Eğitim
  • 8.1.2003 12:01

ÇOCUKLAR 'SIRT ÇANTASI' TAŞIMAKTAN KURTULUYOR

UĞUR ALICI ANKARA - Çocuklar sırt çantası taşımaktan artık kurtuluyor. Milli Eğitim Bakanı Erkan Mumcu, eğitim-öğretimde ezberciliğe dayalı eğitim tekniklerini değiştirilmesi yönünde çalışma başlattı. Mumcu, "Öğrenmeyi daha etkin hale getireceğiz. Çocuklarımızı çanta taşımaktan kurtaracağız" diyerek öğrencilere müjde verdi. Bakan Mumcu, bütün fakülte mezunlarına öğretmenlik yolunu açacakları müjdesini de sözlerine ekledi. Mumcu, bakanlıkça açılacak olan hizmetiçi eğitim ve pedogojik kurslar sonrasında herkese öğretmenlik yolunun açık olduğunu söyleyerek, "En iyilerinin öğretmen olmasını istiyoruz. En iylerini ortaya çıkartacak sınav sistemini hayata geçireceğiz" dedi. Milli Eğitim Bakanı Erkan Mumcu, İhlas Holding Ankara Medya Grup Başkanı Nuri Elibol, İhlas Haber Ajansı Ankara Temsilcisi Hakkı Aldoğan, TGRT Ankara Haber Müdürü Batuhan Yaşar ve Türkiye Gazetesi Ankara Haber Müdürü Akif Bülbül'ü makamında kabul ederek önemli açıklamalarda bulundu. BAKAN MUMCU'DAN ÖĞRENCİLERE İYİ HABER Milli Eğitim Bakanlığı, ezberciliğe dayalı eğitim ve öğretim sistemlerinde ve yöntemlerinde yeniden yapılanmaya gidiyor. Bu yönde çalışmalar başlatan Milli Eğitim Bakanı Erkan Mumcu, öğrencilere ilköğretimden başlayarak, üniversite son sınıfa kadar bir sürü bilgi yüklendiğinin ancak özberciliğe dayalı bir sistemin sonucunda akıllarda hiç birşey kalmadığından yakındı. Mumcu, çocukların hayatlarını tamamen dersten, ödevden ibaret olmaktan çıkarırken öğrenmeyi daha etkin bir hale getirilmesi gerektiğini vurgulayarak, "Çocuklarımızı çanta taşımaktan kurtaracağız. Çocukların hayatlarını tamamen dersten, ödevden ibaret olmaktan çıkarırken öğrenmeyi daha etkin bir hale getireceğiz. Denilebilir ki ödev olmayacak. Çanta taşımak olmayacak" şeklinde konuştu. Bakan Mumcu, çocukların nasıl daha iyi öğrenebilmesini sağlanabilmesi için dünyada uygulanmakta olan eğitim ve öğretim teknikleri yöntemlerinin Türkiye'de uygulanmaya başlaması gerektiğini söyledi. Mumcu, öncelikli olarak çocuklara gerçekten hangi bilgilerin gerekli olduğuna karar verilmesi, dünyadaki yaşıtlarının hangi çağda neyle nasıl öğrendiklerini çok iyi bilinmesi ve bunları çok kısa bir zaman içinde Türk çocuğuna da kazandıracaklarını, bu yönde çalışmaların yapıldığını söyledi. Mumcu, "Ezberci teknikleri hala modern bir teknikmiş gibi uygulamaya çalışıyoruz. Zaman israf ediyoruz. Ömür israf ediyoruz. Para israf ediyoruz ve insanlara çektirdiğimiz çile de cabası" şeklinde konuşup ezberci yöntemin zararlarını ve sonuçlarını dile getirdi. Bakan Mumcu, ezbercilik sisteminin olumsuzluklarını bir örnek vererek şöyle anlattı: "Herkes gözünü bir kapatsın. 30 yaşın üzerindeki herkese söylüyorum. İlk ve orta öğretim sürecinde neler öğrenmişiz. Herkes aklından bilgilerini geçirmeye çalışsın. Çok az birşey hatırlıyoruz, aslında zamanında çok şey öğretmiştik. İlköğretim başlangıcında üniversite sonuna kadar biz insanlara Atatürk'ü öğretiyoruz. Ama hala Atatürk'ü öğretemiyoruz. Burda bir sorun var. Öğretme biçimimizde, öğretme tekniğimizde bir yanlış var. Bu örneği çok veriyorum. Herkes Atatürk'ün çocukken dayısının tarlasında kargaları kovaladığını biliyor. Ama Sivas Kongresi mi önceydi, Erzurum Kongresi mi önceydi onu bilmiyor. Bu kongreler niçin yapıldı onu bilmiyor. Bu kongrelerin anlamı neydi, onu bilmiyor. Niye ötekini hatırlıyor da bunu hatırlamıyor. Çünkü ötekinin öğretilmesinde başarıyla uygulanan bir pedegojik yöntem var. Bir hikaye var. O çağ insanını öğrenmesine göre, algılamasına göre düzenlenmiş bir bilgi sunma var. Diğerinde