LONDRA (İHA) - İngiltere''nin Avrupa Birliği dönem başkanlığını bugün resmen devralması dolayısıyla, Avrupa basını konuya geniş yer ayırıyor.
Le Figaro, ''''Avrupa''nın dümeni Tony Blair''de'''' manşetini kullanıyor. Gazete, ''''İngiltere''nin gözünü diktiği ilk hedef, Ortak Tarım Politikası ve çiftçilere verilecek teşvikler olacak'''' derken, Le Monde, 2007-2013 bütçesi üzerinde anlaşmayı engelleyen Blair''in tarım konusunda ilerleme sağlamasına olasılık vermiyor.
İngiliz Independent''a göre Blair, bütçe krizini çözmek üzere öneri getirmeyi, yaraları sarmak için zaman tanımak amacıyla sonbahara dek erteliyor. Gazete, ''''Almanya''da beklenen seçimler de düşünülürse, bütçede çözüm için yeni bir girişim, Aralık zirvesine bile kalabilir'''' diyor. Gazete başyazısında, Blair''e Avrupa''ya nutuk çekmeyip kulak vermesi tavsiyesinde bulunuyor.
''''İngiltere''nin mütevazı dönem başkanlığı dilekler listesinin en başında bütçede anlaşma, ardından mali hizmetler ve mesai saatleri tüzükleri geliyor. Bunu, Türkiye''ye verilen sözlerin tutulması ve genişleme izliyor. Yani birlik için yeni bir yön önerilmiyor. Bu daha çok referandumlar öncesi statükoya dönüş demek; ama bunları başarmak için de herkesin, nutuk vermektense birbirine kulak vermesi gerekiyor.''''
''''TONY BLAIR, DÜNYANIN KRALI''''
Berliner Zeitung, İngiltere''nin tam da bu dönemde AB''nin liderliğini üstlenmesini ironik buluyor.
''''İngilizler''e bir harita çizdirseniz, ülkelerini Atlas Okyanusu''nun ortalarında bir yere koyarlar. Paris''e veya Brüksel''e giderken, Avrupa''ya gidiyorum derler. Sanki bu yerler uzak bir kıtadaymış gibi. Bu yüzden, geleceği konusunda kaygı içindeki bir Avrupa''nın başına geçe geçe, şüphecilerin başını çeken ve bu krizin kısmen sorumlusu olan kişinin geçmesi ironik bir durum.''''
İsviçre''den Le Temps, G-8 dönem başkanlığını yürüten İngiltere''nin AB dönem başkanı olmasını yorumlarken ''''Tony Blair, dünyanın kralı'''' diyor.
Ancak gazeteye göre, Blair''in her iki örgütün gündemleri için planları fazlasıyla iddialı.
İngiltere''de Times da bu görüşe, ''''Büyük fikirler AB reformu için pratik önerilere dönüşmeli'''' diyerek katılıyor. Gazete, önceliklerini dikkatli sıralaması gerektiğini savunduğu Blair''i, bütçe ve Türkiye konusunda uyarıyor.
''''Tarım reformları karşılığında Angela Merkel''in şiddetle direndiği Türkiye''nin üyeliği konusunda geri adım atmak, Blair için çok ağır bir bedel ödemek olur. Sadece birlikte bütçe reformunun önemini aşırı önemli gibi göstereceğinden değil. Bu, kabul edilemez bir pazarlık. Türkiye''nin birliğin saygıdeğer bir üyesi olmak için daha yapması gereken çok reform var; ama Türk hükümeti de bu uzun vadeli hedef için çok zor kararlar aldı. Avrupa''nın başarısı, her ne kadar artık ekonomik canlılığı tartışılır olsa da, üyeler için ekonomik ve sosyal ölçütler getirebilmesinde yatıyor.''''
''''BLAİR''İN AVRUPA''DA BİRLİK ÇABALARININ ANAHTARI, CHİRAC''TA''''
Financial Times''ta yazan James Blitz, ''''Blair''in Avrupa''da birlik çabalarının anahtarı, Chirac''ta'''' diyor.
Blitz''e göre hem bütçe konusunda bir anlaşmayı hem de Türkiye ile müzakerelerin 3 Ekim''de başlamasını ancak Fransa ile uyum içinde bir ilişki sağlayabilir:
''''Ama bu geçimsizlik sürerse, İngiliz dönem başkanlığının geleceği bulanık görünüyor. Blair ve Chirac ilk olarak gelecek haftaki G-8 zirvesinde biraraya gelecekler. Burada özellikle iklim değişikliği konusundaki söz ve eylemleri, ilişkilerinin durumu konusunda da ipucu verecek. Fransızlar soruyor: Blair bu kez inandıklarını savunup Bush''un karşısına dikilecek mi? Yoksa sadece Avrupa ve Amerika arasında görüş ayrılığı yokmuş gibi yapan bir zirve açıklamasına mı ulaşmaya çalışıyor?''''
