DEVA Partisi yöneticisi Zübeyir Gülabi FETÖ'ye laf söyletmeyip Mavi Vatan'a ve SİHA'lara sallıyor
DEVA Partisi'nin FETÖ sevicisi: Zübeyir Gülabi
DEVA Partisi yöneticilerinden Zübeyir Gülabi'nin hem 28 Şubat'ta hem de 15 Temmuz'da ordudan ihraç edildiği, tutuklanarak cezaevine konulduğu, KHK'lılara her fırsatta kalkan olduğu ortaya çıktı.
DEVA Partisi'nin Pursaklar Teşkilat İşleri Başkanlığı'nı yürüten Zübeyir Gülabi'nin, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ)'ne kalkan olduğu çok sayıda açıklaması ortaya çıktı.
Zübeyir Gülabi, ilk olarak 28 Şubat döneminde yüzbaşı rütbesindeyken ordudan ihraç edildi. Görevden atılınca bir süre gazetecileri gezdi, 28 Şubat aleyhinde mülakatlar verdi. Fetullah Gülen'in ülkeden kaçtığı 1999 yılında, Gülabi de Nijerya'ya gitti. Kendi anlatımıyla burada ticarete atıldı. 2010 yılındaki Anayasa referandumundan sonra 2011'de hakları iade edilince Türkiye'ye döndü. Albay rütbesiyle görevlendirildi. Bir subay olmasına rağmen FETÖ'ye destek vermekten çekinmedi. Darbe öncesi Gülen grubuna yönelik operasyonların başlamasıyla birlikte açıkça hükümeti hedef aldı. 17/25 Aralık'ı savunmayı sürdürdü. Tutuklanan FETÖ'cülerin suçsuz olduğunu ileri sürdü. Zaten o süreçte FETÖ'nün kapatılan Turgut Özal Üniversitesi'nde yüksek lisans yapıyordu. Gülabi, 15 Temmuz'dan bir ay sonra soluğu yine Nijerya'da aldı.
ŞIRINGA FİRMASINDA GENEL MÜDÜR OLDU
Türk basını yakalanışını böyle duyurdu Gülabi'nin yakalanışını Türk basını şu ifadelerle duyurmuştu:
"Örgütün Nijerya yapılanmasında yer alan ve FETÖ/PDY'ye ait şirkette genel müdürlük yaptığı tespit edilen Zübeyir Gülabi, geçen hafta İstanbul Atatürk Havalimanı'ndan ülkeye giriş yaparken yakalandı. İstanbul'dan Ankara'ya getirilen Gülabi, savcılık sorgusunun ardından sevk edildiği mahkemece tutuklandı."
Gülabi, FETÖ'nün yayın organı Bold Medya'ya 2019'da verdiği röportajda, 15 Temmuz sonrasında yaşadıklarını şöyle anlatıyordu: "Temmuz 2016'da Nijerya'dan iş teklifi geldi. Nijerya'yı iyi bildiğim için benim adımı önerenler olmuş. Ağustos 2016'da Nijerya'ya döndüm. O günden, tutuklandığım 19 Ocak 2019'a kadar Nijerya'da Jubilee Syringe Manufacturing Company'de (şırınga üreten firma) genel müdürü olarak çalıştım. Polis sorgulamasında öğrendiğime göre FETÖ davalarında yargılanan iki üst düzey kişiyle telefonla görüşmekle suçlanıyordum. İki de üyelikten yargılanan kişiyle irtibatım tespit edilmiş. Bank Asya hesabımın olduğu tespit edilmiş. Bu kadar. O üst düzey dedikleri kişi Zaman gazetesinin yöneticilerinden Hamdullah Öztürk imiş. 2011'de görüşmüştüm. Ben de evet görüştüm dedim, Ergenekon yayınlarını tenkit etmek için ki, doğru, gerçekten doğru.
19 Ocak 2019 sabahı İstanbul Atatürk Havalimanı'na indim. İzne gelmiştim. Pasaport kontrolden geçemedim. Gözaltına alındım. 2 gün gözaltında kaldıktan sonra Ankara'ya getirildim. Terörle mücadelenin spor salonunda birkaç gün misafir edildim. FETÖ/PDY örgüt üyesi olduğum iddia ediliyordu"
EV HAPSİ VERİLDİ
Gülabi, yakalandıktan sonra 8 ay Sincan Cezaevi'nde kaldı. Daha sonra ev hapsi verilerek serbest bırakıldı. Hapishaneden çıktıktan sonra FETÖ'yü aklama çabasına hız verdi. Darbe sonrası kamudan atılan FETÖ'cüleri savunma görevini üstlendi.
