Gündem
  • 26.11.2019 14:45

Cumhurbaşkanı Erdoğan AK Parti Grubunda konuşuyor.

Külliye'ye gelen CHP'li iddiası

Güya bir CHP'li filmlere taş çıkartacak senaryoyla gizlice bizimle görüşmüş. Burası milletin evidir, herkes gibi CHP'lilerin de gelme hakkı var. 15 Temmuz’un ardından Bay Kemal de gelmiştir. Cumhurbaşkanlığı adaylığı döneminde Muharrem İnce bizimle görüşmek için partimize gelmiş ve genel merkezimizde İnce ile görüşme yaptık. İBB Başkanı İmamoğlu da geldi, onu da kabul ettik. Seçim sonrası tüm başkanları yine Külliye’de kabul ettik. Hiçbir CHP'liye genel başkan olması telkininde bulunmadık. Çünkü Kılıçdaroğlu'ndan daha ideal bir genel başkan olamaz. CHP'li yetkililerin bizi suçluyor olması trajikomiktir.

CHP kendi kendine bir orta oyunu oynadı ve artık bitti. Yeniden ülkemizin gerçek gündemine dönmenin zamanı geldi. Bunları parti sözcüleri de kendileri de hepsinin tek mesleği var: yalan. Bu süreci yalan üzerine inşa etmeye çalışıyorlar. Artık milletin yakasından düşsünler. Milletimiz bu gerçeği gördüğü için CHP'yi belli bir oy oranının üzerine çıkarmıyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin Meclis grup toplantısında konuşuyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Külliye'de bir CHP'li ile görüşme" iddiasıyla ilgili olarak, "Bu iddianın neresini düzeltelim bilmiyoruz. Her şeyden önce böyle bir görüşme olmadı. Gizli saklı hiçbir CHP'li yanımıza gelmedi" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ayrıca, ‘Yazar bugün özür dilemiş, teşekkürler’ ifadelerinde bulundu.

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

Katar'da çok sayıda görüşmemiz oldu. Ülkemiz ve milletimiz noktasında dayanışmamızın ne kadar önemli olduğunu değerlendirdik.

Genel merkezimizde de rutin faaliyetler ve kongre süreci ile ilgili çalışmalar sürüyor.

AK Parti seçimden seçime görünen bir parti olmamıştır. AK Parti’nin 17 yıldır bu konumu sürdürmesindeki sırrı merak edenler buraya baksınlar

Halka tepeden bakanların, insanların dertlerini hiçe sayanların devrini sona erdirdik

Eski Türkiye'nin hastalıklı siyaset tarzını çöpe atmakla kalmadık yönetim sistemini de değiştirerek bunu kalıcı hale getirdik.

Bölgemizdeki gelişmeler karşısında kararlı bir duruş sergiliyoruz.

Ülkemizin 81 vilayetinin tamamında milletimizle gönül bağı güçlü, dava bilincine sahip teşkilat yapısıyla yolumuza devam edeceğiz.

Partimizde sadece görev değişikliği olur, şahsım başta olmak üzere her AK Partili davamızın tabii neferidir.

Bundan daha büyük bir unvan yoktur. Gerisi gayret işidir, kader işidir.

Bizim gündemimiz ülkemize ve milletimize nasıl daha iyi hizmet edebileceğimizdir.

Aldığı oy oranı bakımından Türkiye’nin ikinci büyük partisinin gündemine baktığımızda bambaşka bir manzara görüyoruz. Önce bir başkan vekili Meclis’te AK Partiyi temsil eden bir başkanvekilimize bu hanıma haddini bildiriniz diye imalı bir sataşmada bulunuyor.

Şizofrenik vakalar sadece caddelerde değil parlamentonun içinde de var

Önce bu şizofrenik vakaları parlamentodan temizlemek lazım. Burada da en önemli iş basın mensuplarına düşüyor, sokaklarda bunu yazmanız lazım

Sokaklarda başörtülü hanımlara had bildirmeye kalkanlar başladı. Onlar gözaltına alınıyor.

Bunlar dokunulmazlık zırhına sarılarak bunları yapıyor. Dokunulmazlık zırhı olmazsa bunları yapabilir mi? Gidecekleri yer bellidir, o da akıl hastaneleridir

Beklerim ki bu hakareti yapan zat tamam ben dokunulmazlığımdan vazgeçiyorum, gereken neyse yapılsın… Özürmüş falan bunlar geçiştirme. Yüreğin varsa dokunulmazlık hakkımı kaldırın desin.

Kadına şiddet diyeceksiniz karşı çıkacaksın, tokat atanlar diyecek karşı çıkacaksın. Parlamentoya gelince benim dokunulmazlığım var, ulan da diyeceksin, haddini bildirin de diyeceksin. Bunlar geride kaldı. CHP yöneticilerinin bu tavrı bu partinin 28 Şubat’tan bir milim ötesine geçemediğinin işaretidir

Milletimizin ilk fırsatta bu kafaya hak ettiği dersi vereceklerini düşünüyoruz

KÜLLİYE'DE CHP'Lİ İLE GÖRÜŞME İDDİASI

Güya bir CHP’li Cumhurbaşkanlığı külliyesine gelip gizlice bizimle görüşmüş. Külliye milletin evidir. Herkes gibi CHP’lilerin de gelme hakkı vardır.