Guardian da benzer bir görüşte, ''''Blair - Chirac kini Avrupa''yı mahvedebilir'''' diye yazıyor gazete ve bu sadece Guardian''ın değil, gazeteye bir mülakat veren Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso''nun da görüşü.
''''Barroso, ''Milliyetçi söylemler, kendi kendini çürütüyor'' diyor. Brüksel''e gelip de başkentlere dönünce, her seferinde ''kazandık'' demek, olanları bir boks şampiyonası havasına sokuyor. Bu gibi insanlar Avrupa düşüncesini yok ediyor. Bunu söylemek de benim görevim.''''
Blair''i ülkesinde büyük liderlik göstermiş, olgun bir lider olarak niteleyen Barroso''nun, kendi ifadesiyle ''''dostane'''' bir de uyarısı var:
''''İngiltere''nin başkan olarak özellikle gayret göstermesi gerekiyor. Avrupa''da fikirlerimizin yüzde 100 kabul edilmesini bekleyemeyiz. Bazen bazı tavizler vermek gerekir. Bunun için de katılımcı bir yaklaşıma ihtiyaç var'''' diyen Barroso, Türkiye''nin birliğe katılma sürecinin de zorda olduğunu ifade ediyor ve ''Türkiye''nin üye olduğunu görmeye ömrünüz vefa edecek mi?'' diye sorulduğunda, ''Ben her iki şekilde de yanıt veremem. Demokrasiye saygılıyım'' diyor.''''
G8 HAZIRLIKLARI
Guardian, gençliğinde Maocu bir eylemci olan Barroso için, ''''G-8 zirvesinde, göstericilerin gözlerine bakabilecek en azından bir lider olacak'''' diyor.
İngiliz Times, yaklaşan G-8 zirvesi öncesinde liderlerin Amerika''yı yanlarına alabilmek için iklim değişikliği hedeflerinden vazgeçtiğini duyuruyor.
Guardian ise manşetten verdiği haberinde, bu konuda eylem isteyen Blair''in bir kumar oynayarak, Amerika Birleşik Devletleri ile arasını açmayı göze alacağını savunuyor.
''''Bunun sonucu, yedi ülkenin kabul ettiği ve Amerika''nın tek başına bırakıldığı bir sonuç bildirgesi olabilir. Böyle bir durum G-8 tarihinde bir ilk olacaktır. Amerika bildirgedeki, ''iklim değişikliğinin bir sorun olduğu'' ifadelerine karşı çıkıyor. Olası bir uzlaşma, iklim değişikliği ifadelerinden vazgeçip, sera gazları ile mücadeleden söz etmek olabilir.''''
Financial Times, Afrika''ya yardımın büyümeyi garanti etmediği şeklindeki bir IMF çalışmasını anımsatarak, yaklaşan G-8 zirvesinde liderlere kalkınma projeleri konusunda da düşünme çağrısı yapıyor.
''''Gleneagles''da başarılanlar, sadece yapılacak harcamanın büyüklüğüne bakılarak değil, bu harcamanın nerelere gideceği konusunda ne kadar kafa yorulduğuna bakılarak da ölçülecek''''
IRAK''TA NAPALM MI KULLANILDI?
Guardian''ın ara sayfalarında, Amerika''nın Irak''ta kullanılan yanıcı bombalar konusunda İngiltere''yi yanlış yönlendirdiği şeklinde bir haber yer alıyor.
''''İngiltere, Vietnam''daki napalm bombalarına benzeyen bombaların kullanıldığını Amerika''dan aldığı güvencelerle tekrar tekrar reddetmişti; ama şimdiki Savunma Bakanı John Reid, bu teminatların yanlış olduğunu ve eski bakan Geoff Hoon''un durumu açıklaması gerektiğini belirtiyor.''''
Yanıcı bombaların sivillerin bulunabileceği alanlarda kullanımı, uluslararası hukuk ile yasaklanıyor. Amerika''nın Mark 77 olarak adlandırılan bombalardan 30''unu Irak''taki savaşın başında kullandığı ise iddialar arasında.
Gazze''de dün çekilme planına karşı çıkan Yahudi yerleşimcilerin İsrail güçleri ile girdikleri çatışmalar sonrası tahliye edilmesini İngiliz Independent, önümüzdeki haftalarda tekrarlanması olası sahnelerin ilk örneği olarak ifade ediyor. Times''ta yazan Bronwen Maddox''a göre, dün yaşananlar savaşta küçük bir zafer.
