Diyanet'in gizli raporunda Kuytulcularla ilgili şok bilgiler.. O bir piyon

Diyanet'in gizli raporunda Kuytulcularla ilgili şok bilgiler

Sözcü gazetesi yazarı Saygı Öztürk, son günlerdeki provokatif eylemleriyle gündeme oturan Furkan Vakfı ile ilgili Diyanet'in hazırladığı gizli raporu köşesine taşıdı.

Sözcü gazetesi yazarı Saygı Öztürk, son günlerdeki provokatif eylemleriyle gündeme oturan Furkan Vakfı ile alakalı ilgi çekici bilgileri köşesine taşıdı. Öztürk, "Diyanet'in gizli raporunda Furkancılar" başlıklı yazısında özetle şunları kaydetti:

"Furkan Vakfı denilince akla başkanları Alparslan Kuytul geliyor. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan “Gizli” kayıtlı rapor, “Menzil” isimli kitabımda yayımlandı. Bu raporda Furkan Vakfı için şunlar yazılı:

“Alpaslan Kuytul (Furkan Vakfı): Kuytul, 1965 yılında Adana'da dünyaya geldi. Mısır'ın Ezher Üniversitesi İslam Hukuku Fakültesi'nden 1997'de mezun oldu. 1994 yılının Kasım ayında Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfı'nı kurdu.

Öne çıkan görüşleri: Kuytul, kendi çizgisini Rabbani ve tevhîdî bir hareket olarak nitelemektedir. Demokrasi, anayasa, kanun ve laiklik gibi yönetim şekil ve rejimlerini reddetmekte; ümmetin bu konularda sapkınlığa düştüğünü iddia etmektedir.

Değerlendirme: Kuytul'un, devlet karşıtlığı söylemi, darbecileri ve FETÖ'yü savunmaya, bunun yanında birçok milli meselede Türkiye düşmanlarını tercih etmeye kadar ulaşmıştır. Öte yandan FETÖ elebaşına benzer şekilde Hz. Peygamber'in adını istismar ederek onun kendi mitinglerine katıldığını iddia etme noktasına gelmiştir.”

Diyanet'in kapatılan bu vakıfla ilgili değerlendirmesi böyle."

Oyun büyük, Kuytul piyon

Geçtiğimiz yıl itikaf gerekçesiyle camilerde provokasyona soyunan Kuytulcular; bu yıl ise kadın ve çocukları polisin önüne sürerek, hiç kimsenin tasvip etmeyeceği görüntülerin yaşanmasına sebebiyet verdi. FETÖ’cülerin ve marjinal trol hesapların fitnecilerin tahrikini görmezden gelip, haddi aşan polislerin müdahale anını öne çıkardığına dikkat çeken aktivistler ve yazarlar, “Oynanan oyun çok büyük. Alpaslan Kuytul ve avanesi, mütedeyyin taban ile Başkan Erdoğan’ın arasını açmak için piyon olarak kullanılıyor” dedi.

Ayasofya’nın zincirlerinin kırıldığı, Taksim’e cami hayalinin gerçekleştiği, Kur’an kurslarındaki yasakların kaldırılıp devlet eliyle yaygınlaştırıldığı, Peygamberimizin hayatının okullarda ders olarak okutulduğu, başörtüsü yasağının tarihe gömüldüğü AK Parti Türkiyesi’ni ‘28 Şubat’tan beter’ göstermeye çalışan FETÖ ve zillet paydaşları, kuklalarını yine piyasaya sürdü. Mübarek ramazan iklimine hazırlanan Müslüman Anadolu insanının dini hassasiyetlerini kaşıyan Kuytulcular, geçtiğimiz sene itikaf bahanesiyle camilerde gerçekleştirdikleri provokasyonu bu sene kadın ve çocukları polisin önüne sürüp hiç kimsenin tasvip etmeyeceği görüntülere sebebiyet verdiler. AK Parti iktidarı ile mütedeyyin kesimin arasını açmak için devreye sokulan fitnecilerin provokasyonu ve emniyet içerisindeki bazı işgüzarların dahliyle yaşanan kötü görüntüler, sosyal medyada profesyonelce işlendi.

AK Parti’nin mütedeyyin kesime getirdiği özgürlük ortamının yok sayılıp, mütedeyyin taban ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın arasını açmak için harekete geçildiğine vurgu yapan İnsan Hakları Savunucuları Derneği (İHSD) Başkanı Ali Akbaş, fitne operasyonunun fotoğrafını çekti. Bu olayın asla dini bir boyutu olmadığını aktaran Akbaş, “Alpaslan Kuytul ve taifesi, FETÖ, CHP ve PKK’nın güdümündedir. Bunların vazifesi fitne çıkarmak. Bunlara bakarsak polisler suçlu, askerler suçlu, İçişleri Bakanı suçlu, devlet suçlu bir kendileri doğru. Ne bir Müslümanın ne de herhangi bir insanın kabul edemeyeceği görüntülerin oluştuğu bu olayda mesuliyeti olan polisler elbette hak ettiği cezayı almalıdır. Ancak kesilip kırpılmış görüntülerin öncesinde polisimize yönelik ne tür saldırı ve kışkırtmalar olduğunun da farkındayız. Bizler 28 Şubat’ta 500 hafta başörtüsü eylemi yaptık ama bir polisin bile düğmesini koparmadık. Bunların gerçekleştirdiği olayda 37 polis memurumuz yaralandı, 1’inin ayağı kırıldı. Alnı secdeli mütedeyyin cenahın on yıllardır parya muamelesi gördüğü Türkiye’de ilk defa haklarına kavuştuğu AK Parti iktidarı dönemini böyle kaotik hadiselerle yaftalamak kimsenin haddine değildir. Sadece Türkiye’nin değil, bütün ümmete yardım elini uzatan AK Parti Türkiyesi, Allah’ın emrettiği gibi Müslümana müşfik, zalime ve küffara şedittir. Bu hakikati ters yüz ederek alnı secdeli müminleri AK Parti’den, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan soğutma projelerini insanımız dürüp çöp sepetine atacaktır” dedi.

Amaç: Muhafazakarları AK Parti'den koparmak

Araştırmacı Yazar İsmail Nacar ise bu olayların 28 Şubat ile tek benzerliğinin, derin yapının seçilmiş iktidara karşı yine devrede olması olduğunu söyledi.

Nacar, “Erbakan Hoca’ya karşı Aczimendileri devreye sokanlar Tayyip Bey’e karşı Kuytulcuları sahaya sürüyor. Emniyet’in içerisinde provokasyonları etkili hale getirmek için çalışan gruplar varsa onlar da açığa çıkarılmalıdır. Kameraların da kaydettiğini bildiği halde diz çökertilmiş insanlara polis neden vurur ki? Kuytul denilen adamın karanlık birtakım odaklar tarafından yönlendirildiği belli. Ben adım gibi biliyorum ki, bunları dün Diyanet’e karşı kullanan güçler bugün de iktidara karşı kullanıyorlar. Muhafazakarları AK Parti’den koparmak için organize şekilde bu tabloyu ortaya çıkardılar.Ölçüsüz müdahalede bulunanlar da, provokasyonun fitilini ateşleyenler de hak ettiği cezayı almalı” diye konuştu.