ise çağına göre sunulmamış bir bilgi sunma var. Onun için hiç kimse bir şey hatırlamıyor". BÜTÜN FAKÜLTE MEZUNLARINA ÖĞRETMENLİK YOLU AÇILIYOR Milli Eğitim Bakanı Erkan Mumcu, tüm fakülte mezunlarının öğretmen olabileceğini söyledi. Bunun bir takım şartların yerine getirlmesiyle mümkün olabileceğini söyleyen Mumcu amaçlarının kaliteyi artırmak olduğunu belirtti. Mumcu, "Biz en iyilerinin öğretmen olmasını istiyoruz" dedi. Milli Eğitim Bakanlığı'nın gözetiminde mesleğe yeni başlayanlar ile meslekteki öğretmenler için etkin bir hizmetiçi pedegojik formasyon kazandırma sistemi kuracaklarını açıklayan Mumcu, bunu orta vadede düşündüklerini söyledi. Mumcu, öğretmenlikte prensip yaklaşımlarını şu sözleriyle anlattı: "En iyileri ortaya çıkartacak etkin bir sınav sistemini hayata geçirmek istiyoruz. Tek başına şu fakülteyi, bu fakülteyi bitirmiş olmak bundan sonra öğretmen olmak için yeterli değildir. Öğretmen olmak için ilave koşullar gerekir. Bundan sonra öğretmenlikte uzman öğretmenliğe geçebilmek, uzman öğretmenlikten baş öğretmenliğe gecebilmek için herkes öğretmenliğe ilişkin birikimlerini, bilgilerini, yeteneklerini geliştirmek durumunda kalacaktır. Bunu gerçekleştirenler, terfi imkanlarında daha özel özlük hakları imkanlarından faydalanacaklardır. Daha çok çalışan, üreten başarılı olanları yeni imkanlarla buluşturacağız". MUMCU, ÜNİVERSİTELERİN SORUNLARINI MASAYA YATIRDI Üniversite sorununun Türkiye'de uzun yıllardır gelen bir mesele olduğunu vurgulayan Milli Eğitim Bakanı Erkan Mumcu, üniversitelerin şu an çeşitli boyutlarıyla ele alındığını, bunlardan birini akademik özgürlüklerin oluşturduğunu, üniversitelerin verimliliğinin ve kapasitelerinin incelemesi, tartışılması ve çözüm bulunması gerektiğini söyledi. Bakan Mumcu, Türkiye'de orta öğretimde milyorlarca öğrenci olduğuna dikkat çekerek, bunların yüksek öğretime, sınırlı kontenjan olmasından dolayı hepsinin alınamadığına işaret etti. Bu kapasitenin sihirli bir dokunuşla veya bir hamleyle yapılabilir bir şey olmadığına değinen Mumcu, kapasite artırımının yanısıra, akedamik kapasitenin de artılırması gerektiğini söyledi. Sorunların çok yığıldığını ifade eden Mumcu şöyle konuştu: "Ama orta öğretimden yüksek öğretime yığılmalar bu günün meselesi değil en az 30 yıllık bir meseledir. Bu süreçte bir ilerleme kaydedilmemiş, üniversitelere kaynak yaratma ve kaynaklarını verimli kullanma noktasında sorunlar var. Üniversitelerde öğrenciler memnun değil. Akademisyenler memnun değil. Üniversitelerden kamu yöneticileri memnun değil. Üniversitelerden vatandaş memnun değil. Üniversitelerden kim memnun? Hiç kimse. Bu memnuniyetsizliği bir olumsuzluk, daha doğrusu kötülük karşılığı olarak söylemiyorum". Üniversitelerin yeniden yapılandırılmasına yönelik geçmişte yapılan çalışmalardan örnekler veren Mumcu, üniversitelerin daha iyi olması yönünde bir talep ve düşünce olduğunu da kaydederek, "Bu talep Türkiye'nin bütün kalkınma planlarına yansımıştır. Hükümetin 'Acil Eylem Planı'nda ifade ettiği düşüncelerin tamamı bundan önceki parlementoların kabul ettiği kalkınma planlarından aktarılmıştır. Önemli bir kısmı böyledir. Geçtiğimiz günlerde 9. Cumhurbaşkına Süleyman Demirel bu konuda bir beyanda bulundu. Ben de merek ettim kendisinin Başbakan olduğu hükümette bu konuyla ilgili programlar neymiş diye baktım. İfade ettiklerimizin aynısı, hatta biraz da sert bir üslupla ifade edilmiş bu konu" diye konuştu. Milli Eğitim Bakanı Erkan Mumcu, bir süre önce başlattığı üniversitelerin yeniden yapılandırılması, akademik özgürlüğün güvence altına alınması ve YÖK'ün değişimi konularında tartışma, fikir