KHK'lıların sesi oldu. Toplantılarına katıldı, televizyonlarında konuştu. Bold Medya'da şunları söylüyordu:
"28 Şubatçıların o günkü Türkiye'ye ait planlarını bilen biri olarak 15 Temmuz'u da merak ediyordum. Bugün FETÖ denen cemaat bu işin içinde miydi? Bir sivil toplum örgütü olarak Hizmet Hareketi deniyor da, gerçekten bu insanlar böyle bir şeye bulaştı mı diye merak ediyordum. İyi kötü öğretmenleri ve genel yapısı hakkında iyi kanaatlerimiz vardı.
"İddianamelerden okuyarak da ne olduğunu anlamaya çalıştım. Evet darbe girişimine benzer bir şey var ama üzerine atılan grubun bu darbenin içinde olmadığı kanaati oluştu bende. 28 Şubat'ta yapılan planın bir uygulamasını yapmışlar gibime geliyor. Benim o zamanki taktığım isimle karanlık amaçları olan karanlık bir grup' diye açıklamalar yapmıştım. Böyle bir grubun yaptığı darbe planını cemaatin üzerine yıkmışlar gibi geliyor
bana."
'FETÖ' LAFINA DAHİ ÖFKELİ
28 Şubatçıları BAAS'çı olmakla suçlayan Gülabi, Ergenekon, Balyoz gibi kumpas davalarını da doğru buluyordu. "28 Şubat'ın asıl plancıları Suriye tipi BAAS'çı bir yapılanma içinde olan insanlardı. Sonra o planları Balyoz ile revize ettiler. Güncelleştirdiler." diye açıklıyordu. Daha da ileri giderek 28 Şubatçıların Türkiye'ye ait planlarını bildiğini, 15 Temmuz'da da bunu uyguladıklarını savunuyordu. "15 Temmuz gibi hukukun, insanlığın rafa kaldırıldığı bir dönemi, ben görmedim." diyordu.
Gülabi, sosyal medyada da oldukça aktif. Daha 6 ay önce "Benim için bütün ankesör davaları kumpastır. ByLock ve darbe davaları da." diye yazdı. FETÖ adını kullananlara dahi öfkeliydi. Geçen hafta "FETÖ FETÖ diye yıllardır öttünüz. Ne FETÖ'sü kanunda tanımlanmamış suç olur mu? İktidarın söylediği her şeyi yalan, sadece FETÖ'yü doğru kabul ediyorsunuz. Yüzbinlerce insan bu uydurma suçla mağdur oldu. Hangi terör örgütü 15 üniversite açtı?" mesajını attı. Gülabi hala daha firari FETÖ'cülerin yazdıklarını paylaşıyor, kapatılan Samanyolu televizyonundaki görüntüleri yaymaktan çekinmiyor.
GÜLABİ'NİN KİMLİK BEYANI
Gülabi'nin geçmişe dair "Hocaefendi'yi, "Türkçe Olimpiyatları'nı övdüğü, diğer tarikatlara boncuk dağıttığı çok sayıda paylaşımı bulunuyor. Bold Medya demecinde şöyle de bir kimlik beyanında bulunuyor: "Güneydoğu'da ben çalıştığımda asker halka karşı eylemde, şiddette bulunmamaya, en azından bunun görünür olmamasına gayret ederdik. Ama şimdi devletin bu rezervi de kalktı. Artık devlet şiddeti de vatanseverlik olarak satabiliyor yandaşlarına. Yani terörle mücadele etmiş olmamın bir değerli kalmadı. O zaman sadece terörle mücadele ediliyordu, halk ayrılıyordu. 1993'ten beri bu ayrım kalktı ama 2014'ten sonraki dönemde tamamen kalktı. Şehirler dümdüz ediliyor, kentsel dönüşüme alet ediliyor terörle mücadele. Onun için eski gayretlerimizi kıymetli görmüyorum."
DEVA'DA AKTİF ROLDE
İşte Zübeyir Gülabi, şimdilerde Ali Babacan'ın DEVA Partisi'nde oldukça aktif görünüyor. Pursaklar'da Teşkilat İşleri Başkanlığı yapan Gülabi; sık sık ev ziyaretlerine gidiyor, parti çalışmalarına katılıyor. Sosyal medyada tüm gün KHK'lıları gündeme getiriyor. Milli olan ne varsa muhalefet ediyor, Mavi Vatan'a karşı çıkıyor, İHA/SİHA'ları hedef alıyor. Türkiye'de diktatörlük olduğunu iddia edip, hakarete varan sözler söylüyor. Ali Babacan'ın ise bu FETÖ sevicisine herhangi bir itirazı varmış gibi görünmüyor.
Güncellenme Tarihi : 26.1.2023 13:34