "İdare yanlış yapabilir, şahıslar yanlış yapabilir. O ülkede, yanlış yapanlara gerekli cezalar veriliyorsa adalet işliyordur demektir. Tersi durumda ise ülke kaosa sürüklenir" dedi. Son zamanlarda Anayasa Mahkemesi'ne ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'na ağır suçlamalar yapıldığını belirten Özyürek, şunları söyledi:
"Yargıçların hakkını ve hukukunu Adalet Bakanı korumalı. Adalet Bakanı'nın görevi, adaleti yıpratan kişilere karşı savunma yapmaktır. Türban ve AK Parti kapatma davalarına ilişkin yayınlanan gerekçeli kararlara ilişkin ağır suçlamalarda bulunuldu. Kararlar da eksiklik olabilir. Bu durum eleştirilebilir. Ama bu kararları verenleri vatan haini sayanları kınıyorum. Bu ülkenin temelini sürekli kurcalayarak o ülkeyi kalkındıramazsınız. Anayasanın değiştirilemez maddelerinin değiştirilmesinin teklif edilmesini
sayın bakan nasıl karşılıyor? Başbakan'ın dediği gibi, meyvelerin olgunlaşmasını mı bekliyor?"
Adli Tıp Kurumu'nun, Hüseyin Üzmez'e verilen rapor ile gündeme geldiğini belirten Özyürek, "Başka dosyalara ilişkin bir ayda karar çıkarken, Üzmez ile ilgili 1 günde karar verilmesi doğru mu? Rapor hazırlanırken çocuk psikiyartlarından görüş alınarak mı rapor hazırlandı? Adli Tıp ile ilgili soruşturma başlatıldı mı?" sorularını Bakan Şahin'e yöneltti.
Konuşmasında Almanya'da karara bağlanan Deniz Feneri Davası'na da değinen Özyürek, "Esas faillerin Türkiye'de olduğu kararda yazıldı. Bu konuda çok geç hareket edildi. Sayın Bakan, 'Almanya'ya savaş mı açalım?' demişti. Almanya'ya savaş açmayın. Dosyanın peşinde olduğunuzu hissettirin yeterli. Şu anda Almanya'da olan bir suçluya Türkiye'den vekalet verildiği kanıtlandı. Vekalet veren noter, halen sözleşmeleri tasdik etmeye devam ediyor mu? Güven kurumu olan noterlik yıprandı. 'AK Parti'den yana olanlar
ceza almazlar' düşüncesi yerleşirse adalet o zaman çöker" dedi.
Özyürek'in konuşmasının ardından CHP Milletvekili Bülent Baratalı söz aldı. Baratalı da konuşmasına Ergenekon soruşturmasına ilişkin sorularıyla başladı. Hakkında gizlilik kararı alınan bir soruşturmanın yazılı ve görsel basında yer alması, başı ve sonu olmayan Ergenekon'un soruşturmasında kamu vicdanının yara aldığını söyledi.
Komisyonda söz alan DTP Milletvekili Hasip Kaplan, özel güvenlikli cezaevlerinde görevlendirilecek personelin özel bir eğitime tabi tutulmasının işkenceyi önleyeceğini söyledi. Konuşmasında teröristbaşının bulunduğu İmralı Cezaevi'ne de değinen Kaplan, bu cezaevinde Adalet Bakanlığı'nın ve İçişleri Bakanlığı'nın görevlendirdiği personelin bulunduğunu söyledi. Kaplan, "Genelkurmay, cezaevi yönetiminin hangi noktasındadır?" diye sordu. Kaplan, AB yetkililerinin Türkiye'ye gelip İmralı Cezaevi'nde
rahatlıkla inceleme yapabildiğini, ancak kendilerinin böyle bir inceleme yapma şanslarının olmadığını kaydetti. Avrupa Birliği ilerleme raporunda Türkiye'nin ilerleyemediğini yazdığını savunan Kaplan, raporda özellikle işkence ve kötü muamele konusuna dikkat çekildiğini söyledi. Kaplan'ın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Ya sev, ya terket' sözlerine atıfta bulunarak Erdoğan'ın ayrımcılık yaptığı sözlerine komisyonda bulunan AK Parti milletvekilleri tepki gösterdi. AK Parti'li vekillerin "Bu bayrağa sahip
çıkmıyorsan, bu vatana sahip çıkmıyorsan" sözlerine Kaplan, "Konuşma, tartışma benimle" cevabını verdi.
Ergenekon davasında firari sanıkların bulunduğunu belirten Kaplan, Bakan Şahin'e "Biri Rusya da iş yapıyor, diğeri İngiltere'de yüksek lisans yapıyor. Bu konuda hukuk işleri ne yapıyor?" sorusunu yöneltti.