AKARSULAR ÖZELLEŞİYOR
Küresel ısınma, beklenenin altında kalan yağışlar ve geciken barajlar nedeniyle kapıya dayanan su krizi için hükümet formülü: Akarsu ve göletlerin kullanım hakkı 49 yılı geçmeyecek şekilde özel sektöre satılacak İhale değil yarışmayla seçilecek yatırımcı, barajdan elde edilen suyu işletme süresi boyunca satarak hem yatırım maliyetini çıkaracak, hem de kâr edecek
Gülçin Üstün
Hükümet, küresel ısınma, beklentinin altında kalan yağışlar ve geciken barajlar nedeniyle kapıya dayanan su krizini çözmek için Türkiye'de ilk kez uygulanacak bir projeyle akarsuların işletme hakkını satmaya hazırlanıyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, proje çerçevesinde belirlenecek bölgelerin sulanması için akarsuların Yap-İşlet-Devret (YİD) modeli ile özel sektöre açılacağını bildirdi.
Güler, hükümetin 4 ayrı projeden oluşan ve tarımsal sulama sorununu özel sektörle birlikte çözmeyi hedefleyen çalışmasını Milliyet'e anlattı. Projeler arasında, Türkiye'de ilk kez uygulanacak olan "akarsu ile göletlerin kullanım hakkının 49 yılı geçmeyecek şekilde özel sektöre satılması" planı da yer alıyor.
İçme suyu da gündemde
Hazırlanan taslak çalışmaya göre, Türkiye genelindeki havzalar, sulama ihtiyacı da dikkate alınarak bölgelere ayrılacak. Bölgenin sulama sorununun çözülmesi için gereken tarımsal sulama barajları özel sektöre yaptırılacak.
Bunun için akarsu ve göletler YİD modeli ile 49 yılı geçmemek üzere özel sektöre devredilecek.
Projelerin bir sonraki adımı, tarımsal amaçlı suyun içme suyu olarak da kullanılması olacak.
İşi üstlenecek yatırımcılar "ihale" yöntemiyle değil nükleer santral projesinde olduğu gibi "yarışma" modeliyle belirlenecek. Bir başka deyişle, projeye talip olanlardan "işi en hızlı yapacak, sulama için dekar başına en düşük fiyatı sunacak" yatırımcı ile sözleşme imzalanacak. Yarışma yabancı yatırımcılara da açık olacak.
Akan su tutulacak
Söz konusu projeyle kamu eliyle değerlendirilemeyen ve boşa akan tatlı su kaynakları yapılacak barajlarda tutulacak ve tarımsal sulamada kullanılabilecek. Devlet, bütçeden kaynak aktarmaksızın tarımsal sulama barajına sahip olacak.
Yatırımcı da inşa ettiği barajdan elde edilen suyu işletme süresi boyunca satarak hem yatırım maliyetini çıkaracak, hem de kâr edecek.
Kızılırmak özel sektöre
İşletme hakkı özel sektöre devredilecek akarsuları belirleme çalışmaları sürerken Enerji Bakanı Güler özellikle çeltik tarlalarının sulanması için Kızılırmak'ı proje kapsamına almayı planladıklarını söyledi.
Güler, Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) kapsamındaki tarım alanlarının da önemli sulama bölgeleri arasında yer aldığını, bu bölgenin kuraklık sorununa su kaynaklarının devriyle çözüm bulunabileceğini belirtti.
12-13 akarsu satılacak
Hükümetin akarsuların satılmasına ilişkin projesine 7 Temmuz'da Hürriyet gazetesindeki köşe yazısında, Yalçın Bayer de yer vermişti. Bayer, satış kapsamında 12-13 akarsu bulunduğunu ve bunlardan metreküp hesabıyla yaklaşık 3.1 milyar dolar gelir beklendiğini belirtmişti. Yazıda şu ifadeler yer almıştı: "Fırat'ın sularının üzerindeki Atatürk ve Keban gibi barajlara giden sular da bu özelleştirme kapsamı içinde olacak. DSİ'de yapılan ön çalışmalara göre, Fırat'ın 29 yıllık satış değerinin 950 milyon dolar, Dicle'nin 650 milyon dolar olacağı söyleniyor. Yani Fırat ve Dicle bir 'fabrika' gibi düşünülüyor."
Anayasa'daki tek kriter 'kamu yararı'
Hükümetin yeni projesi, su kaynaklarının özel sektöre devrinin Anayasa değişikliği gerektirip gerektirmediği sorusunu da gündeme getirdi.
Kıyıların devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğunu hükme bağlayan Anayasa'nın 43. maddesinde, "Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. Kıyılarla sahil şeritlerinin, kullanılış amaçlarına göre derinliği ve kişilerin bu yerlerden yararlanma imkân ve şartları kanunla düzenlenir" ifadesi yer alıyor.