15 Temmuz’un ardından Bay Kemal de gelmiştir.

Cumhurbaşkanlığı adaylığı döneminde Muharrem İnce bizimle görüşmek için partimize gelmiş ve genel merkezimizde İnce ile görüşme yaptık

İBB Başkanı İmamoğlu da geldi, onu da kabul ettik. Seçim sonrası tüm başkanları yine Külliye’de kabul ettik.

"BU İDDİANIN NERESİNİ DÜZELTELİM"

Külliye benim şahsi malım değildir. Bu milletin varlığıdır.
Son günlerdeki tartışma bambaşka bir mecrada cereyan ediyor.
Londra’da tedavi gördüğü anlaşılan bir gazeteci var. Bu kişi müthiş bir haber başlığıyla bir iddia ortaya attı. 9 Kasım’da bir CHP’li plakası değiştirilmiş araçla Külliyeye gelip bizimle görüşmüş. “Senin CHP genel başkanı olman gerekir” demişiz.
Bu iddianın neresini düzeltelim bilmiyoruz. Her şeyden önce böyle bir görüşme olmadı. Gizli saklı hiçbir CHP'li yanımıza gelmedi.
Külliyeye giren araç da çıkan araç da bellidir.

Bunlar herhalde kendi merkezleri gibi sanıyor burayı.
Hiçbir CHP’liye telkinde bulunmadım çünkü Sayın Kılıçdaroğlu’ndan daha ideal genel başkan olmaz
CHP’nin başından kimin olduğundan bize ne.
Olmayan görüşmeyi ortaya atan gazeteciyi siciline binaen bir parça mahzur görmek mümkün.
Bugünkü yazısında özür dilemiş.

Bu iddianın üzerine doğrudur diyerek tüy diken genel başkanı ne yapacağız.
İddia o kadar saçmaydı ki ilk başta cevap vermeyi zul addettim.
Meselenin dallanıp budaklanması üzerine cumhurbaşkanlığımı ortaya koyuyorum diyerek iddiayı yalanladım.
Kendisi çıkıp hata ettim diyemedi.

Cevap verilir, iddialar belgelerle çürütülür, bu zat aynı şeyleri söylemeye devam eder.

Man Adası dedi, davayı arkadaşlarımız hepsi kazandılar ama yine aynı yola devam ediyor.
Yazıyı yazan diyor ki haber kaynağım filanca kişi. O kişi diyor ki kaynağım CHP içinden filanca. CHP’liler diyor ki bizim içimizden olmaz. Kılıçdaroğlu diyor ki öyle demek istemedim.

CHP’li yetkililerin hala bizi suçluyor olması trajikomik. Yeni bir senaryo çıktı yatta bir aradaydılar. Yatta bir araya geldiği iddia edenler birbirini suçluyor.
Bu İddiayı ortaya atan Sayın İnce de diyor ki onlar kendilerini iyi bilir.

Düştükleri durumu çocukları eğlendirmek için söylenen bir tekerlemeyle izah edelim.

İddianın sahibi belli değil, iddiaya konu kişi belli değil, en sonunda işi “yandı bitti kül oldu”ya getirdiler, taht savaşlarını, komplo teorilerini gölgede bırakan bir oyun seyrediyoruz.
Onurlu bir siyasetçinin yapacağı iş önce bizden sonra itham ettiği kişilerden özür dilemek olmalıdır.

CHP kendi kendine bir orta oyunu oynadı ve artık bitti
Yeniden hep birlikte ülkemizin gerçek gündemine dönmenin zamanı geldi.

Bunların parti sözcüleri de kendilerinin de tek bir mesleği var, nerede bu sanatı kavramışlarsa; yalan…
Milletin artık yakasından düşsünler.

Bir gün tek parti faşizmine, bir gün emperyalizmin sözcülüğüne savrulan bir partiden ne köy olur ne kasaba
Milletimiz de bu gerçeği gördüğü için CHP’yi belli bir oy oranının üzerine çıkarmıyor. Kazandıkları birkaç belediye bunların dengesini bozdu, kendilerini yerden yere atmaya başladılar.

“Biz bu şartlarda Ankara’yı yönetemeyiz” diyorlar. Niye yönetemiyorsun kazandın ya yönet. Ben buradan Ankara’nın suyundaki kirliliği gideremem. Devletten parayı alıyorsun. Parayı yönetme sanatını ortaya koyman gerekir. Kredi bulmak senin işin. Aynı şey İstanbul için geçerli. Biz de bu mesleği icra ettik. Ankara’da İstanbul’Da görevlendirdiğimiz başarılı olan belediye başkanı arkadaşlarımız var.

Gelen haberler çok hayra alamet değil. İstanbul’da 3 ay gibi bir süre sonra havalar böyle giderse İstanbul susuzluğa doğru yürüyor.

Çözeceksin bu sorunu. Madem ki bu horona girdin, işi yapacaksın.

Bana borçlanma noktasında Meclis müsaade etmiyor. Borç yiğidin kamçısıdır.

Güncellenme Tarihi : 26.11.2019 12:48

İLGİLİ HABERLER