Bu da Standard&Poors'un Türkiye'den özür dilemesi
ANKARA - Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Standard&Poors'un Türkiye'nin kredi notunu yükseltmesine ilişkin, ''İsrail bizden özür diledi ya, ben bunu da Standard&Poors'un Türkiye'den özür dilemesi olarak kabul ediyorum'' dedi.
Ankara Genç İş Adamları Derneği'nin (ANGİAD) düzenlediği ''3. Markalar Zirvesi''ne katılan Çağlayan, 2008 krizinden itibaren Türkiye ekonomisinin bir dünya markası olmaya başladığını belirtti.
Çağlayan, 241 gümrük bölgesine Türkiye'nin ihracat gerçekleştirdiğini ifade ederek, Türkiye'nin ihracatla büyümeyi, yaşamayı öğrendiğini söyledi.
Tüm dünyanın Türkiye'nin ''mucizevi'' ekonomisini konuştuğunu, Türkiye'nin ihracat gerçekleştirmediği 2 ülke kaldığını ifade eden Çağlayan, ''Bu sene oralara da kesin ihracat yapacağız, yoksa çatlarım'' dedi.
Çağlayan, Standard&Poors'un Türkiye'nin kredi notunu yükseltmesine ilişkin, şöyle konuştu:
''Standard&Poors'u, Fitch'i, Moody's'i kimse bunları dikkate almıyor artık. Eskiden bırakın bunların Türkiye ile ilgili verdiği rakamları, notları, bunlardan hafif sinyal gelse hatırlıyorum, borsa tepetaklak olurdu. Standard&Poors dün kalktı, Türkiye ile ilgili kredi notunu artırdı. Mübarek, daha evvel neredeydin sen- Bugün mü aklına geldi. İsrail bizden özür diledi ya, ben bunu da Standard&Poors'un Türkiye'den özür dilemesi olarak kabul ediyorum. Türkiye'nin hakkı bu değil.''
Standard&Poors'un Türkiye'yi Macaristan ve Hırvatistan ile aynı kefeye koyduğuna dikkati çeken Çağlayan, ''Onların haddi değil bu da, kendi onurlarını kurtarmak istiyorlarsa, kendilerinin değerlerini yeniden kurtarmak istiyorlarsa, Moody's'e ve Standard&Poors'a sesleniyorum, Türkiye'nin not artırımı gözden geçirip hakettiği notu versinler'' dedi.
-''Türkiye'yi tutana aşk olsun''
''Önümüzde gitmemiz gereken hedefler var, ancak bazı prangalarımız var'' diyen Bakan Çağlayan, bugün Türkiye'nin önemli bir sürece tanıklık ettiğini belirtti.
Çağlayan, çözüm sürecinin çok önemli bir süreç olduğunu vurgulayarak, ''Bu ülkede ister Türk olsun, ister Kürt olsun, ister Arap olsun, her ne olursa olsun, yeter ki bu ülkenin birliğinden, beraberliğinden bölünmez bütünlüğünden, bayrağın tekliğinden yana olsun hepsinin başımızın üstünde yeri var. Bu sürece girmişiz, bu süreçte de başına bela ettirilen terör meselesini de çözecek. 2012 Ocak-Şubat ile mukayese ettiğimiz zaman Diyarbakır'da teşvik başvuru sayısında 6 kat artış var. Yapılacak olan bu yatırımlara baktığımızda, 2013 Ocak-Şubat döneminde, 2012 Ocak-Şubat döneminde mukayese edildiğinde 11 kat istihdam artışı görülüyor. Biz bu işi çözersek, benim inancım tamdır, Türkiye'yi tutana aşk olsun'' diye konuştu.
Uluslararası sermayenin siyasi ve ekonomik istikrara geldiğini ifade eden Çağlayan, çözüm süreci ile beraber bu yatırımların daha da artacağını belirtti.
-''Bugünü bile ararız''-
Bakan Çağlayan, Gümrük Birliği Anlaşması yapılırken, dönemin hükümetinin ''ileri görüşlü olmamasından dolayı'' şu anda sıkıntı yaşandığını ifade ederek, o tarihte anlaşma yapılırken Avrupa Birliği'nin kendisinin taraf olacağı anlaşmalara Türkiye'nin de taraf olması maddesini koymak istediğini hatırlattı.
O tarihte hükümetin bu maddeye şiddetle karşı çıktığına işaret eden Çağlayan, şöyle devam etti:
''AB, o tarihteki siyasetçilerin kısır görüşünden dolayı o maddeyi anlaşma metnine koymadı. Sonra niye yaptınız dedik, cevap verdiler, dediler ki, 'Güney Kıbrıs Rum Kesimi bir gün AB üyesi olur, Gümrük Birliği anlaşması çerçevesinde Güney Kıbrıs Rum Kesimi ile ticaret yapmak zorunda kalırız.' Sevsinler böyle bir ifadeyi. Güney Kıbrıs dediğin kim- 10 milyar lirayı bulamadığı için bankaların kepenklerini 10 gündür kapatmış olan bir yerden bahsediyoruz. Sabah Türk Traktör'ün temelini atarken Mustafa Koç'a sordum. Dedim ki, 'geçen sene cironuz neydi Mustafa' o da 'Sayın Bakanım 58 milyar dolar' dedi. 3 tane güney Kıbrıs'ı toplayın, bizim bir Koç şirketi yapmıyor şükürler olsun.''
Çağlayan, şimdi Avrupa Birliği'nin bu anlaşmaya dayanarak yaptıkları serbest ticaret anlaşmalarına Türkiye'yi dahil etmediğine dikkati çekerek, ''Türkiye ABD-AB serbest ticaret anlaşmasının dışında kalır ise vay halimize. Amerika ile zaten şu anda iki teker üzerinde giden bir dengesiz ticaret yapımız var. 5,6 milyar dolar geçen sene mal satmışız, 14,1 milyar dolar onlardan ithalat yapmışız, 1 satıyoruz 3 alıyoruz. Böyle bir şey olursa, ABD ve AB serbest ticaret anlaşması yapar, Türkiye bu sürecin dışında kalırsa, bugünü bile ararız'' diye konuştu.
Gümrük Birliği Anlaşması'na ilişkin AB'ye seslenen Çağlayan, ''AB sende ufak bir vicdan varsa, sende insaf varsa, sen eğer liberal ekonomiden, serbest piyasadan yanaysan biraz da yüzün kızarıyorsa, Türkiye'nin o tarihte yaptığı hatayı kullanmamalısın. O zaman biz bu kadar dayağı yemenin anlamı yok. Diyelim ki, AB bu tutumunu sürdürecek, o zaman başka bir alana geçmemiz gerekiyor'' dedi.