Medya
  • 6.9.2003 12:34

DOĞAN GRUBUNUN İÇİNDE TELEKULAK ÇETESİ Mİ VAR?...

CAN ATAKLI0/ STAR YERE ÇIPLAK BASMAYIN, AYAĞINIZA KIYMIK BATAR DOĞAN Grubu'nu anlamakta zaman zaman zorluk çekiyorum. Nedense asla normal gazetecilik yapmak istemiyorlar. Özellikle yazarları ısrarla 'kimseden talimat almadan' yazdıklarını belirtmek ihtiyacı duyuyorlar. Grubun sahibini yüceltmek için de 'patron bize karışmaz, hatta bu konuda dışarıdan baskı gelirse onlara da haddini bildirir' derler sürekli. Bu ihtiyaç nereden kaynaklanıyor bilmiyorum ama tahmin ediyorum. Son yıllarda bazı büyük sermaye sahiplerinin medya sektörüne girmesi, gazeteci gazete sahibi kavramının yerine holding sahibi gazete patronu portresini oturttu. Ben 28 yıllık gazeteciyim. Bu süre içinde 3 büyük grupta çalıştım ve yöneticilik yaptım. Doğan Grubu içindeki çete iLK patronum Haldun Simavi idi. Gazeteciliğe kısa pantolonla başlamış, tüm hayatı gazetecilikle geçmişti. Haldun Simavi gazete patronu değil, gazetenin genel yayın yönetmeniydi. Bizlerle birlikte toplantıya girerdi. Haber müdürleri haberleri ona sunardı. Sonra elbetteki Haldun Simavi'nin belirleyiciliğinde, ama ortak bir kararla gazete oluşturulurdu. İkinci çalıştığım büyük grup Sabah gazetesiydi. Sahibi Dinç Bilgin'di. Dinç Bilgin de gazeteciliğe kısa pantolonlu zamanından başlamış, çocukluğunda oyun alanı diye matbaa makinelerinin arasını bilmiş, gazeteci gazete sahibiydi. O da aynı zamanda gazetenin genel yayın yönetmeniydi. Toplantılara katılır, haberleri dinler, karar aşamasında en belirleyici kişi olurdu. Şimdi Star grubundayım. Buranın kurucuları da çocukluktan itibaren matbaa mürekkebini teneffüs etmişler, ömürleri boyunca bu mesleğin içinde olmuşlar. Ben bu gruba girdiğimde grubun kurucuları işbaşında değildi. Geçen yıllar içinde burada daha profesyonel bir yapı oturmuştu. Buna karşın, sermaye sahibi oldukları için, paralarının gücüyle medya sektöründe patron konumuna gelenler ise böyle değil. Örneğin Doğan Grubu'nun sahibi aynı zamanda büyük bir holdingin sahibi. Gerçi hangi alanlardan para kazandığını bilemiyorum ama kökeni gazeteciliğe dayanmıyor. Böyle olunca da işi onun yerine bazı profesyoneller yapıyor ve patron konumundaki kişi gerektiğinde hiçbir şeye karışmadığını söyleyebiliyor. Yaşları henüz genç olan ve daha önce gerçek bir gazete patronunun yanında çalışmamış olanlar da holding sahibini gerçek gazete sahibi sanarak, onunla hiç yüzleşmemeyi 'bize karışmaz' cümlesiyle erdem biçiminde sunmaya çalışıyor. Bu yazdıklarımın ne anlama geldiğini yine Doğan Grubu'nda ya da sermaye destekli başka yayın organlarında çalışan en az benim yaşımda olan meslektaşlarım bileceklerdir. Onlardan ricam, bugüne kadar sadece sermaye sahibi gazete sahibi ile çalışmış olan genç arkadaşlara durumu anlatmaları. Önümüzdeki günlerde 'patronun hiç karışmadığı' bu gazetelerde yayınlanan haberlerden örnekler verip, bunların sonuçlarının nereye vardığını ortaya koyacağız. Göreceksiniz ortaya ibret verici bir sahne çıkacak. Yeri gelmişken, bir noktaya daha temas etmek istiyorum. Son günlerde yine özellikle Doğan Grubu bir telefon dinleme, telekulak olayı, böcek gibi konuları manşetlerine taşıyor. Burada amaçlanan rakip olarak gördükleri Star grubunun itibarının düşürülmesi. Oysa gerçek başka. İki gün önce Hayrullah Mahmud'un yazdığı bant kaydı olayı bizzat Doğan Grubu içindeki bir çete tarafından düzenlendi. Üstelik bu durum yıllardır sürüyor. Dikkatli okurlar hatırlayacaklardır, SABAH gazetesindeyken de yazmıştım, bu grup içindeki bir dinleme çetesi, ana santraldan yapılan konuşmaları kaydediyor ve bunları rakiplere satmayı istiyor. 90'lı yıllarda SABAH'a da satmak istemişler ve bunun için de bir örnek kayıt göndermişlerdi. Şimdi Hayrullah Mahmud'un yazdığı kasetteki kaydı ben de dinledim. Bir de ne göreyim, o tarihte SABAH'a gönderilen örnek kasedin aynısı. Biz o tarihte 'ahlaki olmadığı' gerekçesiyle bu çetenin isteğini yerine getirmemiştik. Aynı şeyi zamanında Star grubu da yapmış. Ama bu kaset elde kalmış. Onu da polis bulmuş. Böyle şeyleri yazarken dikkat etmeli BU nedenle rahatlıkla şunu söyleyebiliyorum ki; Doğan Grubu, nasıl bir yöneticinin kendi laptopundaki özel bir mesajı polisten alabiliyorsa, aynı şekilde, polisin elinde olan ve kendilerinden gelen bu kasedi de alsın ve yayınlasın. Tabii yayınlayabilirse... Bir diğer konu da Doğan Grubu'nun sahibinin Uzan Grubu'nun sahibine rüşvet teklifi ile ilgili bir kayıt. Bu kayıt da polisin elinde. Onu da aynı yöntemle sızdırıp yayınlamalarında yarar var. Tabii yine yürekleri yeterse. Doğan Grubu'nun bir yazarı 'yürekleri varsa yayınlasınlar o kasedi' diyor. Dikkat etmeli böyle şeyleri yazarken, sanıyorum içeriği bilmiyor ya da kendisine tam anlatılmadı. O kaset Uzan Grubu'nun sahibi tarafından kaydedilmedi. Doğan Grubu'nun sahibi, etrafına bir bakmalı diyorum. Çünkü o kayıt yine o grup içindeki çete tarafından 'örnek' olarak gönderildi. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:38

İLGİLİ HABERLER