ve öneri aşama süresini fazla uzatmayacaklarını, sonlara gelindiğini söyledi. Bu tartışmanın süresini, fikir ve önerilerin sunulma aşamasını uzun tutma taraftarı olmadıklarını anlatan Mumcu, uzun tutmanın mahsurları olduğunu, bu tartışma ortamında münferit çıkışları da çok önemsemediklerinin altını çizdi. "Yüksek Öğretim Kurulu'nun bir Planlama Koordinasyon Kurulu olarak fonksiyon görmesini istiyoruz" diyen Bakan Mumcu, bu yeni yapılanmayla ilgili çalışmaların 3 Kasım 2002 seçimlerine giren bütün siyasi patilerin programlarında ele alındığını, bu programların kendi yaklaşımlarına çok benzeyen yönleri olduğunun söyledi. Mumcu, toplumun geniş kesimlerinin bu konuda mutabık olduğunu vurgulayıp, "Ama bu konu gerçek bağlamının dışında bir bağlamda tartışılmaya çalışılıyor. Sınırlı sayılı bir topluluk kendi bağlamından çıkarmaya çalışıyor. Ama son derece geniş sayduyulu bir akademisyen topluluğu var bu ülkede. Öğrenci topluluğu var bu ülkede, öğrenci velileri var, yerel yönetimler var, demokratik sivil toplum örgütleri var, siyasi partiler var, Türkiye Büyük Millet Meclisi var, bütün bunlar neredeyse tüm taraflar ortak bir çözüm için uzlaşma halinde". "ÜNİVERSİTELER ÜZERİNDE SİYASETİN VE BÜROKRASİNİN ETKİNLİĞİNİN AZALTILMASI GEREKİYOR" Milli Eğitim Bakanı Erkan Mumcu, kabulde ayrıca üniversiteler üzerinde siyasetin, merkezi hükümetin ve bürokrasinin, etkinliğini artıran değil tam tersine olabildiği kadar minimize eden bir yapıdan bahsettiklerini ve bunun üzerinde durduklarını söyledi. Mumcu, üniversetelerin yeniden yapılandırılmasına yönelik çalışmaları, üniversiteyi özelliştiren, üniversite yönetimiyle başta akademisyenlerle, öğretim görevlileriyle olmak üzere üniversite çalışanları ve özellikle öğrencilerin katılımlarıyla gerçekleşen bir süreci planladıklarını belirtti. "Şundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Amacımız Türkiye Cumhuriyetini demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olmak vasfından ileri gelen prensipler sosyal hayatımızın, bilim hayatımızın siyaset hayatımızın her kademesinde hayata geçerilmesidir. Geçirilecektir" diyen Mumcu, hiç kimsenin tek başına bunun teminatı olmaya, soyunmaya kalkmaması gerektiğinin özellikle altını çizdi. Mumcu bu teminatı sağlayacak olan kurallar ve kurumların olduğuna dikkat çekerek, Milli Eğitim Bakanlığı'nın da devletin kurumlarından bir tanesinden biri olduğuna işaret etti. Mumcu, 'tartışma sürecine herkes katılıp öneriler sunacak' diyerek şöyle konuştu: "Bizim söyleyeceğimiz şey şudur, 'Söylenmeyin, Söyleyin. Söyleşin konuşalım, tartışalım, tezlerimizi ileri sürelim, anti tezleri değerlendirelim' en geniş uzlaşıların olduğu sentezleri yaratalım ve Türkiye'yi daha çağdaş daha ileri noktaya götürelim". NORM KADRO UYGULAMASINA DEVAM Bakan Mumcu, öğretmenlerde norm kadro uygulamasının bu dönemde de sürdürüleceğini söyledi. Bu yönde sorulan sorulara "Tabii devam edecek. Etkinleştireceğiz" diyen Mumcu, Türkiye'nin imkanlarına paralel olarak norm anlayışının geliştirilmesi gerektiğini vurguladı. Şu andaki 'Norm Kadro' anlayışının kısıtlı imkanlar doğrultusuna göre ayarlanmış bir norm kadro olduğunu söyleyen Mumcu, "Bunu genişleteceğiz. Eğitmene yatırım yapmaktan korkmamamız gerekiyor. Çok yönlü olarak geri dönebilecek bir yatarımdır" dedi. Öğretmenliğin cazip bir hale getirileceğini de sözlerine ekleyen Mumcu, öğretmenini etkin hale getiremeyen, motive edemeyen, öğretim sürecinde öğretmenini mutlu edemeyen, tatmin edemeyen bir sistemin başarılı olmasının mümkün olmadığını belirtti. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:05

İLGİLİ HABERLER