ARTIK 'BİLGİSAYAR SERTİFİKASI' OLMAYAN HİÇ KİMSE ÖĞRETMEN OLAMAYACAK
UĞUR ALICI
ANKARA- Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, mesleki ve teknik eğitimde öğretmen yetiştirmenin arza dayalı değil, talebe dayalı olması gerektiğini belirterek, ''Bundan sonra hangi branştan olursa olsun, bilgisayar sertifikası alacak düzeye gelmemişse onun öğretmenlik müracatını dahi kabul etmeyeceğiz'' dedi.
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Gazi Üniversitesi Mimar Kemalettin Salonu'nda düzenlenen 'Uluslararası Mesleki ve Teknik Eğitim'de Öğretmen Eğitimi' konulu konferansa katıldı. Bakan Çelik, konferansta yaptığı konuşmada, mesleki ve teknik eğitimin önemini vurgulayarak, Türkiye'de mesleki ve teknik eğitim ile genel liselere olan talebin dağılımında dengesizlik yaşandığını söyledi. Çelik, eğitimin Türk ulusunun yapısıyla orantılı bir şekilde hep gündemde olduğunu ve dinamik bir süreç yaşadığını, okul öncesinden üniversitiye, yaygın eğitimden her türlü kurs dahilinde Türkiye'de 20 milyona yakın insanın eğitim gördüğünün altını çizdi. Çelik, Türkiye'de nüfusun yaklaşık 3'te 1'ine yakınının eğitim ve öğretim görüdüğüne ilişkin tesbitinin ardından, mesleki ve teknik eğitimde öğretmen eğitiminin tüm Türkiye'yi ilgilendiren bir konu olduğunu belirterek, işbirliği yapılarak bu soruna çözüm bulunması gerektiği çağrısında bulundu. Çelik, ''Türkiye'de mesleki ve teknik eğitim ne yazık ki, maalesef olması gerektiği konumda değildir. Avrupa Birliği'nin son ilerleme raporunda da çok net ifade edildiği gibi Türkiye'de genel ortaöğretime rağbet çok fazlasıyla artmıştır. Mesleki ve teknik eğitimdeki kan kaybı devam etmiştir. Eğer gerekli tedbir ve önlemler alınmazsa bu kan kaybının devamı söz konusudur'' dedi. Yükseköğretim Kurulu'yla Türkiye'deki sivil toplum örgütleri, sendikalar, işverenler ve bütün sanayi kesimiyle iç piyasada faaliyet gösterenlerle biraraya gelinerek işbirliği yapılıp çözüm bulunması gerektiğini kaydeden Çelik, ''Bu meseleye bir çözüm bulmak zorundayız'' dedi.
1 ÖĞRETMENE 10 ÖĞRENCİ DÜŞÜYOR
Çelik, meslek liseleri ile genel liselere giden öğrencilerin sayılarında yanlış uygulamalar sonucunda dengesizlik yaşandığını belirterek, öğrencinin meslek liselerine talep göstermemesi sonucu 1 öğretmene 10 öğrencinin düştüğünü söyledi. Gerekli alt yapı ve ihtiyaç tesbit çalışmalarının yapılmadan Türkiye'de çok fazla sayıda mesleki ve teknik eğitim öğretmeni yetiştiren fakülte olduğunu söyleyen Çelik, Milli Eğitim Bakanlığı'nın bu okullardan mezun olup öğretmen olmak isteyen adayları istihdam etme gücünün her geçen gün düştüğünün altını çizdi. Çelik, bu konuda şunları kaydetti: ''Bir çok programdan mezun olan insan sürekli bizim kapımızı aşındırmaktadır. x ve y fakültelerini bitirdiklerini, şu veya bu programları tamamladıklarını, öğretmen olmaya hak kazandıklarını, öğretmen olmak istediklerini bize söylüyorlar ama ne yazık ki biz bunları istihdam edemiyoruz. Çünki öyle bir noktaya geldik ki Türkiye'de Mesleki ve Teknik EĞitim'de öğretmen sayımız eksik değil, şuanda fazlalığımız var. Yeterli sayıda öğrenci yok. Mesleki ve Teknik Eğitimi tercih etmesi gereken öğrencilerin önemli bir kısmı mekanızmadaki sıkıntılardan dolayı genel ortaöğretimi tercih etmektedir. Bu engelleri ortadan kaldırmak zorundayız. 8. 5 yıllık kalkınma planın amir hükmü budur. Dünya'nın gittiği ve Avrupa Birliği'nin bizden istediği budur. Rasyonelitenin ve aklının gerektirdiği budur. Türkiye şartlarının bize 'olmazsa olmaz' diye teklif ettiği şey budur. Bunu yaparken de kesinlikle ideolojik duruşlardan uzak olmak zorundayız. Piyasanın ve sanayinin ihtiyaçlarını gözönünde bulundurarak, mutlak surette mesleki ve teknik eğitimimizi yeniden yapılandırmak zorundayız''.
