Bakan Mehmet Özhaseki isyan etti: Artık midem bulanıyor!
Kocaeli'de TOKİ anahtar teslim törenine katılan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, deprem bölgesi için son rakamı paylaştı. Bakan Özhaseki, "'Artık midem bulanıyor; bu sözü söylemeyin. Yeter 20 yıldır. Bir tane kentsel dönüşüm yapın ne olur. Size rantsal dönüşüm yapın diyen mi var?' Rantsal dönüşüm yapanın zaten Allah cezasını versin. Koca koca belediyeler var elinizde imkanlar var. Gelin bir tane yapın." dedi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, TOKİ Sekbanlı-Sepetçi Proje Alanı anahtar teslim törenine katıldı.
Törende konuşan Bakan Özhaseki, "Bu dönemde bizi daha çok meşgul eden 2 tane işimiz var. Birisi 6 Şubat'ta meydana gelen 100 yıl dense de, asrın felaketi dense de şahsi kanaatimi söylüyorum bin yıllık Anadolu medeniyetimizde başımıza gelebilecek en büyük felaketin izlerini giderebilmek, yaraları sarabilmek için büyük gayretimiz var. Bu bizim bayağı meşgul ediyor. Sonra da haliyle yaklaşan depremler karşısında şehirlerimizi daha dirençli hale getirebilmek, konutlarımızı, iş yerlerimizi daha güvenli hale getirebilmek için de bir mücadele içerisindeyiz. Bu konu da elbette ki bizleri müthiş şekilde yoruyor ve onlarla meşgul olmaya devam ediyoruz. 6 Şubat depreminden bahseden Bakan Özhaseki, "Deprem bölgelerinin her bir şehrinde ve ilçesinde bir bakan arkadaşımız vardı. AFAD görevlileri, valilerimiz, kaymakamlarımız vardı. Naçizane ben de belediyelerden sorumlu genel başkan yardımcısıydım" diye konuştu.
"Rantsal dönüşüm yapanın zaten Allah cezasını versin"
Bin 390 belediyeden irili ufaklı 810 tanesinin AK Parti'nin olduğunu söyleyen Bakan Özhaseki, "Arkadaşlarımızı tek tek arayarak 'Acil işlerinizi ekipleriniz yapsınlar ama siz tamamınız oraya gideceksiniz' diye görevlendirdik. O günlerde rastladığımız bizim birçok yabancı misyon şefi arkadaşlar bu depremin dörtte biri eğer bizde olsaydı biz altından kalkamazdık' diye hep ifade etmişlerdir. Bizler vicdanen huzuruyuz. Elimizden geleni yapıyoruz ama bir de o dönemde deprem turistleri vardı. Malum belediyeler o bölgelere sadece birkaç gün sonra özel jetlerle geldiler. İçerisi basın ordusu dolu. Özel jetlerine, yanlarına sosyal medya fenomenlerini aldılar. İndikten sonra onları bir iki çadıra götürdüler. Onlar da orada selfieler çekindiler, bıraktılar gittiler. Onların da Allah iyiliğini versin. Onlar da zaten her dönemde böyle bir gariplikler içerisinde hayatlarını devam ettiriyorlar. Kentsel dönüşüm yapmaya kalkarsınız, 'Efendim biz kentsel dönüşüme değil de rantsal dönüşüme karşıyız.' Mecliste de geçenlerde bütçe görüşmelerinde dedim ki 'Artık midem bulanıyor; bu sözü söylemeyin. Yeter 20 yıldır. Bir tane kentsel dönüşüm yapın ne olur. Size rantsal dönüşüm yapın diyen mi var?' Rantsal dönüşüm yapanın zaten Allah cezasını versin. Ne demek rantsal dönüşüm? Koca koca belediyeler var elinizde imkanlar var. Gelin bir tane yapın. Adam gibi bir kentsel dönüşüm yapın. Mani olmaya çalışmayın en azından. Yok, mani olamazlarsa davalar açıyorlar. Arkasından başka türlü de devam ediyor. Ne diyelim, kimisi iş yapmaya, eser bırakmaya uğraşır, hayırlı bir iş yapayım diye çabalar, kimisi de mani olmak için çırpınır durur. Bu dünya zaten böyle devam edip gidiyor" şeklinde konuştu.
