BAŞBAKAN TAYYİP ERDOĞAN : "GÜVEN OYLAMASINDAN ÖNCE TEZKERE GÜNDEMİMİZDE YOK"
DEVLET ARIK
ANKARA- 59. Hükümet'i kuran Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan olarak verdiği ilk demeçte, "Güven oylamasından önce tezkere gündemimizde yok" dedi. Erdoğan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) Türkiye aleyhine açtığı davadan vazgeçebileceğinin de sinyallerini verdi.
AK Parti Genel Merkezi'ndeki makamında basın mensuplarının tebriklerini kabul eden Erdoğan, Başbakan olarak ilk demecini de verdi. Basın mensuplarıyla sohbet eden Erdoğan, önümüzdeki dönemde izleyecekleri politikaya ilişkin önemli ipuçları verdi. Erdoğan, Türkiye'nin zor bir dönemden geçtiğine işaret ederek, "Durumumuz, ateşten gömlek giymek sözüne uygun düşüyor. Toplumlar ve milletler belli zamanlarda bu sıkıntıyı yaşadılar. Ama milletçe dayanışma içerisinde bu sıkıntıları aştılar. Tarihimize de baktığımızda bu tür dönemler oldu. Herhalde şu anda Kurtuluş Savaşı'ndan daha zor bir dönemde değiliz" diye konuştu.
Erdoğan, hükümetin ilk icraatının ne olacağının sorulması üzerine, iç ve dış politikada atılacak çok önemli adımlar olduğunu kaydetti. 4 aydır devam eden bir yönetim olduğunu belirten Erdoğan, "Eylem planımız belli. Aynen devam etmektedir. Bu planın devamında şüphesiz ki bir iki ufak değişiklikler yapmak suretiyle, o alanlarda meydana gelen değişiklikler, oralarda arkadaşlarımızın uygulamaları sonucu farklı bir sıçramayı getirecektir. Temennimiz odur ki, gerek dış gerek iç politikada yaşanan 4 aylık sürecin getirdiği başarıyı arttırarak devam ettirmektir. Tabii dış politikada alınacak kararlarımız, atılacak adımlarımız var. Önemle üzerinde durulan budur" dedi.
"ÖNCELİKLE ULUSAL BİRLİĞİ SAĞLAYACAĞIZ"
İç politikada öncelikle içerdeki ulusal birliği sağlamak istediklerinin altını çizen Erdoğan, Türkiye'nin bu dönemde ulusal birliğe her zamankinden çok daha fazla ihtiyacı olduğunu kaydetti. Bu konuda medyaya çok büyük görevler düştüğünü anlatan Erdoğan, ekonomik sıkıntıların da kendileri için öncelikli çözülmesi gereken sorun olduğunu bildirdi. Erdoğan, şöyle konuştu:
"Ekonomik sıkıntılarımız da var. Ekonomik tablo, bizim kucağımızda bulduğumuz bir sıkıntı. Bunları da kararlılıkla ve inançla aşacağımıza inanıyorum. Şubat ayı içerisinde Maliye Bakanlığı'nın artış trendini öğrendiğimde, tahmin ettiğimiz rakamın çok üstünde bir rakamla kapanmış olması güzel bir gelişme. Vergi Barışı ile ilgili yansımalar da başlayınca önümüzde çok daha güzel olacağına inanıyorum. Kararlıyız, bunları aşacağız."
Erdoğan, "Şu an umutsuzluğa kapıldınız bir konu var mı" yönündeki bir soru üzerine, "Hayır, umutsuzluğu yenmek için buradayız. Umutsuzluğa düşmüş durumu umuda dönüştürmek için bu görevi aldık. Millet de bu umudu biz de bulduğu için görevi bize verdi. 9 Mart'ta da Siirt'te yüzde 85 vermişse halk, o da yine bu güvenden, bu istikrardan, bizi umudu olarak gördükleri için verdiler" değerlendirmesini yaptı.
Erdoğan, 59. Hükümet'in ilk Bakanlar Kurulu toplantısını Pazartesi günü gerçekleştireceklerini söyledi. Hükümet programının da önümüzdeki hafta Salı veya Çarşamba günü TBMM'de okunacağını açıklayan Erdoğan, tezkerenin ne zaman gelip gelmeyeceği konusunda ise, "Şu anda gündemimizde böyle bir şey yok. Bunların hepsi güven oylamasından sonra" açıklamasını yaptı.
Erdoğan, hava sahasının kullandırılması için yasal düzenlemenin yeterli olup olmayacağı yönündeki bir soruya, "Bu konuda söz sahibi arkadaşlarımdan aldığım, bu konuda Meclis yetkilidir. Meclis müsaade etmediği takdirde bunun olmayacağı yönündedir" karşılığını verdi.
Türkiye-AB ilişkilerine de değinen Erdoğan, AB konusunda aynı disiplin içerisinde bir yol izleyeceklerini kaydetti. Erdoğan, şöyle devam etti:
"AB konusunda bizim bugüne kadar izlediğimiz yol neyse, aynı disiplin içerisinde hızla devam ettireceğiz. Avrupalı dostlar bu sürece nasıl yaklaşırlar bilemem. AB, bizi kabul etse de etmese de biz insanımızın yaşam standardını yükseltmek için Kopenhag Kriterleri içerisinde yer alan Ankara Kriterleri biz hayata geçireceğiz. Onun için 4. Ve 5. Anayasa paketlerini geçirdik. Şimdi de 6. paketin hazırlıkları devam ediyor. Bu düzenlemeleri sadece insanımızın yaşam standardını o standartlara yükseltmek için çalışacağız."
