ASELSAN'da intihar bilmecesinde yeni gelişme!
Otomobilinde bileği ve boğazı kesilmiş halde bulunan ASELSAN mühendisi Hüseyin Başbilen dosyasında ilginç gelişmeler yaşanıyor. 2006 yılında yaşanan olay intihar denilerek kapatılırken, ailseinin itirazları sonucu yeniden açılmıştı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında Savcı Murat Demir, olayın ”intihar mı, yoksa cinayet mi” olduğunun belirlenmesi için, Başbilen’in ölü bulunduktan sonra jandarma tarafından çekilen fotoğraf ve kamera görüntülerini, İstanbul Adli Tıp Genel Kurulu’na göndermişti. İncelemelerini tamamlayan İstanbul Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Dairesince hazırlanan raporda, 5 üye olayın ”intihar”, 3 üye ise ”cinayet” olduğu yönünde görüş bildirdi.
Savcılık, Başbilen’in ölümünün ardından hazırlanan ilk otopsi raporunun Adlî Tıp Genel Kurulu’nda onaylatılmadığı için yasal olmadığını saptamıştı. Adlî Tıp Daire Başkanlığı’nın 10 üyesinden 7’sinin ‘intihar’, 3’ünün de ‘cinayet’ dediği rapor, Başbilen’in cesedinin bulunduğu tarihte Olay Yeri İnceleme ekiplerince çekilen video kayıtlarıyla birlikte yeniden Adlî Tıp Genel Kurulu’na gönderilmişti. Başbilen’in ölümü ile ilgili soruşturmayı yapan jandarmanın olay yeri inceleme raporu da Başbilen’in ölümünden sonra hazırlanan otopsi raporunu yalanlamıştı. Otopsi raporunda Başbilen’in boğazındaki 20 cm’lik kesiğin 2-3 cm olarak gösterildiği ortaya çıktı. Adlî Tıp raporuna şerh koyan üç üye, gerekçelerinde “Başbilen’in boynunda ve bileğinde bulunan kesiklerin yönleri ve şekli ile kesik sayısının intihar vakalarında görülenin aksine tek kesik olması, ayrıca Başbilen’in parmaklarında kan izine rastlanmamış olmasının” cinayet ihtimalini gündeme getirdiğini ifade etmişti.
3’ü de peş peşe öldü
ODTÜ’lü 3 mühendisin art arda ölü bulunması, Türkiye gündemine bir anda otururken, ölümler Meclis gündemine dahi taşınmıştı. Hüseyin Başbilen, Halim Ünsem Ünal ve Evrim Yançeken, özellikle şifre çözme konusunda oldukça uzman mühendislerdi. ASELSAN mühendisleri, uçak tanıma sistemlerinin ‘’millileştirilmesi’’ konusundaki başarısından sonra, benzer bir başarıyı ABD güdümlü elektronik sistemlerinin kontrol dışı bırakılması, uydu müdahalesini bertaraf edecek yeni elektronik sistemlerin geliştirilerek silahlı gücümüzün millileştirilmesi için çalışıyorlardı.
Yılmaz: Mühendis ile ilgili rapor tereddütlü
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, ASELSAN Mühendisi Hüseyin Başbilen'in ölümüyle ilgili Adli Tıp Kurumu raporuna ilişkin, intihar mı, cinayet mi olduğunun tereddütlü olduğunu belirterek, mahkemenin yeniden inceleme isteyebileceğini söyledi.
Yılmaz, Kayseri Valisi Mevlüt Bilici'yi ziyaretinde basın mensuplarının sorularını cevaplandırdı. Bir gazetecinin ASELSAN Mühendisi Hüseyin Başbilen'in ölüm sebebiyle ilgili Adli Tıp Kurumu'nun raporuna ilişkin sorusu üzerine, ''İntihar mı- cinayet mi- bunu ben de size sorayım. Bu teknik bir konudur. İntihar mı- cinayet mi- olduğu tereddütlü. İki türlü söyleyen de var. Bilim tartışmaya açık olmak demektir'' dedi.
Bu konuda karar verilebilmesi için uzmanların görüşüne itibar edilmesi gerektiğini, bu güreşlerin mahkeme tarafından değerlendirileceğini dile getiren Yılmaz, ''Mahkeme yeniden inceleme isteyebilir'' diye konuştu.
Bakan Yılmaz, ''Kürecik bölgesinde kurulması kararlaştırılan NATO Füze Savunma Sistemini'ne ilişkin soru üzerine, Sivas Şarkışla'da daha önceden bir radar üssü olduğunu ve radarın yeniden oraya kurulmasını talep ettiklerini belirtti.
İsmet Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti:
''Radar için en uygun yerin Malatya Kürecik olduğu belirtildi. ABD ile ancak NATO amaçlarına tahsis edilmek üzere yapılmış bir sözleşme var. Bu bir radar üssüdür. Radar saldırı amaçlı değil savunma amaçlıdır. NATO Genel Sekreteri de, bu radarın hiçbir ülkeye yönelik kurulmadığını söyledi. Bir başka ülkeye saldırı amacı yoksa bu radardan korkmaya çekinmeye gerek yoktur. NATO üyelerine herhangi bir saldırı olmayacaksa belki de hiç kullanılmayacaktır. Bu NATO tesisidir ve Türkiye'yi de koruyor. (NATO diyorsunuz ama burada Amerikalılar çalışıyor) diyorlar. Akıllı savunma denen bir sistem var. Bu sistemde herkes kendi imkanlarını NATO'nun emrine verir. Kimisi uçağını, kimisi gemisini, radarını veya füzesini verir. Bu sistemin füzeleri burada değil. Ya Romanya'da, ya Polonya'da kullanılacaktır. Bu sistem içinde en üst seviyede bizim komutanımız yer alacaktır. Bunda mutabık kalındı.''
-Suriye-
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Suriye ile ilgili bir soruya karşılık, Türkiye'de muhalifler tarafından irtibat ofisi kurulduğunu hatırlatarak, şöyle konuştu:
''Burada kurmasalar ne olacaktı- başka ülkede ofis kuracaklardı. Komşumuzda olan sorunun barışçı yoldan çözümlenmesi için sizin katkıda bulunmanız mı daha iyidir- Bunun başka ülkede yapılması mı- Komşumuzdaki rahatsızlık bizi rahatsız eder. Suriye halkının daha iyi yaşam standartlarına kavuşmasını istiyoruz. Suriye halkı ne derse biz onu yapacağız. Suriye halkının yanındayız. Bizim Azerbaycan veya Türkmenistan için kullandığımız (Bir millet iki devletiz) sözünü Suriyeliler de kullanıyor. Suriye halkının bizden dil dışında bir farkı yoktur. Suriye halkı dili hariç Arabistan'dan çok Türkiye'ye yakındır.''