"Yarın dağıtacağımız konutlarla birlikte 75 bin kadar konutu teslim etmiş olacağız"
6 Şubat depreminden beri hiç boş durmadıklarını söyleyen Bakan Özhaseki "Gece gündüz demeden çalıştık. O bölgelerde bir saniyemiz bile boş geçmedi. Binden fazla şantiyemiz var. 300 bin kadar inşaat şu anda devam ediyor. 4 bin 333 tane köyde, 50-100-150 tane çelik karkastan evler yapıyoruz. O evleri de bir uçtan teslim ediyoruz. Şehir merkezlerine başladık. Şehir merkezlerinde, o merkezlere açılan ana caddelerdeki binaları kimlikli yapabilmek adına yine inşaatlara başladık ve bir taraftan da teslim ediyoruz. Yarın dağıtacağımız konutlarla birlikte 75 bin kadar konutu teslim etmiş olacağız. Biz böyle çırpınırken birileri de mani olmaya çalıştıkları gibi bir taraftan da laf atmaktan geri durmuyorlar. 1 ay kadar önce ana muhalefetin genel başkanı 'Nerede bu evler' diye bağırıyordu. 'Sizin başarınız burada sıfır', bir şeyler diyorlar eline tabela almış. Bir başka genel başkan çıkmış diyor ki 'Evleri kimlere verdiniz? Siz yüzde 100 AK Partililere veriyorsunuz, arabalarınıza dağıtıyorsunuz değil mi?' falan diyor" ifadelerini kullandı.
"110 bin kişilik orduyla çalışıyoruz"
Depremin ilk olduğu günlerde isim vermeden bir genel başkan yardımcısının söylediklerini Bakan, "Ramazan günü fazla da rahatsız olmaların da istemiyorum, içimiz de yanıyor bu söylediklerinden dolayı ama şöyle söylüyorlardı; 'Bu iktidar var ya depremin altında kalır.' Kardeşim insanlar can çekişiyor, iktidarın gidip gitmemesiyle ne alakası var? Hepimiz seferberlik halindeyiz. Aylarca oradaydık. Arkadaşlarımız saç sakal birbirine karışmış vaziyette büyükşehir belediye başkanlarımız aylarca oradaydı. Bunlar başka dertteler. Ev yapımlarına sert zeminlerde 1 ay sonra başladık, bilim adamlarının nasıl tarif etmişse, 'Acelenizde ne oluyor canım? Niye başlıyorsunuz ki evlere?' diyenler şimdi 'Evler nerede' demeye başladılar. Sonra da 'Akrabalarınıza dağıtıyorsunuz' falan demeye başladılar. Hepsine açık duyuruda bulunduk. Bakın şu anda yarın ki dağıtacaklarımızla 75 bin tane evimiz hazır ve dağıtıyoruz. Gelin göstereyim. Bin tane şantiyemiz var. 110 bin kişilik orduyla çalışıyoruz orada. 4 bin 333 tane köyde şantiye kurduk evler yapıyoruz 50-100 tane hem de mis gibi evler. Mis gibi evler dediğim için bile dillerine düştüm. Hakikaten mis gibi evler, çelik karkaslı evler. İnsanlar tek başına belki de ekonomik gücü olup da onları yaptırma imkanı bulamayabilirler ama Cumhurbaşkanımızın talimatı; 'Birincisi madem yapıyoruz biz en güzelini yapalım. 2 depreme de dirençli olsun.' Hiçbir masraftan kaçınmadan bu evler yapılıyor fakat bu arkadaşlarımızın ne yazık ki dilleri biraz kirli. Bu deprem üzerinden bile siyaset yapmaya devam ediyorlar. Keşke deprem üzerinden siyaset yapılmasa. Bu arkadaşlar bazen ağzından çıkanı, ne dediklerini bilmiyorlar bazen de çabalıyoruz, söylüyoruz ama bir türlü söylediklerimizde anlamak istemiyorlar" dedi.
