Gündem
  • 11.10.2020 11:39

Burak Özçivit Diriliş Osman için 7 ay Kuran-ı Kerim dersi aldı

Türkiye ve dünyada büyük bir heyecanla izlenen Kuruluş Osman, yeni sezonuna çarşamba günü merhaba dedi. Osman Gazi’yi canlandıran Burak Özçivit’in performansı haftaya damgasını vurdu. Özçivit ile dizinin Riva’daki setinde buluştuk. Oyuncu Kuruluş Osman macerasını, tarihle olan ilişkisini, aile yaşantısını ve pandemi sürecinde neler yaptığını anlattı

atv'de yayınlanan Kuruluş Osman'ın yeni sezonu merakla bekleniyordu. Geçen çarşamba günü fenomen dizi 28. bölümüyle yeni sezona merhaba dedi. Sezon açılışında;
Osman Bey, obaya yapılan baskının intikamını İnegöl Tekfuru'ndan savaş meydanında aldı.
Çarşamba akşamı herkes Burak Özçivit ve Cüneyt Arkın'ı bir araya getiren açılış sahnesinden itibaren diziye kilitlendi.
Ve Kuruluş Osman yeni sezonun ilk bölümüyle reytinglerin yine zirvesine oturdu, tüm kategorilerde birincilikle çarşambanın en çok izlenen yapımı oldu.
Dizideki meydan savaşı sahnesi de haftaya damgasını vurdu. Sosyal medyayı en çok konuşturan ise Burak Özçivit'in aksiyon sahnelerindeki başarısıydı.
Riva'daki Kuruluş Osman'ın setinde Osman Gazi'yi canlandıran Burak Özçivit ile bir araya geldik.
Özçivit, Kuruluş Osman macerasını, oğlu Karan ve eşi Fahriye Evcen ile ilişkisini, kuruluş yıllarındaki Osmanlı'yla nasıl tanıştığını SABAH Pazar'a anlattı.
- Osman karakteri için yoğun bir tempoda çalıştınız. Dizi başlamadan önce haftanın altı günü çalışıp kılıç, at binme ve aksiyon eğitimleri almışsınız. Nasıl bir süreçti?
Eski bir süreçti diyebilirim (Gülüşmeler). İki sene oldu. Biz projeyi konuştuktan sonra yaklaşık bir sene hazırlandık. Hazırlık sürecini iyi geçirseniz bile, bir projeye girmek, ona adapte olmak başka konular. Sadece fiziksel olarak değil, mental olarak da hazırlandık. Geçen sene de tamamen çekim süreci ile geçti. Şu an daha farklı şeyler hissediyorum.

