Ali Koç yakalandı
ALİ KOÇ YAKALANDI!...
Suudi Arabistan’da yaşanan kaosun önceden planlandığını gösteren deliller ortaya çıktı.
Fatih Altaylı aylar önce Suudi Arabistan fikrini ortaya atıp bunda ısrar edenin Ali Koç olduğunu açıkladı.
Ali Koç, gitmekte ısrar ettiği gibi dönmekte de ısrar eden isimdi.
Aynı Ali Koç Suudilerle ‘Atatürksüz’ protokolü imzalayan isimdi.
Uyulması gereken kuralları içeren protokolü imzalayan Ali Koç, maç sabahı fikrini değiştirdi. Koç, Protokolde yer almayan Atatürk tişörtleriyle ve pankartıyla maça çıkacaklarını söyledi.
Ali Koç bunu yola çıkmadan planlamış, Suudi Arabistan’a Atatürk tişörtleriyle gelmişti. Hatta pankartlar bile hazırdı. Üstüne üstlük yola çıkmadan önce saha içinde yapılacak provokasyonun provasını yapmıştı. Bunun da görüntüleri çıktı.
Ali Koç, 28 Kasım'da; "O gün geldiğinde kimin ne duruş sergileyeceği görülecektir" dedi.
O gün kimse bu sözlerin bir kaos şifresi olduğunu anlamadı.
Planını adım adım yürüten Ali Koç, protokol imzalanması sırasında ne Atatürk’ü ne de Atatürk pankartını hiç dile getirmedi.
Herkes maçı beklerken Koç planının son aşamasına geçti:
-Maça Atatürk tişörtü ve pankartı ile çıkacağız.
Suudi yetkililer maçtan kısa süre önce protokol dışında önüne konan bu yeni şartları doğal olarak kabul etmedi.
Bütün bunlar olurken Türkiye Futbol Federasyonu, “Siz aranızda karar verin ne karar alırsanız ben uyarım” deyip, kendini taca attı.
Türk futbolunun patronu TFF Başkanı Büyükekşi’nin bu tavrı, kendisinin de kaos planının tam ortasında olduğunu gösteren bir işaret aslında.
Öyle olmasaydı bu işin sahibi olarak özellikle Koç’u çağırır, “Ali Bey siz ne yapıyorsunuz. İşte uyulması gereken protokol. Bunun altında senin imzan var. Protokolün dışına çıkar ve maça çıkmazsan ceza veririm” demeliydi. Ama demedi.
Büyükekşi yangına su dökmek yerine, benzin döktü.
Suudilerle daha görüşülmeden, Türk medyasına Atatürk krizi çıktığı haberi çoktan uçurulmuştu.
Üfürülen haberlerde Suudilerin Atatürk’e düşman olduğu ve nedenle maç sırasında ne Atatürk posteri ne de Türk bayrağı istemediği söylendi.
Dine ve İslam’a düşman olan Kaos çetesi, amacına ulaşmış Türkiye’de kıyamet kopmuştu.
Onların beslemesi olan Sosyal medya trolleri çoktan cümle Arap âlemine ve Müslümanlara saldırmaya başlamıştı bile.
Bazı alçaklar o derece ileri gittiler Kâbe’nin yakıldığı görüntüler paylaştılar, Kemalistler Mustafa Kemal’i Müslümanların kutsalı Kâbe’nin üstüne otururken resmettiler.
Belli ki hazırlıklar çok önce yapılmış…
FETÖ’nün köpekleri de eş zamanlı olarak dünyanın farklı farklı ülkelerinden havlamaya başladı.
FETÖ’cülerin bu çağrısından sonra Sosyal medya tekrar çalkalandı.
- Sokaklara çıkalım, gördüğümüz Araplara bunun hesabını soralım…
Hepsinin ortak bir yanı vardı; İki takımın taraftarını sokağa döküp Gezi benzeri bir yeni kalkışma çıkarmak.
Bu kalkışmanın 3 temel hedefi vardı.
Birincisi; Sayın Cumhurbaşkanının 2-3 yıldır ilmik ilmik ördüğü Arap âlemi ve Körfez ülkeleriyle dostluğu bitirmek.
İkincisi; Filistin İsrail savaşı nedeniyle Türk milletinin sempatiyle baktığı ve destek verdiği Araplarla düşmanlık tesis etmek. Türkü Araba, Arabı Türke hasım kılmak.
Üçüncüsü; Ortaya çıkacak kaos nedeniyle seçim öncesi AK Parti’yi zora düşürmek.
Tesadüfe bakın ki Krizi çıkaran da ortalığı velveleye veren de GEZİ Kalkışma ’nın lojistik patronu Ali Koç’tu…
GEZİ teröristlerine Koç Ailesine ait pastaneden araba araba yemek taşıyan, Gezi Anarşistlerini kendi otelinde ağırlayan Ali Koç, Suudi Arabistan krizinde de başroldeydi.
Maçı bahane edip Arap düşmanı kesilen Ali Koç, Ümit Özdağ’dan resmen rol çaldı.
Araplara karşı şahin kesilen Ali Koç, geçmişte Yunana karşı tavuk oluvermişti.
