Gündem
  • 22.12.2020 19:17

AK Parti : Kılıçdaroğlu paralel evrende yaşıyor, Türkçe Kuran İslam'a zalimliktir

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Toplantısı sonrası gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

CHP'YE KORONAVİRÜS TEPKİSİ: PARALEL EVRENDE YAŞIYORLAR

Türkiye olarak bu zorlu mücadeleyi en iyi şekilde yönetmeye çalışıyoruz. CHP'den "Türkiye en kötü yöneten ülkedir" vs. açıklamalar oldu. Tabii ki onlardan bir hakkaniyet beklemiyoruz. Başka bir alemde, paralel evrende yaşıyorlar. Türkiye etkili bir mücadele ortaya koydu. Küresel salgının ne şekilde seyredeceği konusunda kimsenin elinde bir model yok. Bu virüsün mutasyona uğradığı şeklinde bir değerlendirme oldu. Birçok Avrupa ülkesi İngiltere'yle uçuşlarını durdurdu. Biz de uçuşlarımızı durdurduk. 96 ülkeyle uçuşlarımız düzenli olarak sürüyor ama Kovid'le ilgili bir tehdit ortaya çıktığında tedbirler alınacaktır. Umuyoruz ki aşılar kitlesel bir zaferin kazanılmasına imkan verir. İstanbul'da kontrolden çıkmıştı, ama tedbirler alındığında, birtakım sokağa çıkma yasakları konulduğunda hemen rakamlar düşmeye başladı. 

'YASAKLARA UYMAK İÇİN GAYRET GÖSTERELİM'

Bütün kaybettiğimiz vatandaşlarımız için çok üzülüyoruz. Bunun olmaması için kural basit: maske, mesafe, temizlik. Aşı kitlesel bir bağışıklık ortaya çıkarana kadar hiçbir gevşemenin olmaması gerekiyor. Bu süreçte en içten teşekkürlerimiz sağlık çalışanları için. Elimizden gelen her türlü teşekkürü hem fiili hem sözlü olarak her zaman kendilerine iletmek istiyoruz. Bugüne kadar sosyal koruma kalkanı altında nakit desteğinde bulunuldu. Bu süreçler devam edecek. Bir yandan hayatı korumak için Kovid'le ilgili almamız gereken tedbirler, aynı zamanda da hayatın döngüsünün devam etmesi için yürümesi gereken çalışmalar var. Burada öncelik hayatı korumak. Herkese bir kez daha arz ediyoruz; lütfen bu yasaklara, kurallara tam olarak uyarak, sağlık sistemimiz üzerindeki yükün azalması için gayret gösterelim. Bu hepimiz için ulusal bir mücadele. Uyduğumuz her tedbir vatanseverce bir adım atmamız neticesini doğuruyor.

KILIÇDAROĞLU'NA TEHDİT ELEŞTİRİSİ

Sn. Kılıçdaroğlu'nun tehdit sırası bugün çiftçilere gelmiş. AKP'ye oy veren çiftçileri tehdit eden birtakım sözler söylemiş. Daha önce işçileri, sonra da öğretmenleri tehdit etmişti. Aslında şaşırmak gerekiyor ama artık bunlar yadırganmaz hale geldi. Birtakım politikaları, aldığımız oyu eleştirebilir. Demokratik bir haktır bu. Eleştiriyle düşmanlık yapma arasında düzgün çizgiler çekilirse tabii ki eleştiri demokrasinin olmazsa olmazdır. Ama çıkıp da her gün bir toplumsal kesimi "Siz niye AKP'ye oy veriyorsunuz" diye eleştirmek antidemokratik bir tehdit yaklaşımıdır. CHP'deki arkadaşlara söylemek isterim: Bu siyaset tarzı doğru, sağlıklı bir siyaset tarzı değil. Kutuplaştırmadan bahsediyorsunuz.

'KİMSE MİLLETİN ÜSTÜNDE DEĞİLDİR'

Siz kutuplaşmayı eleştirirken çok daha ötesine geçen, doğrudan toplumun belli bir kesimine karşı, bugün de çiftçilere karşı düşmanlık ileten bir dil kullanıyorsunuz. Bu, zehirleyici bir dil. 1-1.5 yıldan beri hakimleri doğrudan hedef alarak tehdit ettiler. Partinin politikalarını eleştirmek başka, vatandaşı o partiye oy veriyor diye eleştirmek başka. Partiye oy veren vatandaşları hedef alıyorsanız totaliter olan yaklaşım budur, tehdit siyaseti budur. Memleketin sahibi vatandaşımızdır. Her yetkinin sahibi millettir. Kimse milletin üstünde değildir. Herhangi bir şekilde konuşurken zihniyetin altyapısı kriz zamanlarında ortaya çıkıyor. Bu kaçıncı toplumsal kesimi tehdit etmedir, biz saymaktan yorulduk. Biz de bu tehdit siyasetine karşı siyasetinin her alanında mücadele etmeye devam edeceğiz. Kendilerini siyaset-üstü olarak gördükleri vesayet zamanları sona ermiştir. Vatandaşının söylediği sözü bir tehdit haline getirmek demokratik siyasi kültürde olmaması gereken bir şeydir.
 

