Davutoğlu BM'nin Suriye kararına ne dedi?
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Cenevre'de yapılan Suriye konulu toplantının ardından kabul edilen ve Suriye'de bir geçiş hükümeti oluşturulması yönündeki metinle ilgili, ''Bu mutabakat önemli bir ilk adımdır. Önemli olan bundan sonra bu mutabakat çerçevesinde anlaşılan hususların alana nasıl yansıyacağı, alanda nasıl hayat bulacağı'' dedi.
Davutoğlu, Cenevre'de 9 ülke dışişleri bakanları ve AB ile BM'den yetkililerin katılımıyla yapılan Suriye toplantısının ardından yaptığı açıklamada, ''Daha önce de birçok sözler, çerçeveler ortaya konuldu ama alana yansıtılmadığı zaman bunlar önemini kaybediyor. Türkiye olarak bunun alana yansıması bağlamında yakın takipçisi olacağız'' diye konuştu.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, şunları kaydetti:
''Biz bugün uzun müzakereler sonucunda böyle bir metnin ortaya çıkmasını olumlu bir gelişme olarak, olumlu bir ilk adım olarak değerlendiriyoruz. Birçok müzakereler yapıldığı için herkesin zihnindeki tam persfektif yansıtılmamış olabilir ama metnin zaten kendisi bir değişim ve geçiş süreci perspektifini barındırıyor. Bundan sonra uygulamaya bakacağız.''
Daha önceki çalışmaların çoğunda sadece ateşkes vurgulanıyordu.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Cenevre'de Suriye konusunda varılan mutabakatla ilgili, ''Daha önceki çalışmaların çoğunda sadece ateşkes vurgulanıyordu. Bu sefer serbest seçimler, çoğulcu bir toplum ve serbest gösteri hakkı ve serbest basın da olmak üzere kapsamlı bir perspektif, değişime yönelik bir geçiş süreci öngörülüyor'' dedi.
Davutoğlu, ''Bölge istikrarı için bugün artık Suriye rejimi sadece Suriye halkı için değil, bölge istikrarı için de bir istikrarsızlık unsuru, bir tehdit haline dönüşme eğilimindedir. Buna karşı da kararlı adımların atılması lazım. Bugün alınan kararların kararlıkla alana yansıtılması lazım. Bunun da takipçisi olacağız'' diye konuştu.
BM ve Arap Birliği'nin Suriye Özel Temsilcisi Kofi Annan'ın çağrısıyla BM Güvenlik Konseyi daimi üyeleri ve Arap Birliği'ni temsil eden Irak, Kuveyt ve Katar ile Türkiye'nin dışişleri bakanları Cenevre'de bir araya gelerek, Suriye konusunu ele aldı.
Toplantının sonuç bildirisinde, geçişin mümkün olacağı tarafsız bir ortam yaratılabilmesi için bir geçiş hükümetinin kurulması konusunda anlaşıldığı bildirildi.
Söz konusu geçiş hükümetinin, mevcut yönetimin, muhaliflerin ve diğer grupların üyelerini içerebileceği, ortak rıza temelinde oluşturulabileceği belirtildi. Bildiride, ülkenin geleceğine Suriye halkının karar vereceği, Suriye'de toplumun tüm kesimlerinin, ulusal diyalog sürecine dahil edilmesi gerektiği vurgulandı.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Cenevre'deKİ toplantının ardından yaptığı açıklamada, Suriye'deki herkesi üzen, büyük can kayıplarına sebep olan gelişmelerden sonra birçok diplomatik inisiyatifin geliştirildiğini hatırlattı.
''Daha önce BM'de Güvenlik Konseyi üyeleri ile daimi temsil arasında bir anlaşma sağlanamamıştı birçok hususta'' diyen Davutoğlu, Cenevre'deki toplantıdan sonra açıklanan metin üzerinde gün boyu çok yoğun müzakereler yapıldığını vurguladı.