Yunanlılar maçta Türk bayrağına karşı çıkmış bizim Kemalist ve Cumhuriyet değerlerine sahip Ali Koç, “Tabi ki sözüm söz maça bir tek Türk bayrağı girmeyecek” diye protokol imzaladı. Bizzat Fenerbahçe taraftarından da söz alıp protokol imzalattı.
Madalyonun bir de öbür yanı var.
Küçük Koç, Avrupa takımlarıyla oynadığı maçlarda ne M.Kemal’i ne de ne de o tişörtü hiç kullanmadı. Ama iş Araplar olunca, bizim Koç’un Atatürk aşkı kabardı.
Bunların derdi ne maç ne bayrak ne de M.Kemal. Bunlar Araplara daha doğrusu İslam’a düşmanlar.
Filistin meselesi nedeniyle tam da Türklerin Araplara sempati oluşturmaya başladığı anda, Tam da İsrail’in istediği gibi provokasyonu patlattılar.
Ali Koç’a bir tavsiyem var.. Çok istiyorsan F.Bahçe maçlarını Tel Aviv’de oynat..
İşin bir de FETÖ boyutu var.
Hatırlarsınız FETÖ ile KOÇ grubunun ilişkisi ortalığa saçılmıştı.
FETÖ’cüler Koç’a kasa kasa ananas götürmüşlerdi.
İlginç olan tarafı şu; Hiçbir savcı KOÇ ailesinden kimseyi ifadeye çağırmadı.
Savcılar, “Arkadaş bu ananaslar neyin nesi. Ananaslar mücevher mi?“ diye sormadı…
Aynı durum Gezi olaylarında da yaşandı.
KOÇ ailesi GEZİ teröristlerine resmen lojistik hizmeti sundu. Bedava yemek ve pasta taşıdı. Yetmedi onları bedava otellerinde konaklattı.
Yine bir savcı çıkıp, “Gelin bakalım siz GEZİ olaylarının neresindesiniz?” demedi.
FETÖ ve Gezi şaibesini üstünden silememiş olan Ali Koç, hala devletin hatırlı kişileri arasında. Devletin etkinliklerinde en ön safta oturtuluyor.
Cumhurbaşkanı ve bakanlarla isteği zaman görüşebiliyor.
AK Parti hükümetinin ve seçmeninin en büyük düşmanı olmasına rağmen bir kısım AK Partililer tarafından el üstünde tutuluyor.
Kasabın bıçağını yalayan dana meselesi…
Aslına bakarsanız bu olayın baş sorumlusu TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi’dir.
Üç kuruş para uğruna koskoca Türkiye Cumhuriyeti’ni rezil etti. Basiretsizliğiyle uluslararası bir krize sebep oldu.
Büyükekşi’nin şu ana kadar istifa etmemiş olması da ayrı bir kriz ve rezalettir.
Büyükekşi Suudi Arabistan’da masaya vurup, “Ya protokole uyarsınız ya da cezaya razı olursunuz” demek cesaretini göstermek yerine toplantıdan kaçtı.
Göreve geldiği günden bu yana Ali Koç’un karşısında ezik ezik duran Büyükekşi, Riyad’da da Türkiye’yi temsil kabiliyetinin olmadığını herkese gösterdi.
Onun da tıpkı Ali Koç gibi cevaplayamadığı sorular var.
Telefonunda FETÖ’cülerin kullandığı ByLock çıkmasına hala düzgün bir cevap veremedi. FETÖ ile bağıyla alakalı soruları cevapsız bıraktı.
Suudi Arabistan’da maç fikrini paradan dolayı diyor ama o da pek inandırıcı gelmedi.
Bırakın para kazanmayı yaşattığı rezilliğin parasal karşılığı da yok.
Büyükekşi o koltuğa oturduktan sonra Türk futbolu bir türlü kaostan çıkamadı.
Sörün çözmek cesaret ve yürek ister, o da maalesef Büyükekşi’de yok..
Sayın Cumhurbaşkanının Türk futbolunun başındaki bu belayı bir an önce temizlemesi lazım.
O koltukta oturdukça biz daha çok kaos yaşarız.
Bir sözüm de Galatasaray Başkanı Dursun Özbek’e…
Dursun Özbek tek hamleyle Koç’un tezgâhına düşüp mat olmuştur.
Yaşanan rezillikte Koç’un suç ortağı durumundadır.
Türk milletinin artık kaos mimarlarından ve basiretsiz yöneticilerden kurtulması lazımdır.
Koç; FETÖ ile ananasta yakalandı, kurtardı.
Koç; GEZİ’nin lojistik şirketi çıktı, kurtardı.
Koç; F.Bahçe taraftarını Erdoğan’a sövdürdü, kurtardı.
Koç; seçimden önce her maç taraftarını hükümeti istifaya çağırttı, kurtardı.
Ve Koç Türkiye’yi Araplarla düşman etmek ve koas çıkarmaktan yakalandı.
Sayın Cumhurbaşkanım…
Süper Kupa rezilliğiyle ilgili, “Kime uzanırsa uzansın gereğini yapacağım” dediniz.
Ne olur bu sözünüzü boşta bırakmayın.
Kaosun sorumluları bu kez olsun kurtarmasın.
Eğer demir yumruğunuzu masaya vurmazsanız, korkarım onlar sizi sırtınızdan vurur.
METİN ÖZER/HABERVİTRİNİ
