BİLGİN ŞAŞMAZ
ANKARA - ABD Temsilciler Meclisi'nde onaylanan 1 milyar dolarlık hibe ya da 8.5 milyar dolarlık kredi konusunda Haziran ayının ilk haftasında Washington'a bir teknik ekip gönderileceğini belirten Devlet Bakanı Ali Babacan, söz konusu yardımın, Türk-ABD ilişkilerinin güçlülüğünün bir göstergesi noktasında ayrı bir önem taşıdığını söyledi.
Babacan, 'Ekonomide yaşanan gelişmelerin ardından Türk ekonomisinin güllük gülistanlık olduğunu söyleyebilir miyiz?' sorusuna, ''Parametreler olumluya doğru gidiyor. Şimdiye kadar yaptığımız uygulamalar, aldığımız tedbirler iş dünyası tarafından büyük kabul gördü. Ama bu, bütün sorunları bir anda çozdük bitti anlamına gelmiyor. Borç stoğu hala var. Bu stoğu normal seviyeye indirinceye kadar sıkıntımız var. Aldığımız tedbirleri sürdürdüğümüz sürece bu parametreler iyiye gitmeye devam edecektir. Yanlış bir şeyde parametreler terse dönebilir'' yanıtını verdi.
''MAYIS AYINDA SİSTEME YASTIK ALTINDAN 1 MİLYAR DOLAR GİRDİ''
Bir başka soru üzerine, Mart ayında sistemden 500 milyon dolarlık yurtdışına ya da yastık altına bir çıkış görüldüğünü belirten Babacan, Nisan ayında 900 milyon dolarlık, Mayıs ayında 1 milyar dolardan fazla yastık altından sisteme giriş olduğunu kaydetti. Son dönemde Türk ekonomisinde 'ters para ikamesi' gözlendiğini vurgulayan Babacan, şöyle konuştu: ''Yeniden Türk Lirası'na dönüş, Türk Lirası'na rağbet var. Bu sevindirici bir durum. Bu olurken alıcı-satıcı arasındaki dengeye dikkat etmek gerekiyor. Bu gözlemlendiği sürece de Merkez Bankası döviz alım ihalelerine devam eder. Biz, Merkez Bankası politikalarına çok da günlük detaylı fazla karışmıyoruz, karışmak istemiyoruz. Hele hele enflasyonla mücadele politikasında belirleyecekleri faiz hatleri tamamıyle kendi bilecekleri iş. Şu anda bizim Hükümet olarak kur politikasını değiştirmek gibi bir niyetimiz yok. İhracatçıların, Merkez Bankası faizleri indirirse Hazine'nin borçlanma faizleri de iner. Dolayısıyla kur biraz yükselir gibi bir tezi var. Bunlar birbirine öyle çok da bağlı şeyler değil. Faiz konusu yüzde 80 kesim karıştırıyor''.