ERDOĞAN'DAN 'KISITLI REVİZYON' SAVUNMASI
Başbakan Erdoğan, kabinede neden kısıtlı revizyona gittiğinin gerekçelerini de açıkladı. Türkiye'de bugüne kadar alışılagelmiş bir durumun söz konusu olduğunu ifade eden Erdoğan, köklü bir değişiklik yapmanın yanlış olacağını savundu. Erdoğan, geniş çaplı revizyonun parti ilkelerine ters düşmek anlamına geleceğini vurgulayarak, şunları söyledi:
"Bir yönetici dış rüzgarlarla yön alıyor. Eğer bu böyle olursa orada neticeye gitmeniz mümkün değil. Siz o dış rüzgarları yönlendirebiliyorsanız, iyi yelken kullanıyorsunuz o zaman neticeye gidersiniz. Okuduğum şeyler, rüyamda da düşünmediğim şeyler. Mantığı ters. Biz zaten bir yürüyen hükümetiz. Bu yürüyen hükümet partinin hükümeti, koalisyon hükümeti değil. 4 aylık süreçte sayın Başbakan ile aramızda sürekli iletişim sağlandı. Gerek sayın Gül'e gerek bakanlara teşekkür ediyorum. Herkes çift başlılık olacak dedi. Ama ufak tefek sıkıntıların dışında gayet iyi bir dönem geçti. Bundan sonra da aynı ekip aynı ciddiyet ve samimiyetle bu çalışmayı sürdürecek. Köklü bir değişiklik yapmak yanlış olur ve kendi kendimizi inkar olur. Bu partinin ilkeleriyle çatışır."
"YALÇINBAYIR'A KIRGIN DEĞİLİM"
Erdoğan, yeni kabinede görev vermediği Başbakan Yardımcısı Ertuğrul Yalçınbayır'a kırgın olmadığını da söyledi. Kabinede bir daraltmaya gittiklerini hatırlatan Erdoğan, 4. bir başbakan yardımcılığı atamalarının söz konusu makamı ciddi olmayan bir konuma sokacağını vurguladı. Şu an Kültür-Turizm, Orman-Çevre bakanlıklarının birleştirilmesi çalışmalar yapıldığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Kürşad Bey'i şimdi Çevre Bakanı olarak gösterdik, ancak eski görevine geri dönecek. Bu bir ara formüldür. Güldal Hanım da kadın, aile ve özürlülerden sorumlu devlet bakanı olacak. Benim kendisine herhangi bir kırgınlığım söz konusu olamaz. Kabinede bir daralmaya gittik. Bunlardan birisi de Başbakan yardımcılıklarıydı. 4 tane Başbakan Yardımcılığı burayı ciddi olmayan bir konuma sokabilirdi. Yaşar Bey de çok takdir ettiğimiz ve sevdiğimiz bir bakanımızdır. Çevre Bakanı benim çok sevdiğim hemşehrim. Aramızda geçmiş nahoş bir durum söz konusu değil. Kollektif akıl bizde esastır."
AİHM'DEKİ DAVASINI GERİ ÇEKİYOR...
Erdoğan, Siirt'te okuduğu şiir nedeniyle Diyarbakır DGM tarafından TCK'nın 312. Maddesi kapsamında aldığı cezanın ardından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) Türkiye aleyhine açtığı davadan da vazgeçebileceğinin sinyallerini verdi. Erdoğan, bölücübaşı Abdullah Öcalan'ın kendisinden sonra dava açmasına rağmen davasının sonuçlandığına işaret ederek, "Benim ondan önce müracaatım olduğu halde benim kararım gelmemiştir. Daha sonra olduğu halde bu karar çıkmıştır. Dolayısıyla bu karar siyasidir. Kesin bir şey söylemeyeyim ama vazgeçebilirim. Böyle siyasi bir kararı gördükten sonra davam 3 yılı buldu. Beklemenin anlamı yok. Avukatlarımla görüşeceğim vazgeçmeyi düşünüyorum" değerlendirmesini yaptı.
Erdoğan çalışma temposu konusunda da basın mensuplarını uyardı. Çalışma saatlerinin belli olmadığını bazı sürprizler yapabileceğini belirten Erdoğan sözlerini şöyle tamamladı:
"Çalışma saatim pek belli değil. En önemli sürprizimiz budur. Bazen bakarsınız gece yarısı 2-3'e kadar sürer. Bazen erken biter, sabah çok erken başlar. Bazen bakarsınız bakan arkadaşım çalışıyor mu çalışmıyor mu oraya misafir olurum. Sadece Başbakanlık'ta kalmam. Herhangi bir genel müdürlükte olurum. Bu tür kendime ait prensiplerim var. Bunlar sürprizlerdir. Siz kendinizi buna alıştırın. AB yolunda beni tanıdınız. Orda nasıl koşuşturduysak şimdi de aynı şekilde koşuştururuz."
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:33