"Adalet başka şeydir merhamet başka şeydir..."
Arınç'tan Kılıçdaroğlu'na tepki
28 Şubat soruşturması kapsamında 5 ilde 31 farklı noktaya yapılan şafak baskını sonrası Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç açıklama yaptı. Ayrıca CHP Lideri'nin açıklamalarını yanıtladı.
İşte o konuşma...
Olayı bir yargı işlemi olarak görmek lazım. Özel savcılık o dönemde sorumlu olduğunu düşündükleri kişiler hakkında işlem yapıyor.
Türkiye darbelerle yüzleşiyor. Türkiye'nin geldiği nokta demokrasidir. Buna hepimiz şahidiz. Geçmişte bazı örneklerini gördük. Yargının dikkatini çekmek istiyorum ve bu noktada çok dikkatli olmasını istiyorum.
Gözaltına almak elbette yargının işidir. Ancak daha dikkatli olunmalı ve vicdanları kanatacak bir olayla karşılaşmamalıyız.
MANİSA (İHA) - Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 28 Şubat soruşturması kapsamında yapılan arama ve gözaltılara ilişkin olarak, "Olayı bir yargı işlemi olarak görmek lazım" ddei. Arınç ayrıca, Suriye’de şiddetin durması, silahların susması ve halka yöneltilen öldürme olaylarının bir an önce bitmesi konusunda Türkiye’nin bütün ağırlığıyla dış politikada egemen olmaya çalıştığını söyledi.
Başbakan Yardımcısı Arınç, Manisa’nın Turgutlu ilçesinde İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne ait yeni hizmet binasının açılış töreninin ardından yaptığı basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Arınç, 28 Şubat ile ilgili sürecin özel yetkili savcının izniyle başladığını belirterek, “Sabah saatlerinde 28 Şubat süreci ile ilgili özel yetkili savcılığın bir işlem başlattığını, bazı evlerde arama yapıldığını bende de duydum. Erken saatlerde hava alanına gitmiştim. Şimdi öğrendiğim kadarıyla savcılığın verdiği izinle zannediyorum ki 30 civarında evlerinde veya işyerlerinde arama yapılıyor. Ve gözaltı yetkisi kendilerine verilmiş. Olayı bir yargı işlemi olarak görmek lazım. Savcılığın verdiği izinle bunlar yapılıyor. Zannediyorum ki 12 eylül 1980 darbesiyle ilgili yargılama süreci başladı. 4 Nisan’dan itibaren hayatta bulunan iki Milli Güvenlik Kurulu üyesi Evren ve Şahinkaya mahkeme önünde yargılanıyor. Vatandaşlarımızın, yurttaşlarımızın şikayetleri üzerine savcılık iddianame tanzim etti ve mahkeme başladı. Yine 28 Şubat 1997’de yazarların, çizerlerin daha çok postmodern darbe dedikleri bir süreçle ilgili olarak yargıya müşteki sıfatıyla şikayetler yapılmıştı. Şimdi de özel yetkili savcılık bu soruşturma kapsamında, o dönemde çalışmalarını oldukları bildikleri veya inandıkları kişilerle ilgili bir arama ve gözaltı işlemi yapıyor. Zannediyorum ki bu da bir yargı sürecinin başladığını gösteriyor. Yeterli deliller bulunursa, daha sonra iddianame tanzim edilecek ve dava açılacak veya bu kişiler ile ilgili olarak takipsizlik kararı verilebilecek. O zaman süreci hepimiz özenle takip etmeliyiz’’ diye konuştu.
"GÖZALTINA ALMAK, YARGILAMAK YARGININ İŞİDİR"
Arınç, TBMM'de Türkiye'nin geçmişteki muhtıralarını ve darbelerini inceleyecek bir komisyon kurulduğuna dikkat çekerek, "Bildiğiniz gibi dün TBMM'de bütün partilerin ittifakı ile bir araştırma komisyonu kuruldu. Bu komisyon, 27 Mayıs 1960, 71 muhtırası, 12 Eylül 80, 28 Şubat ve 27 Nisan ile ilgili olarak bir araştırma komisyonu görevlendirildi. 4 ay içinde raporlarını oluşturacaklar ve Meclis’e sunacaklar. Türkiye darbelerle yüzleşiyor. Artık darbe dönemlerinin geride kaldığına ve Türkiye’nin geldiği noktaya hepimiz şahidiz. Dolayısıyla Meclis’in soruşturduğu, yargının da özenle konuların üzerinde durduğu günlerdeyiz. Elbette bunları Türk milletinin bütün yurttaşları özenle takip edeceklerdir. Geçmişte bazı örneklerini gördüğümüz için hatırlatmak istiyorum. Yargının dikkatini çekmek istiyorum. Elbette yargı da bu süreçte çok özenli olmalıdır. Özellikle gözaltına alma konusunda yurttaşlarımızın bazı keyfiliklerle karşılaştığını biliyoruz. Dolayısıyla gözaltına almak, yargılamak yargının işidir. Ancak bu konuda çok daha özenli olmak, vicdanları kanatacak bir olayla karşılaşmamalıyız. Hepimiz yargıya inanan ve güvenen insanlar olarak bu sürecin sonunda Türkiye'nin demokrasinin güçlenmesi elbette mümkün olacaktır. Bunu da özenle bekliyoruz" dedi.
Gazetecilerin Suriye ile ilgili sorularını da yanıtlayan Arınç, "Suriye'deki olayları Türkiye çok yakından takip ediyor. BM Genel Sekreterinin Özel Temsilcisi olan Kofi Annan'ın önce 10 Nisan, sonrasında 12 Nisan ile ilgili olarak talepleri olmuştu. Suriye yönetimi bunlara uymadı. Şu dakika itibariyle ne yapıldığını bilmiyorum. Ama geçmişte de bir yıllık süreçte gördük ki, Beşar Esad ve yönetimi kan dökmeye devam ediyor ve sözlerini tutmuyor. Bizde hem Türkiye olarak hem de bu konuya ilgi duyan BM ile AB ile NATO'suyla, bölgemizdeki ülkelerle, Rusya ve Çin'le, İran ile Suriye konusunu görüşüyor, şiddetin durması, silahların susması ve halka yöneltilen öldürme olaylarının bir an önce bitmesi konusunda Türkiye bütün ağırlığıyla dış politikada egemen olmaya çalışıyor" ifadelerini kullandı.
ARINÇ, KILIÇDAROĞLU’NU ELEŞTİRDİ
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Suriye’ye ilişkin “İntikamla adalet olmaz’’ sözlerini eleştirerek, “Adalet başka bir şeydir, merhamet de başka şeydir. Ben avukat olduğum zaman bunu öğrendim. Adalet mutlaka herkes için lazım ama adaletin herkes için tatmin edici düzeyde olması lazım. Kılıçdaroğlu 28 Şubat ile ilgili başlayan operasyonlardan büyük bir sıkıntı duymaktadır, üzüntü duymaktadır. Çünkü kendisi genel başkan değildi. O zamanki genel başkan Deniz Baykal, o zamanı en çok alkışlayan, en çok destekleyen birisiydi. CHP-Refah Yol hükümetinin devrilmesini temin eden Milli Güvenlik Kurulu ve silahlı kuvvetlerin etkisine her zaman minnettar olmuştu. Böyle bir açıklamayı, operasyonu küçümsemek adına böyle bir açıklamayı yapmıştır” dedi.
Arınç, bir takım ziyaretlerde bulunduktan sonra Manisa’ya hareket etti.
Güncellenme Tarihi : 22.3.2016 18:50