Babacan, piyasalardaki 'Dolar patlayacak, büyük oranda değer kazanacak' yönündeki iddialar hatırlatıldığında, ''Öyle düşünenler hemen döviz alıp bir kenara koysunlar. Kurun yükselmesine yardımcı olurlar. Piyadaki parametreleri beklentiler oluşturur. Eğer herkes böyle bekliyorsa, dövizin bugünden yükselmesi gerekir. Türkiye'de insanların kendi paralarıyla ilgilenmesi lazım'' dedi. Bakan Babacan, birikim sahiplerine de, paralarını bir banka hesabına döviz ya da Türk Lirası olarak yatırmalarını tavsiye etti. BDDK Başkanı Engin Akçakoca'nın açıklamaları hatırlatılarak görüşü sorulduğunda Bakan Babacan, ''İcra İflas Kanunu alt komisyonda, çalışmaları devam ediyor. Hızla çıkacak. Türkiye'de kanunlar sanki borçluyu koruyor. Öyle bir durum var. Mahkemer felan çok uzun sürüyor. Bunun değişmesi lazım. Yeni İcra İflas Kanunu da bunu getiriyor. Takipte olan alacakların takibi hızlanacak'' açıklamasında bulundu. Babacan, IMF Türkiye Masası Şefi Juha Kahkonen'in, 2004 yılından itibaren Türkiye'nin IMF'ye ihtiyacının olmayacağı yönündeki ifadelerinin hatırlatılması üzerine şunları söyledi:
''Bizim IMF ile bir anlaşmaya girmiş olmamızın, programın 4. Gözden Geçirmesi'ni tamamlamamızın nedeni IMF'den gelecek 4 milyar dolarlık kredi değil. Türkiye'ye IMF'den 2 yıla yayılmış bir biçimde gelecek kredi 4 milyar dolar. Bizim sadece bu sene ödeyeceğimiz borç 90 milyar doların üzerinde. Bizim IMF ile anlaşmaya varmış olmamızın en önemli sebebi, ortaya koyduğumuz ekonomi politikalarının tüm dünya piyasalarınca kabul görmüş olmasıdır. Dünya piyasaları için IMF uzmanlarının raporları büyük önem taşımaktadır''.
IMF'yi kurtulma ihtimali düşük hastalara bakan doktora benzeten Babacan, ''Kurtulma şansı yüzde 1 olan hastaların şanslarını yüzde 10'a çıkarıyor diye, 'Bu doktora giden hastaların yüzde 90'ı ölüyor' demek haksızlıktır. Çünkü ciddi problemi olan ülkelerin IMF ile işi oluyor'' şeklinde konuştu. Babacan, Türk ekonomisinin kurtulma şansının sorulması üzerine de şunları söyledi: ''Hata yapmadığımız sürece yoğun bakım odasından çıktık. Ama hala hastanede rahat bir odada hızlı iyileşme dönemindeyiz. Hassasiyet devam ediyor. Krizlere gire-çıka kendi kendimizin doktoru olduk. 2004 yılı sonuna kadar programı yaptık. Daha sonra IMF'nin kredisine ihtiyaç duyacağımızı zannetmiyorum açıkçası. Rakamlar ortada. 'IMF'nin parasına ihtiyacımız yok' demek istemiyorum ama rakamlar ortada. Ne kadar olmazsa olmaz olduğu ortada''.
ABD'NİN YARDIM PAKETİ İLİŞKİLERİN GÜÇLÜLÜĞÜNÜN Gk Bu sevindirici bir durum. Bu olurkÖSTERGESİ
Babacan, nema ödemeleri konusunda yaşanan sıkıntıların ise bugüne kadar beyana dayalı ödeme yapılırken, hesapların tasviye edilmesi nedeniyle banka kayıtlarının kontrol edilmesinden kaynaklandığını vurguladı. Bazı işyerlerinin işçiden kesinti yapmasına rağmen bu paraları hesaba yatırmadıklarını, buna rağmen işçilere işyerlerinin beyanları doğrultusunda haksız ödeme yapıldığını kaydeden Babacan, aksaklıkların giderilmesi konusunda da yoğun çalışmalar gerçekleştirildiği söyledi. Devlet Bakanı Ali Babacan ABD Temsilciler Meclisi'nde onaylanan 1 milyar dolarlık hibe ya da 8.5 milyar dolarlık kredi konusunda da Haziran ayının ilk haftası Washington'a bir teknik ekip gönderileceğini sözlerine ekleyerek, söz konusu yardımın Türk-ABD ilişkilerinin güçlülüğünün bir göstergesi noktasında ayrı bir önem taşıdığına işaret etti. ABD Temsilciler Meclisi'nde onaylanan paket, Türkiye gerekli şartları yerine getirdiği takdirde 30 Eylül 2005 tarihine kadar 1 milyar dolar hibe veya 8.5 milyar dolara kadar kredi olarak kullanılabilmesini öngörüyor. Bu konudaki son karar, ABD Başkanı Bush'un vereceği biliniyor.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:04