Medya
  • 14.11.2002 10:43

BDDK'NIN KARARI, SABAH'ÇILARI SEVİNDİRDİ...

KAYNAK : Haber Vitrini Hukuk tokadı BildiĞiniz gibi uzun bir zamandır Hürriyet Grubu'nun sahibi Aydın Doğan, SABAH'ı ele geçirmek ve medyada rakipsiz kalmak için büyük bir mücadele yürütüyor. Bu mücadele zaman zaman içinde bulunduğumuz zorlukları bahane ederek "dostluk" ve "yardım" kisvesi altında yürütülürken, zaman zaman da en acımasız "saldırılar" ve gerçek dışı ithamlar şeklinde ikili bir taktikle sürdürülüyordu. Son zamanlarda saldırıların arttığını hep birlikte yaşıyoruz. O kadar ki, artık SABAH'ı ele geçirmek için ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar. **** Son olarak ne hukukta ne de teamülde yeri olmayan bir icat yaptılar. Büyük kriz sebebiyle "haklı" veya "haksız" yere TMSF'na devredilen şirketlerin bu kargaşada ve bulanık suda kolayca elde edilebileceği zannına kapılarak, bu yolla koskoca SABAH Şirketler Grubu'nu da ele geçirebileceklerini düşünerek BDDK'ya başvurdular. O derece anlaşılmaz bir hırs içindeler ki gruplarında görevli sayısız hukuk adamına rağmen "hukuk dışı" bir girişimde bulunduklarının farkında olamadılar. BDDK'ya, "biz bir konsorsiyum oluşturduk, 500 milyon dolara neyi varsa hepsi beraber SABAH'ı ve atv'yi bize satın" dediler. **** Bunu zeminini ve atmosferini hazırlamak için de sinsi bir planı "gazetecilik" ve "yazarlık" süsü vererek uygulamaya koydular. Bir gün Hürriyet'in Genel Yayın Müdürü Ertuğrul Özkök, dış basından alıntılarla bu hedefe yönelik yazılar yazdı. Ertesi gün sanki çok bağımsız ve özgür bir düşünceyi seslendiriyormuş gibi Milliyet'in Genel Yayın Müdürü Mehmet Yılmaz aynı hedefe yönelik yazı kaleme aldı. Bunlardan kalan boşluğu Hürriyet'in "saldırı" ve "tehdit" memuru Fatih Altaylı doldurmaya çalıştı. Dışarıdan bakan saf bir insan bunların SABAH ile ilgili "kamusal" bir menfaati "gazetecilik" olsun diye savunduğunu zannedebilirdi. Ama aslında bütün sesler Aydın Doğan'ın korosunun zavallı parçalarıydı. Tek amaç da SABAH'ı elde etmek ve müthiş bir rakipten kurtulmaktı. **** Allah'tan ki Türkiye'de artık eskisinden de fazla hukuk yürüyor ve yıllardır süregiden yöntemler duvara tosluyor. BDDK, Aydın Doğan'ın "hukuk dışı" teklifine mükemmel bir "hukuk cevabı" verdi. Bu aynı zamanda "korsanlığa" verilmiş bir hukuk dersi oldu. Bakın BDDK Aydın Doğan'a ne dedi: "SABAH'ın mülkiyeti kurumumuza ait değildir. Biz sadece haciz alacaklılarından biriyiz. SABAH'ı satın almak istiyorsanız Dinç Bilgin ile görüşmek zorundasınız." Böylece Aydın Doğan'ın "satın alma memurları" hakettikleri cevabı aldılar. BDDK, bununla da yetinmedi. Haftalardır sürdürülen "SABAH nasıl olur da kiralanır" şeklindeki karalamaya da sert bir hukuk cevabı verdi. Dedi ki: "Herhangi bir kiralama tasarrufu hukuka aykırı değildir." **** Devletin şu andaki en etkin ve ekonominin selameti bakımından en titiz olması beklenen kurumu BDDK, bir korsanlığa verdiği bu hukuk cevabı ile sadece medyada kabul edilmez bir tekelleşmeyi bertaraf etmekle kalmadı; iki şey daha yaptı: 1- Gazetecilik kisvesi altında mübayaa memurluğu yürütenlere tarihi bir ders verdi. 2- Bu kararla Türkiye'nin hem siyasetinin hem de medyasının bundan böyle nasıl yürümesi gerektiğine dair yol haritası çıkardı. Aydın Doğan ve gazeteci memurları bundan bir şeyler anladılarsa eğer, bu bile Türkiye için kazanç sayılır. (İlker Sarıer/ Sabah) Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:39

İLGİLİ HABERLER