Hıncal Uluç/ Sabah
Aydın Doğan dedi ki..
Hürriyet ve Milliyet gazetelerinin patronu Aydın Doğan'dan beş sayfalık bir mektup aldım..
Gazeteler arası çatışmadan nefret ettiğim için, mektubun geniş bölümlerini size nakletmiyorum.. Çünkü çatışmayı kızıştırmayı geçin, içinde yer almak dahi istemiyorum.
Bu çatışma sadece iki ucu değil, tümü kirli bir değnek. Nereden tutarsanız eliniz kirleniyor. Olan ''Gazete'' imajına oluyor. Okurun büyük bir çoğunluğu, doğru, yanlış, haklı, haksız araştırması dahi yapmıyor artık.. ''Tencere dibin kara, seninki benden kara'' savaşı kabul edip, aslında ''Gazete''den soğuyor.. Gazete ''İnanılır'' olmaktan çıkıyor.
Aydın Bey'in mektubunda benim en inanmak istediğim satır şu
''Sabah'ı almak istiyordu, veya batırmak istiyordu gibi yargılar bana atılmış büyük iftiralardır.''
''Sabah'ı almak'' iddiasına, bizzat Dinç Bilgin katılmıyor. ''Yukarıda Allah var, Aydın Bey'in Sabah'ı almak gibi bir iddiası hiç olmadı'' dedi.
Sabah'ı kontrol etmek iddiası konusunda Aydın Bey, şunları anlatıyor
Dinç Bilgin'e demiş ki..
''Eğer benimle akıllı rekabet edersen, çılgınlık yapmaz, aşırı masraf ve promosyona girmezsen, rekabetimiz daha iyi gazete çıkarmakta olursa, ekonomik olmayan rekabete girip sektöre zarar vermezsen..''
Bu sözlerin Sabah'ı kontrol anlamına gelip gelmediğinin yorumunu okura bırakıyorum.
Aydın Doğan'ın mektubundaki ''Sabah'ı yok etmek, batırmak gibi bir niyetim olmadı, olmaz'' sözlerine de sonuna dek inanmak istiyorum..
''Aydın Bey bu niyetine, önce kendi yazarlarını inandırmalı'' dip notunu koyarak.
Türk insanının gazete ve gazeteciye inancını geri getirmek ancak böyle başlayabilir.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:20