''MANTAR GİBİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTELERİ AÇILMIŞ''
Öğretmenin istihdamı konusunda yaşanan sıkıntının sadece mesleki ve teknik eğitimde yaşanmadığını, Fen Edebiyat bölümlerinden mezun alan adaylarda da yaşandığına dikkat çeken Çelik, toplam 77 üniversitenin hepsinin içerisinde fen edebiyat bölümlerinin olduğunu ayrıca bazı üniversitelerin içeresinde bir kaç tane daha bulunduğunu söyledi. Çelik, konuşmasında fen edebiyat bölümlerinde hangi dalda nasıl öğrenci yetiştirildiğini sorgulayarak, ''Bölümlere bakıyorsunuz, fizik, kimya, biyoloji, tarih, sosyoloji, coğrafya felsefe. Türkiye'nin bu alandaki ihtiyacı nedir?, Türkiye'nin bu konudaki istihdam kapasitesi nedir? Bunun hesabı yapılmadan 'Efendim bir üniversite açılması için mutlaka Fen-Edebiyat fakültesi gereklidir' şartına bağlı olarak adeta 'mantar' gibi Fen Edebiyat fakültesi açılmıştır''.
Çelik, üniversitelerin çeşitli bölümlerinden mezun olan ancak ihtiyaç analizlerinin yapılmaması sonucu öğretmen adaylarının atamamalarıyla ilgili olarak tespitlerde bulundu. Çelik, geçen sene söz konusu bölümlerden mezun olan adaylardan Milli Eğitim Bakanlığı'nın 20 fizik öğretmeni atadığını hatırlattı. Üniversitelerden mezun olan öğrencilerin atanması konusunda MEB'in YÖK'ün müşterisi konumunda olduğunu, bundan dolayı kurumlar arasında bir içiçe girmişlik bulunduğunu söyleyen Çelik, bu sorunun devletin yetkili tüm kurumları ile sivil toplum örgütleriyle biraraya gelinerek eğitim sorununun okul öncesinden lisans sonrasında kadar bir bütün olarak ele alınıp çözülmesi gerektiğini belirtti.
MESLEK YÜKSEK OKULLARI DA 'ISLAH' EDİLMELİ
Çelik, meslek yüksek okullarının da ıslah edilmesi gereken en önemli konulardan birisi olduğunu söyledi. Bu konuya daha önce Gazi Üniversitesi'nin bir açılışında da değindiğini hatırlatarak, ''Meslek Yüksek Okulları'nın durumu kelimenin tam anlamıyla şuan felakettir. Türkiye'de 605 tane meslek yüksekokulu vardır. Bunlar rastgele binalardan, özel idarelerden, belediyelerden temin edilmiş, milli eğitim bakanlığından geçici sürelerle tahsbis edilmiş binalarda ve özellikle döküman ve donanım açısından son derece fukara bir şekilde eğitim-öğretim yaptık: ''Bir çok programdan mezun ollarını zannediyorlar. Meslek Yüksekokulları içerisinde yüzde 10'luk bir bölümünü bu sözlerimden tenzih ediyorum. Dünya Bankası tarafından desteklenen ve öğretim kadrosu ciddi bir şekilde oturmuş, gerçekten mesleki teknik eğitimin ruhuna uygun faaliyet gösteren meslek yüksekokulu yok değil. Ama genelinde böyle bir proplem var. Meslek Yüksekokullarını üniversitelerin dışında düşünmek zorundayız. Liseden sonra meslek liselerinin bir devamı olarak meslek yüksekokullarını görüyoruz. Bunu bu şekilde düşünmek zorundayız''.
