Yaşam
  • 4.2.2006 12:12

BÖYLE BİR HAYAT HİKAYESİ OLAMAZ!

İŞTE GÜZİN ABLA'NIN HÜRRİYET'TEKİ YAZISI:

Bu bir elveda mektubu


Hani insanın şaşkınlıktan ne yapacağını bilemediği, çaresiz kaldığı anlar vardır ya... İşte bu durumdayım şu anda. Aslında bu hafta başka bir yazı hazırlamıştım sizler için. Ama bir de ne göreyim. Bu mektup belki de onlarca kez gelmiş mail adresime.

Zaman zaman intihar etmekten söz eden mektuplar alıyorum. Biliyorum, aslında bu değil amaçları. Biraz teselliye ihtiyaçları var, biraz sevgiye ya da gönüllerinin okşanmasına. Yoksa kolay mı, insanın kendine kıyması? Kolay mı gencecik yaşta kendi eliyle bu dünyadan ayrılmak?

Ama bu defa hayır! Gerçekten telaşlandım, gazetemi aradım, polise mi bildirsek dedim. Ama sadece bir elektronik posta adresi var elimde. O da alelacele oluşturulmuş belki de. Polis bunlarla ilgilenmez dediler.

Kızcağızın öyküsü gerçekten inanılmaz! Artık insana bu kadarı da fazla dedirtecek cinsten. Yarabbi, ne insanlar var? Nasıl insan bunlar? Nerede yaşıyor bunlar? Hayal ürünü desem değil, çünkü satırlarındaki o umutsuzluk, o her şeyden vazgeçmişlik ve tükenmişlik insana elinde olmadan "Ya doğruysa" dedirtecek cinsten. Bu kadar yalan söylenebilir mi bir çırpıda? Bu mektubun sahibi gencecik kızın öyküsü karşısında donup kaldım. Ne yapacağımı gerçekten bilemiyorum.

O zaman, bir an önce yayınlarım, dedim. Belki sizler bir şeyler düşünürsünüz. Belki bir kadın kuruluşu, belki bir kadın sığınma evi, belki bir yetkili, bu kızcağızın sesini duyar da koşar. Koşar da, onu bu uçurumdan çekip çıkarır. Çok geç olmadan koşarlar mı dersiniz?

Sevgili Güzin Abla, bu mektubu bana yardım etmen için yazmıyorum diğerleri gibi. Bana kimse yardım edemez artık biliyorum. Ben 17 yaşında bir genç kızım. Her ne kadar kızlığım zorla alınmış olsa da, kadınım demeye dilim varmıyor. Bu mektubu sana yolladıktan sonra hayatımı sona erdireceğim. Biliyorum günah diyeceksin, ama artık dayanamıyorum. Senden tek isteğim bu mektubu yayınlaman. Biraz uzun olacak ama sana kendi hikayemi anlatmak istiyorum.

Benim kendi nüfus kağıdım hiç olmadığı için beni bebekken ölen ablamın nüfus kağıdıyla gömeceklerdir. En azından senin sayende ölmeden önce bir öykümün olmasını, ölümümün bir değeri olmasını istiyorum. Nüfusta gözükmesem bile senin köşen aracılığıyla okusunlar, "Bir yerlerde böyle bir kız ölmüş" desinler istiyorum. Ölümümden herkesin haberdar olmasını istiyorum.

İLK TECAVÜZ ABİMDEN

Ben 12 yaşındayken başladı her şey. Annem öldürüldü, zehirlediler onu. Amcam babama, anneme 13 sene önce bir gece evde yalnızken tecavüz ettiğini ve bu tecavüzün meyvesi olduğumu söylemiş. Babam ona inandı ama amcamı öldüremezdi. Amcam hem ondan 10 yaş büyük, hem de arkasında güçlü insanlar var. Bu yüzden annemi zehirledi ve onu başka bir kimlikle gömdüler.

Tabii bana da kötü davranmaya devam etti. Bir akşam ağabeyim odama geldi. "Madem sen benim kız kardeşim değilsin; o zaman sana istediğimi yapabilirim" dedi ve bana tecavüz etti. Daha sonra her gece gelmeye başladı. Yanında bıçak oluyordu; bağırırsam beni öldüreceğini söylüyordu. Bir akşam babam bizi o vaziyette yakaladı. Beni artık kimsenin almayacağını, kızlığımın bozulduğunu, artık beni evinde tutmasına gerek kalmadığını söyledi.

Beni evde tutmasının tek nedeni benimle evlenecek kişiden başlık parası almakmış. O geceden sonra kabus başladı. Bizim eve gelen babamın arkadaşları benim odamda birkaç saat geçirmeden gitmez oldular. Bütün bu olaylar sırasında üç kez hamile kaldım ve üç kere düşük yaptım. Evden kaçmaya cesaret edemiyordum; nasıl olsa beni bulup öldürürlerdi.

ŞİMDİ DE KUZENİM

Bir gece odamın kapısı yine açıldı babamın arkadaşlarından birini beklerken, kuzenimi gördüm kapıda. Yanıma geldi ve beni sevdiğini söyledi. Ona inanamadım; nasıl beni sevebilirdi. Ben artık kirlenmiştim. Sonuçta benim şu kısacık hayatımdaki en güzel andı. O kadar şefkatliydi ki. Herkesten öyle farklıydı ki. O da artık ara sıra odama geliyordu. Nasıl olurdu bu anlamıyordum. Babası da, ağabeyleri de, hepsi benimle birlikte olmuştu. Şimdi o nasıl benimle evlenmek isteyebilirdi. Şüphelendim ama sonra boş verdim. Bundan daha fazla ne olabilirdi ki.

"Kaçalım" dedi. Bir gece kendimden beklenmeyecek bir cesaretle kabul ettim. Beni ormandaki bir kulübeye götürdü ve oraya kilitledi. "Sen beni ne sanıyorsun" dedi, "Senin gibi bir fahişeyle evlenir miyim ben? Sana aşıktım ama sen bacaklarını ağabeyine açtın." Hayatımın en kötü anıydı. Sanırım ağabeyim benim ona geldiğimi söylemiş.

KARARLIYIM

O kulübede bana ne yapmayı düşündüklerini bilmiyorum. Ama ne yapıp edip kaçtım oradan. Buraya geldim ve sana bu mektubu yazıyorum. Cebimdeki birkaç kuruşu bu mektubu yazabilmek için harcıyorum.

Kararlıyım, kendimi öldüreceğim. Çünkü sonunda onlar nasıl olsa beni öldürecekler.

Senden son isteğim Güzin Abla, benim öldüğümü kimseler bilmeyecek, en azından okurların bilsin. O kulübeye geri döneceğim şimdi ve orada öldüreceğim kendimi. Belki de beni bulunca hemen oracığa gömecekler.

Elveda Güzin abla, teşekkürler sana. / [email protected]

Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 10:05

İLGİLİ HABERLER