''''İsrail Ordusu''nun Gazze''yi kapalı askeri bölge ilan etmesi gerçek bir ayrılma sürecinin başlaması da olabilir, sadece kısa süreli bir prova da. Henüz bilemiyoruz. Ama bu, Şaron açısından kesinlikle makul bir adım oldu. Gerçekten de bazı aşırı görüşlülerin bölgeye girişini engelleyebilir. Üstelik bu, çekilmeyi zor, acılı ve riskli bir süreç olarak tasvir etme çabasını destekleyecektir. Ancak Şaron için asıl risk, gelecek haftalarda ortaya çıkacak. Yerleşimciler, Filistinliler''i şiddet göstermeye tahrik edebilecek mi? Böyle bir durumda Şaron için Gazze''yi bırakmak daha zor olacaktır. Filistin yönetimi şimdilik sessiz. Hamas''ın nasıl bir tavır izleyeceği de henüz belirsiz.''''
SCHRÖDER STRATEJİ HATASI MI YAPTI?
Almanya bugün, hükümet hakkında güven oylamasına hazırlanıyor. İngiliz Guardian''a göre, Başbakan Gerhard Schröder''in erken seçim planları elinde patlayabilir. Mecliste çoğunluk sahibi olmasına rağmen, hükümetine güvensizlik oyu verdirerek erken seçimi zorunlu kılmaya çalışan Schröder''in planı, kimilerine göre anayasaya aykırı.
Öngörülen şekilde meclisi feshedip erken seçime gitme kararı ise Cumhurbaşkanı Host Köhler''e ait ve Guardian, ''''başka bir ihtimal de olabilir'''' diyor.
''''Bugünkü oylama ardından Köhler''in, erken seçime gidilmesine gerek olup olmadığına karar vermek için 21 günü var. Onaylarsa 60 gün içinde seçime gitmek gerekiyor; planı reddederse, yeni bir başbakan ataması gerekir. Bu da muhtemelen parti başkanı Franz Müntefering olur ve Müntefering gelecek yılki seçime dek iktidarda kalır. Schröder''in siyasette inisiyatifi ele alma planı görünüşe göre, kariyerinin en büyük hatası ve siyaset sahnesinden ayrılışını hızlandırabilir.''''
Süddeutsche Zeitung, Schröder''in halkın güvenini zaten kaybettiğini, ama vazgeçmiş görünmemek için istifa etmediğini savunuyor. Gazeteye göre, ''''Güvenoyu alamayıp birkaç hafta sonra seçmenlerden kendisine oy vermesini istemek de mantıklı bir hareket değil''''. Gazete ayrıca, Schröder''in köşeye sıkıştığı bir anda çok da düşünmeden bu adımı attığı yorumunu yapıyor.
Die Welt, ''''Seçmen asıl güvensizlik oylamasını 18 Eylül''de yapacak'''' diyor.
Avusturya''dan Die Presse ise kötümser ve oylamanın anayasaya uygunluğu tartışmaları nedeniyle Almanya''yı haftalar sürecek bir siyasi açmazın beklediğini belirtiyor.
EŞCİNSEL EVLİLİKLERİ
İspanya''nın eşcinsel evliliklerini onaylayan üçüncü ülke oluşu da her gazetede yer bulan bir haber. İspanya''da ise bu konudaki tartışmaların dinmediği anlaşılıyor.
El Pais, ''''Bu cesur yasa, İspanya''yı eşcinsel haklarını savunmanın ön saflarına koyuyor'''' ifadesine yer veriyor.
''''Eşcinsellerin evliliği heteroseksüel evliliklerin önemini azaltmıyor, geleneksel aileye de saldırmıyor. Sadece, ayrımcılığa uğrayan bir gruba haklarını sunuyor. Bu demokratik zaferle, tüm toplum gurur duymalı.''''
El Pais''in bu görüşlerine, başyazısına ''''Gereksiz bir yasanın tehlikeleri'''' diye manşet atan ABC katılmıyor. ABC, alelacele geçirildiğini söylediği yasanın ''''evlilik kurumuna vurulan bir darbe'''' olduğunu belirtiyor.
Almanya''dan Die Tageszeitung''a göre karar, Vatikan''ın modernliğin getirdiklerini durdurmaya çalıştığını, ama artık başaramadığını gösteriyor.
Polonya gibi bazı ülkelerde eşcinsellere hala korkuyla yaklaşıldığını belirten gazete, ''''Avrupa Birliği''nin üyesi olmak isteyenler, modern toplum anlayışını benimsemeli'''' diyor.
Güncellenme Tarihi : 17.3.2016 12:28