-''Anaşlamın sağlanmış olması önemli bir adım''-
Davutoğlu, şöyle devam etti:
''Böyle bir anlaşmanın sağlanmış olması önemli bir adımdır. Bir başlangıçtır, bir son değil. Bunu mutlak bir çözüm olarak düşünmekten daha çok, çözüme giden önemli bir adım olarak, bir yeni perspektif olarak değerlendirmek lazım. Bu metinle Suriye Eylem Grubu'nun üyeleri, Annan'ın 6 maddelik planına bu sefer daha operasyonel bir boyut da katarak destek verdi. Bu operasyonel boyutun belki de en önemli unsuru ve üzerinde en çok tartışılan boyut bir geçiş yönetiminin oluşması boyutudur, bu geçişin bir değişim de öngördüğünün metinde açıkça zikredilmesidir.''
Davutoğlu, önem taşıyanın Suriye'de akan kanın bir an önce durması ve Suriye halkının taleplerini karşılayacak yeni bir yönetimin oluşması olduğunu ifade etti.
Türkiye'nin hep bu iki parametre üzerine yoğunlaştığını bildiren Davutoğlu, ''Biz hep akan kardeş kanı dursun istedik. Burada o konuda güçlü mesajlar var, ateşkes sağlanması ve barışın temin edilmesi yönünde'' dedi.
Davutoğlu, şunları söyledi:
''Yine biz hep sadece ateşkes değil, siyasi bir değişimi de öngörecek bir geçiş sürecinin olması gerektiğini vurgulayageldik. Daha önceki çalışmaların çoğunda sadece ateşkes vurgulanıyordu. Bu sefer serbest seçimler, çoğulcu bir toplum ve serbest gösteri hakkı ve serbest basın da olmak üzere kapsamlı bir perspektif, değişime yönelik bir geçiş süreci öngörülüyor. Bu, bütün ülkelerin, özellikle Rusya ve Çin'in de katılımıyla bu konuda sağlanan mutabakat önemli bir ilk adımdır.''
-''Annan'a desteğe devam''-
Davutoğlu, Türkiye'nin Kofi Annan'ın alandaki çalışmalarına destek vermeye devam edeceğini belirterek, ''Eğer bu konuda bugün burada alınan kararlar uygulama aşamasına geçerse ve sağlam bir şekilde BM tarafından takip edilirse Türkiye her zaman yakından bu konulara destek vermeyi sürdürecek'' dedi.
Davutoğlu, ''Biz her şeyden önce Suriye konusunda bunu bir tarihi misyon olarak değerlendiriyoruz. Suriye halkıyla ezeli ve ebedi dostluğumuzun, kardeşliğimizin bir gereği olarak görüyoruz bütün bu adımları, bütün bu çabaları, bütün bu süreçleri. Bölge istikrarı için bugün artık Suriye rejimi sadece Suriye halkı için değil, bölge istikrarı için de bir istikrarsızlık unsuru, bir tehdit haline dönüşme eğilimindedir. Buna karşı da kararlı adımların atılması lazım. Bugün alınan kararların kararlıkla alana yansıtılması lazım. Bunun da takipçisi olacağız'' diye konuştu.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, gelecek günlerde Suriye konusunda önemli toplantılar yapılacağını ifade etti. Pazartesi günü Suriye muhalefetinin Arap Birliği'nin ev sahipliğinde Kahire'de buluşacağını dile getiren Davutoğlu, kendisinin de bu toplantıya katılacağını belirtti.
''Orada Suriye muhalefetinin etkin ve kapsayıcı bir yapıda tekrar Suriye Ulusal Konseyi çerçevesinde örgütlenmesi için önemli adımlar atılacak'' diyen Davutoğlu, daha sonra cuma günü Paris'te Suriye'nin Dostları Grubu toplantısının gerçekleştirileceğini belirtti.
Bakan Davutoğlu, Cenevre'de varılan mutabakatın önemli bir ilk adım olduğunu dile getirerek, bundan önce verilen sözlerin alana yansıtılmadığını, bundan sonra önem taşıyanın ise mutabakata varılan hususların uygulanması olduğunu kaydetti.