"320 bin aileye kira yardımında bulunuyoruz"
Türkiye'nin deprem bölgesi olduğunu söyleyen Bakan, "Bilim adamları diyorlar ki Himalayalardan başlayarak Alplere doğru devam eden çizgi üzerinde 5 riskli ülke var. Birisi de Türkiye, Anadolu coğrafyası. Şu anda kırılmamış hala 500'e yakın fay hattı var. Ne zaman kırılacak, hangi saatte, hangi şiddette, nasıl bir hasar bırakacak? Bunu bilme imkanımız yok ama bilebileceğimiz bir şey var. Bu depremlerin her an olabileceğini bilip ona göre hareket etmek. Bir taraftan deprem bölgelerinde koşuyoruz, o hasarları sarmaya çalışıyoruz. Neredeyse 320 bin aileye kira yardımında bulunuyoruz. Onların evlerini bitirmeliyiz ki memleketlerine dönmeliler, yerlerinde oturmalılar ve bir de konteyner kentlerde kalan 600 bine yakın kardeşimiz var. İnşallah bundan sonra da her ay biz, 10-15 bin konutu oralarda teslim ederek onları da sağlıklı yapılarına kavuşturmak istiyoruz" diye konuştu.
"Yeni bir belediyecilik modası çıktı. 'Algı belediyeciliği' diyorlar"
TOKİ Kocaeli İzmit Sekbanlı Sepetçi Projesi ile ilgi konuşan Bakan Özhaseki, "Bugün burada da güzel bir hizmet yapılmış. TOKİ başkanımız da söyledi, ufak tefek eksiklikleri varmış. Onları da arkadaşlarımız zaten gideriyorlar ama şunu bilelim, yepyeni bir ev bile alsanız ilk çıkan ufak tefek sıkıntıya uğrar. Asansör bir gün arızalanabilir, 2'nci gün elektrik düğmesinde bir şey olabilir. 5 dönem büyükşehir belediye başkanlığı yapmış bir kardeşiniz olarak her seçim geldiğinde millet önüne çıkardım, derdim ki, 'Bakın bana bir yetki verdiniz, mühür verdiniz, bütçe verdiniz, ben de 5 senede şunları yaptım; gücüm bunları yetti. Eğer müsaade ederseniz önümüzdeki dönemde şunları yapmak istiyorum.' Bundan daha makul, daha meşru bir şey olabilir mi? Millet de değerlendirir. Herkese bakar, 'Tamam Bu adam gitsin' derdi, ben de devam ederdim. Tabi oyumu da yükseltirlerdi. Allah razı olsun. Sorumluluğum artardı ama şimdi benim bu yaşta anlayamadığım yeni bir belediyecilik modası çıktı. 'Algı belediyeciliği' diyorlar, başını İstanbul çekiyor zaten. Kentsel dönüşüm için ayrılan para 500 milyonun altında fakat algı operasyonları için ajanslara verilen para 890 milyon lira civarında. Kentsel dönüşüme ayırdığın parayla reklama ayırdığın para bari eşit olsaydı. Ben bunu anlamakta gerçekten güçlük çekiyorum. Ne yapıyor peki o ajanslar? Fenomenleri ayarlıyorlar. Sosyal medyadaki hesabında güçlü adamları buluyorlar, paralar veriyorlar. Peki o paraları alanlar ne yapıyor? Başkan efendi oturuyor, alkışlıyorlar, ayağa kalkıyor, alkışlıyorlar, gülüyor, alkışlıyorlar, yatıyor, alkışlıyorlar. Tatile gidiyor, çalışıyormuş gibi gösteriyorlar. İş yapmıyor, yapıyormuş gibi gösteriyorlar. Vallahi ben bu belediyeciliği anlayamadım. Böyle bir anlayış, doğru bir anlayış değil. Bunların hepsi geçer gider ama kalıcı olan işte buradaki eserler, yapılanlar. İnşallah biz bundan sonra da Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, önderliğinde hizmet ve eser belediyeciliğine devam edeceğiz" şeklinde konuştu.