''ORTAÖĞRETİMDE CİDDİ BİR DAĞINIKLIK VAR''
Çelik, eğitimde yaşanan sorunların çözümü konusunda dünyadaki örneklere bakılıp, Türkiye'ye uyan ve faydalı olanların alınması gerektiğini belirterek, ortaöğretimde de ciddi sıkıntılarla birlikte bir dağınıklığın olduğunu söyledi. Çelik, konuşmasında ''Şimdi sizlere sorsam 'Türkiye'de kaç çeşit lise var diye', belki 5 veya 10 falyan diyeceksiniz. Türkiye'de 73 lisemiz var. Bu bir 'kaotik' bir durumdur, bu bir 'keşmekeş' bir durumdur, bu bir dağınıklıktır. Bu 73 liseyi kesinlikle toparlamak zorundayız. Programlar arası bir keçişe müsait hale getirmek zorundayız. Bununla ilgili olarak da arkadaşlarımız çalışıyorlar. AB ve Dünya Bankası ile yürüttüğümüz 'ortaöğretimi yeniden yapılandırma' porojesi adı altında 300 milyon dolar finasmanı olan bir projenin müzakeresini yapıyoruz. Bu çalışmaları eğitim camiası ve ilgili kesimlerle yapacağız'' diyerek yeniden yapılandırma çalışmaları ve sorunlara ilişkin değerlendirme yaptı. Yeniden yapılandırma doğrultusunda ilköğöretim 8.sınıf öğrencisinin 5,6 ve 7. sınıftan itibaren rehberlik sistemiyle öğrencinin kabiliyetleri tesbit edilip, hangi okula gideceğinin belirlenmesi ve öğrencinin karar vermesi gerektiğini bildirdi. Çelik, bakanlığın bu yönde de ilköğretim 8.sınıfta öğrencinin hangi liseye gitmesi konusunda bir sınavın yapılabileceği, velilerin de bilgilendirilmesinin amaçlandığını kaydetti.
''ÖSS'NİN UYGULADIĞI KATSAYI UYGULAMASI 'İLKELDİR' ''
Çelik, meslek lisesi öğrencilerinin yükseköğretime geçişte girdikleri ÖSS'de karşılaştıkları katsayı uygulamasını 'ilkellik' olarak niteledi. Türkiye'de meslek liselerine olan oranın yüzde 34, genel liselere giden öğrenci oranın yüzde 66 olduğunu kaydeden Çelik, Avrupa standartlarının tam tersi olan oranla ilgili olarak ''Şapkalarını önümüze koyup bir kere değil, yüz kere düşünmek zorundayız'' dedi. Çelik, yaşanan katsayı farklılığı konusunda 'Değişmelidir, değişecektir' diyerek, Amerika'da hengi tür liseden olursa olsun öğrencilerin başarılı olması halinde üniversitelerin kapılarının açıldığını belirtti. Çelik bu konuda şunları söyledi: ''Bu konuda hiç birbirimize bağırmaya, çağırmaya gerek yok. Tekrar söylüyorum büyük Atatürk diyor ki; 'Ben size bilim ve akıldan başka miras bırakmadım.', Atatürk bize doğma falan bırakmadı. Bilimin ve aklın rehberliğinde yürürsek, ideoloik saplantılarımızı ön plana çıkarmazsak, bizim dışımızdaki insanların da haklı olabileceği tezinden yola hareket edersek, biz bu işi çözeriz''.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:29