
DENGİR MİR FIRAT'A 'PAVYONCU' DİYEN NİHAT GENÇ SAVCILARI DELİ DANAYA BENZETTİ
SKYTÜRK’te Enver Aysever’in sunduğu Aykırı Sorular programına yazar Nihat Genç konuk oldu.
Ergenekon soruşturması ile ilgili görüşlerini detaylıca açıklayan Nihat Genç, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat’ın konuşmaları ve üslübuna da değindi.
ADANA PAVYONUNDAN FIRLAMIŞ
Genç, "Dengir Mir Mehmet Fırat’ın konuşmaları, üslübunu kazanova pavyonundan, Adana’nın bir pavyonundan fırlamış ve gelmiş racon keser gibi siyaset yapıyor. Dayılık yapıyor, süs mendiliyle konuşuyor. Bunlar siyasetin ne olduğunu, siyaset nedir, nasıl yapılmalı, kimler yapmalı bütün bu soruları aklımıza getirip koyuyor" dedi.
KENAN EVREN’E KARŞI BİR CÜMLE SÖYLEYEMİYORLAR
12 Eylül 1980 tarihinde yapılan askeri darbe ile ülke yönetiminin başına geçen 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren’in yargılanması gerektiğini belirten Genç, AKP’nin yan medyası olarak adlandırdığı medyaya şu çağrıda bulundu:
"Darbelere karşımıyız, karşıyız. Herhangi birisi darbe girişiminde mi bulunuyor, Türkiye’de, dünyada ve vicdanımızda en büyük cezayı alacaktır. Bu da Allah’ın emri, demokrasilerin emri. Fakat önümüzde büyük bir darbeci var. Şu anda yaşıyor. Ressamlık yapıyor Ege’de. Kenan Evren. Burada artık Kenan Evren ile ilgili dava açsak gidip bunu ispatlamanıza da gerek yok, olmuş yani herkesin gözü önünde. Sarıkız gibi bilmem ne dosyaları gibi şüpheli, şaibeli şeyler değil. Milyonlarca insanın gözü önünde ve gazetelerde ve ifadelerde ortada, bu adamın zulmü. Bu Taraf Gazetesi, Sabah Gazetesi yani AKP’nin yan medyası, Yeni Şafak, Zaman Gazetesi, Avrupa’dan bakanlar niçin şu soruyu sormuyorlar? Burada hazır bir darbeci var, şu darbeciyi alalım, bir tutuklayalım... Darbelere karşı mıyız, gelin Kenan Evren’den hesap soralım. Yüzbinlerce insanı işkenceden geçirdi. Ben şimdi buna şaşırıp kalıyorum, niçin bu kadar darbeye karşı olan güçler, Murat Belgeler, Can Pakerler, bu Avrupacıların hepsi Kenan Evren’e karşı bir cümle söylemiyorlar. Ya da Kenan Evren’i getirmiyorlar, Meclis’te güçleri de var."
7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren’in bugünkü Ergenekon yapılanmasını en iyi bilen kişi olduğunu iddia eden Nihat Genç, "Çünkü Kenan Evren, 1983 yılında Polis Okulları’nı Fethullah Hocaya (Gülen) verdi, Özal ile işbirliğine girip. Fethullah için Özal bir numaralı bir evliyaysa, Kenan Paşa da onun yanında bir şeydir. Çünkü onların Polis Okulları’na girip, bu okullarda Emniyet’te yükselmesine, Emniyet istihbaratını ele geçirmesine vesile olan bir isim" şeklinde konuştu.
PSİKOPATLAR TRT’Yİ KAPLAMIŞ
TRT’de son dönemde yaşananlara de değinen yazar Nihat Genç, oldukça sert ifadelerde bulundu. Genç, şöyle konuştu:
"Düşünün hem televizyonlarda, hem köşe yazarlarında tayinle gelmiş, torpille gelmiş yüzlerce yazar. Onlar da çat pat o yorumu, bu yorumu... Allah korusun TRT 1 gibi yerleri zeka düzeyi düşük, yakın tarihten birer kitap okumamış, ezbere ’Ezber Bozan’ diye bir program... Ezbere konuşuyor adam orada. Benim elektrik faturalarımdan TRT benden para alıyor, kendi oraya bir takım yazarları çıkartıyor. Yazar cahil. Yaa benim paramla cehalet yapmak zorunda değilsiniz. Bana bırak ben o parayı bir yerlere veririm. Sen benden parayı alıyorsun bir cehalet kusuyorsun, bir karanlık kusuyorsun TRT 1’de, Türkiye’de... İnsanların düşüncelerine, konuşmalarına, cümle kurmalarına bakıyorum paniğe kapılıyorum. Bu kadar mı aklı bozuk, bu kadar mı mantık bozuk, bu kadar mı beyinleri infal edilmiş. Psikopatlar TRT’leri kaplamış, gazeteleri kaplamış. Hepsine göre Fethullah evliya, Peygamber. Dünyayı fetih ediyorlar, böyle bir sanı. Bu büyük bir psikolojik vakadır."
SAVCILAR BU İŞİ DELİ DANA GİBİ, TEKME TOKATA GETİRİYORSA
Hukukun evrensel bir değer olduğunu ve yara almaması gerektiğini vurgulayan Nihat Genç, savcıların da bazı konularda dikkat etmesi gerektiğini belirtti:
"Bir toplumda iç savaşın başladığı yer o toplumdaki hukuk düzeninin çöküşüyle... Sağcı, solcu, inancı kötü olur şu olur, bu olur. Bütün bu tartışmalar tedavi edilebilir. Ama savcılar hukukta bir yara açıyorsa onun tedavisini yapamazsın. Bu insanlığa karşı bir suçtur. Çünkü hukuk evrensel bir değerdir. Soruşturma, kovuşturma, ifade alma bütün bunlara önce savcılar dikkat etmek zorunda. Savcılar bu işi deli dana gibi, tekme tokata getiriyorsa; bir gözdağı, bir rövanş bilmem neye getiriyorsa burada hukuk yara alır. Hukukun yara alması demek, insanlığın yara alması demektir. Güvenilmiyor demektir. İşte bu gestapo, gestapoluk bu. Bunları kimse söyleyemiyor, çünkü herkes ne söylerse gidip içeri alınıyor biz de alınacağız diye. Ben de diyorum ki bu muamele tarzı bir gestapoluk."
TUTUKLAMALARI Tİ’YE ALDI
Nihat Genç, programın sonlarında Ergenekon soruşturması kapsamında yapılan tutuklamaları şu ifadelerle ti’ye aldı:
"Beni almaya geldiler, bu sabah 20 tane polis. Ben göğsümü açtım, Atatürk posterini görüp korktular, kaçtılar..."
KAYNAK: TELEVİZYONGAZETESİ