- Daha önce de dönem projelerinde yer almıştınız. Bu tarz projeleri seviyor musunuz? Kuruluş Osman için nasıl bir araştırma sürecine girdiniz?
Dönem yaptığınızda mutlaka bir tarihi karaktere, bir gerçekliğe değiniyorsunuz. Osman Gazi karakterinin sorumluluğu o kadar büyük ki. Mehmet Bey ile üstünde çok konuştuk. Mehmet Bey'in hayalini anlamam lazım, çok istişare ettik bu konu üstüne.
Neticede Osman Gazi'yi canlandırıyorum ama bu bir dizi. Benim orada duygusal tarafını da anlatmam lazım, oranın aynası benim. Bu devirde baba oğluna bir iş bıraksa çocuk onu devam ettiremiyor. Siz bir hayal kuruyorsunuz, o öyle bir hayal ki 600 sene boyunca kimse onu deviremiyor. Öyle bir sistem kuracaksın ki hangi jenerasyon gelirse gelsin kuşaklar boyu o devam edecek. Bu nasıl bir kafa yapısı, bunu anlamak lazım. Felsefe de çok önemli. Asarak keserek bir yere gelemezsin. Sadece toprak fethedemezsin, gönülleri nasıl fethedeceksin? Osman Gazi gönülleri fethetmiş, benim de gönül fethetmem lazım Burak olarak. Kolay bir şey değil. Bir bağ kurmak lazım.
Dönemle ilgili sizi en çok etkileyen nedir?
Duygusu, benimle örtüşür mü ve ben buna ne katabilirim? Osman Gazi olarak söylüyorsan beni en çok hayalleri etkiledi. Çınar rüyası. Bu rüyanın, bu mesajın manevi tarafını da iyi okumak lazım. O rüya öyle bir rüya ki ve Şeyh Edebali öyle bir yorumluyor ki... "Bu topraklar senin olacak" diyor ve zaten Osman Gazi'nin hayaliyle örtüşüyor.
- O meşhur rüyanın yer aldığı bölümde gerçekten muhteşem bir oyunculuk sergilediniz. En yüksek reytingi aldığınız bölümlerden biri. Demek ki dediğiniz şeyi yapabildiniz, o duyguyu verebildiniz seyirciye. Tebrik ediyorum.
Bu öyle bir ekip işi ki. Hazırlanıyorsun, hazırlanıyorsun ve çıkıyorsun sahneye. O duyguyu yakalaman ve çekmen lazım. Ekip olarak hazır olmak şu:
Ben hazırım dediğimde kayıttayız. O an aldın aldın, alamadın tekrar o duyguyu yakalayabilmek için çok zaman harcıyoruz. Bizim işimiz anlarda. Duygu, bir andır zaten. O anı yakaladık, kenara koyduk. Böyle olunca işte eve rahat gidiyorsun. Yakalayamadın kaçtı, o zaman evin yolu bitmiyor işte.
- Çekimlerde en zorlandığınız sahne hangisiydi?
Rüya sahnesinden sonraki bölümler ciddi zordu.
Birinci bölümde bir çamur sahnesi çektik, bir hafta sürdü. Bir hafta boyunca çamura yattım. Yanda dere akıyor, ekimde çekmiştik, su çivi gibi. Çamura yattım, iki dakika geçti başladım titremeye. Kalkıyorum yemek arasında çamurlu çamurlu yemek yiyorum.
Sonra tekrar çamura yatıyorum. Epey zordu.

- Dizide Kur'an-ı Kerim okuduğun sahne çok dikkat çekmişti. Güzel telaffuz etmek için yedi ay eğitim aldığınız söylendi. Doğru mu?
- Tabii ki üzerine çok çalıştım. Kolay bir şey değil, telaffuzları çok zor. Zor bir sahneydi. Bayağı emek harcadık, uğraştık. İyi olsun diye çok titiz davrandık ekip olarak.

DÜNYADA TEK BİR TÜRK KALSA BİLE SORUN DEĞİL, BİZ TEKRAR DÜZE ÇIKMASINI BİLİRİZ

- Dizide de çok güzel işliyorsunuz. Atalarımız varolabilmek, zor coğrafyada düşmanlara karşı ayakta durabilmek için canla başla mücadele etmiş. Aslında şimdi de Türkiye olarak dünyaya karşı varlığımızı sürdürebilmek için benzer bir mücadele içindeyiz. Siz ülkemizin bu mücadelesi için neler söylemek istersiniz?
- Sadece bu dönem değil, Türkler kaç devlet kurmuşlar, her dönem bu sorunları yaşamışlar. O yüzden genetiğimizde bununla başa çıkma gücüne sahibiz. Dünyada tek bir Türk kalsa bile, hiç sorun değil, biz tekrar düze çıkmasını biliriz. Bu özgüven bile yetiyor aslında. Sorunlar bitmeyecek, öyle bakmak lazım. Etrafına, coğrafyaya baktığında dünyanın en kritik noktasındayız. Buna alışığız ülke olarak. Türk olarak buna alışkınız, üstesinden gelmesini de biliriz.

SABAH GAZETESİ

Röportajın tamamı aşağıdaki linkte

https://www.sabah.com.tr/yazarlar/pazar/sinan-ozedincik/2020/10/11/zorluklarla-basa-cikmak-turklerin-genetiginde-var
 

Güncellenme Tarihi : 11.10.2020 11:48

İLGİLİ HABERLER