"ATANMIŞ REKTÖRLERLE SORUN ÇÖZÜLMEZ"
Yazılı açıklama yapan Bostan, Yüksek Öğretim Kurulu tarafından yüksek öğretimin yeniden yapılandırılmasına ilişkin çalışmaların sürdüğünü, son olarak geçen hafta cuma günü gerçekleştirilen YÖK toplantısında da gündeme alınan yapılandırma çalışmalarının kimi öngörülerinin basın aracılığıyla kamuoyu gündemine yansıdığını söyledi. Bostan, "Öte yandan YÖK'ün 28-29 Eylül'de bir toplantı daha yaptıktan sonra yeniden yapılandırma taslağını kamuoyu ile paylaşılacağı ilan edildi.
Bu süreçte, üniversite çalışanlarının temsilcisi ve cesur sesi olan sendikamız etkin bir şekilde rol alacak ve özellikle üniversite çalışanlarının beklentileri doğrultusunda duruş sergileyecektir. Ancak, kamuoyuna yansıyan bilgiler çok sınırlı olmakla birlikte, bazı hususlarda kaygılar uyandırmıştır. Bundan dolayı taslak henüz yayınlanmamış olmakla birlikte, bu hususlarda ikazlarımızı yapmayı ve 28-29 Eylül'de yapılacak toplantıda oluşturulacak taslağın bu çekinceleri giderici şekilde hazırlanması gerektiğini hatırlatıyoruz" ifadelerini kullandı.
Özellikle rektör seçimi hakkında öne sürülen iddiaların kaygı verici olduğuna dikkat çeken Bostan, "Rektörlerin seçimle değil, atama ile göreve geleceklerinin açıklanması dehşet vericidir. Hangi makamda olursa olsun bir göreve atamayla gelenlerin, kendilerini atayan makamlardan başka hiçbir kişi ve kuruma karşı sorumluluk hissetmeyeceği aşikardır. Oysa ki rektörlük görevini yüklenenlerin üniversiteye ve bütün üniversite çalışanlarına ve topluma karşı sorumluluk hissetmeleri gerekmektedir.
Bundan dolayı sendikamız yıllardır rektör seçiminin eksiklerini dile getirmekte, rektörlerin bütün üniversite çalışanlarının katılımıyla ve geniş yelpazeli bir seçim süreciyle göreve gelmeleri gerektiğini savunmaktadır. Bu gerçekten hareketle, rektörlerin hangi usulle olursa olsun atamayla değil, mutlaka seçimle göreve gelmeleri sağlanmalıdır. Ayrıca seçimlerde en çok oy alan adayın rektör olmasına engel olabilecek mevcut uygulamalara mesnet olan hususlar da mevzuattan mutlaka kaldırılmalıdır" açıklamasını yaptı.
Hanefi Bostan, ifadelerini şöyle tamamladı:
"Demokrasinin beşiği olan/olması gereken üniversitelerimiz, demokrasinin asgari standardı olan seçim usulünden uzak bırakılmamalıdır. YÖK'ü bu anlamda telafisi mümkün olmayacak hatalardan uzak durmaya, üniversitelerimizi, katılımcılığın ve demokrasinin örneği olacak uygulamaların yaşandığı kurumlar haline getirmeye davet ediyoruz."