CHP'DE TACİZ-TECAVÜZ: TÜRK SİYASİ TARİHİNE GEÇECEK UTANÇ DURUMUDUR

Geçen hafta kişilere "Susmayın" demiştik. Kurumsal bir suskunluğa dönüştü bu. Öteden beri bu susanlardan daha kıdemli CHP'liler partinin susmaması gerektiğini ifade ediyorlar. Bu taciz - tecavüz olayları karşısında susulmasının CHP açısından, siyasi ahlak açısından kabul edilemez olduğunu söylüyorlar. Herkes siyasi ahlaktan bahsediyor özellikle CHP'de. Kadın onuru karşısında susanın, siyasi ahlaktan bahsetmeye hakkı olabilir mi? Mağdurlar zulme uğramış. Biz size "Mağdurun ismini verin" demiyoruz. Failin kim olduğuyla uğraşın diyoruz. Mağdurun hakkına sahip çıkmadığınız zaman asıl travmayı yaşıyor. Türk siyasi tarihine geçecek bir utanç durumudur. Maalesef siyasi meselelerde yaklaşılan konular içselleştirilmediği zaman bu tip şeyler, saçma sapan görüntüler ortaya çıkabiliyor.

AİHM'İN DEMİRTAŞ KARARI

Bu sıcak bir karar. Yaklaşık 100-150 sayfalık bir gerekçeli kararı var. Hukuk sistemimiz tabii ki bunu değerlendirecek ve buna göre bir yaklaşım üretilecektir.

TÜRKÇE KURAN

Bizim kültürel, dini, sosyal hayatımızda ciddi acılar oluşturmuş bir mesele ibadet dilini değiştirmeye çalışmak. Bu ortaya çıktıktan sonra özür dileyecekleri yerde tam tersine çok daha sakıncalı bir iş yapıyorlar. Tabii ki Türkçe meal okuyabilir, dua edebilirler. Bizim karar vereceğimiz bir şey değil bu. Ama ibadet diliyle oynamak çok zalimane bir yaklaşım. Ezanın Türkçeleştirilmesi meselesinde olduğu gibi, çok ayıp bir şey. Halen ibadet diliyle oynamaya çalışmak, Murat Bardakçı'ya atıf yapayım, insanın zihninde bir istiklal mahkemesiyle açıklanabilecek bir şeydir


MUHALEFETİN PARLAMENTER SİSTEM AÇIKLAMALARI

Birisi parlamenter sistem meşrudur, başkanlık sistemi değildir diyorsa bu cahilliktir. Kullanılan argümanlara dikkat etmek lazım. Diyorlar ki Türkiye'nin çok ciddi bir parlamenter sistem birikimi vardır. Ben de diyorum ki "Nerede?" Darbeler, vesayet dönemleri, vesayetçi cumhurbaşkanları dönemleri, milli güvenlik kurulunun Türkiye'yi yönettiği dönemler, T.C. Anayasası'sın üstünde kırmızı kitapların olduğu dönemler. Bir muhtıra teşebbüsüyle karşı karşıya kaldı. Mesele başkanlık sistemi midir yoksa başkanlık sisteminin başında Tayyip Erdoğan'ın olması mıdır? Bugün kuvvetler ayrılığından bahsedenlerin, hiçbiri kuvvetler ayrılığıyla ilgili modern parlamenter sistemlerindeki hiçbir yaklaşımı getirmedi. CHP sürekli olarak parlamenter sistem diyor, hiçbir raporu zamanında veremiyordu. Eski vesayet kalıntılarını yeni dönemde de nasıl koruruz diye çalışıyorlardı. Gerçek arzu ettiklerinin bir kuvvetler ayrılığı konusunda tartışma yapmak, sistem tartışması yapmak değil, sadece eleştirel bir alan açmak. Getirin teklifinizi dendiğinde ortaya hiçbir şey koyamadılar. Kuvvetler ayrılığı, demokratik sistemin iyi işleyişi hiçbir zaman işlerine gelmedi, bugün de gelmiyor. Masaya oturmasını istediklerinizden bir tanesi T.C'nin seçilmiş başkanına diktatör diyor. Halkın karar verdiği konuda konuşacak bir şeyimiz yok.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN 6'LI PLATFORM ÖNERİSİ

Sn. Cumhurbaşkanımız Gürcistan da olsun diye Sn. Putin'e teklif etti. Sn. Putin'in aralarında sorunlar olmasına rağmen Cumhurbaşkanımız teklifi üzerine kabul etmesi son derece vizyoner bir yaklaşım. İran olumlu, Sn. Aliyev olumlu, Putin ve Sn. Cumhurbaşkanımız zaten olumlu. Dolayısıyla burada Ermenistan'ın kendisini konumlandırması gerekiyor. Ermenistan için de bir fırsat penceresi oluşmuş oluyor. Teknik görüşmeler ilerliyor, herhangi bir negatif durum yok.

 

 

Güncellenme Tarihi : 22.12.2020 19:28

İLGİLİ HABERLER