Başsavcılık, sanıkların ''dolandırıcılık'' suçundan değil, Bankalar Kanunu'ndaki ''zimmet'' suçundan mahkum edilmeleri gerektiğine işaret etti.
İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi, sanıklar Yahya Murat Demirel ile Demirel'in şirketinin yöneticileri Gökalp Baştürk, Şaban Ayhan Tatlıgil ve Emine Mehtap Ceylan ve dönemin Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı Hüsnü Barbaros Olcay hakkında Halk Bankası'nı dolandırdıkları gerekçesiyle açılan davada, beraat kararı vermişti.
Kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin beraat kararını bozarak, sanıkların ''dolandırıcılık'' suçundan mahkumu edilmeleri gerektiğine karar vermişti.
AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı bu karara itiraz etti.
Başsavcılığın itirazında, Halk Bankası'ndan Demirel'in şirketlerine nasıl usulsüz krediler aktarıldığı sıralandıktan sonra, 2003 yılı sonu itibarıyla bankanın bu işlemlerden kaynaklanan zararının 350 trilyon lira civarında olduğuna dikkat çekildi.
Asli maddi fail olarak suç işlemek kastıyla birlikte hareket eden sanıkların Barbaros Olcay bir kamu bankası olan Halk Bankası'nın genel müdür yardımcısı konumundaki mensubu olduğu ifade edilen itirazda, ''Dolayısıyla işlediği suçun niteliği zimmettir. Sahte poliçe ve bono gibi belgeler düzenlenerek işlenen suç nitelikli olarak değerlendirilmelidir. Diğer sanıklar ise banka mensubu olan Barbaros Olcay'ın bu sıfatını bilerek ve bundan istifade ile nitelikli zimmet suçuna iştirak etmişlerdir'' denildi.
Başsavcılığın itirazında, sanıkların eylemenin zimmet suçunu oluşturacağının kabul edilmesi halinde bunun Bankalar Kanunu'ndaki zimmet mi, yoksa Türk Ceza Kanunu'ndaki (TCK) zimmet suçu kapsamında değerlendirilmesi gerekeceği de irdelendi.
ZİRAAT VE HALK BANKASI KAMU BANKASI DEĞİL
Ziraat Bankası ve Halk Bankası'nın 4603 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girdiği 25 Kasım 2000'den itibaren bu kanundaki hükümler dışında diğer bankaların tabi olduğu hükümlere tabii kamu sermayeli özel hukuk bankaları olduğuna işaret edilen itirazda, Ziraat ve Halk Bankası'nın bu tarihten itibaren kamu bankası niteliğinin sona erdiği kaydedildi.
Bu bankaların kamu bankası niteliklerinin sona ermesinin bir takım hukuksal sonuçlar ortaya çıkardığı vurgulanan itirazda, 25 Kasım 2000'den sonra işlenen suçlar için bu banka yöneticileri hakkında 4389 sayılı Bankalar Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiği vurgulandı.
Somut olayda Halk Bankası yöneticileri ve çalışanları için TCK'nın zimmeti düzenleyen 202. maddesinin uygulanma olanağının kalktığı belirtilen itirazda, sanıklar hakkında daha lehe düzenlemeler içeren 4389 sayılı Bankalar Kanunu'ndaki ''zimmet'' hükümlerinin uygulanması gerektiği belirtildi.
12 YILDAN AZ OLMAMAK ÜZERE HAPİS
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Daire'nin suçun sübutu erdiğini kabul kararına katılırken, suçun nitelemesinin ''dolandırıcılık'' değil, Bankalar Kanunu'nun 22. maddesindeki ''zimmet'' olduğuna işaret etti. Başsavcılık, sanıkların bu maddenin üçüncü fıkrasının ikinci cümlesine göre cezalandırılmaları gerektiğini kaydetti.
Söz konusu düzenleme, ''zimmet suçu, bankayı aldatacak ve fiilin açığa çıkmamasını sağlayacak her türlü hileli faaliyette bulunmak suretiyle işlenmişse faile on iki yıldan aşağı olmamak üzere ağır hapis ve meydana gelen zararın üç katı kadar ağır para cezası verilir'' hükmünü içeriyor.
Başsavcılık, bu gerekçelerle suç nitelemesi ve uygulama maddeleri yönünden Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nin kararını kaldırılmasını istedi.
İtirazı, Yargıtay Ceza Genel Kurulu görüşecek.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:32