NAZLI ILICAK/ D.B. TERCÜMAN
İSTİKRARSIZLIK SENARYOSU
Sonbahar için Türkiye'nin istikrarını sarsacak faaliyetler sürüyor. Yargıtay'ın 11 Eylül'de alacağı karar Siirt seçimlerinin iptâline kadar varabilir. Bakalım Yüksek Seçim Kurulu istikrarı ön planda tutacak mı?
Türkiye'de iyimserlerle karamsarlar iç içe yaşıyor. Basının önemli bir bölümü ve iş çevreleri artık kafalarını irticaya takmayı bıraktı. Avrupa Birliği üyeliğini hedef aldı.
Ekonomideki düzelmeler de morallere yansıyor. Yabancılar bu iyileşmeyi raporlarında dile getiriyorlar.
JP Morgan: ''Enflasyon iyimser tahminlerin de altında çıktı.''
Merill Linch: ''Hükûmetin kararlılığı etkileyici''
Lethman Brother: ''Ağustos ayında ortaya çıkan faiz dışı fazla mükemmel''
İMF: ''ABD'den 8.5 milyar dolar kredi gelmese bile, finansman dengesi son derece sağlıklı''
Toptan eşya fiyatları mayıs ayından beri eksi çıkıyor: ''Mayıs: -0.6; Haziran: -1.9; Temmuz: -0.5; Ağustos: -0.2''
Geçen ay tereddüt uyandıran faiz dışı fazla da, Ağustos'ta 4.6 katrilyon liraya ulaştı.
Tayyip Erdoğan'ın Avrupa Birliği seferi büyük başarıyla geçiyor; yabancı basında olumlu yazılar çıkıyor.
Madalyonun diğer yüzü
Bu, madalyonun sadece bir yüzü. Diğer yüzünde, 3 Kasım seçimlerinin iptâli, en azından DEHAP'a verilen oyların geçersiz ilân edilerek, DYP'nin Meclis'e sokulması ve Siirt seçimlerinin yeniden yapılması, bu arada Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığının düşürülmesi gibi istikrarsızlık yaratacak faaliyetler var.
Bir de, özellikle emekli paşalar tarafından pompalanan irtica korkusu.
Ne dediler?
Eski Genelkurmay Genel Sekreteri Erol Özkasnak, Tayyip Erdoğan'ın AB yolunda attığı adımları alkışlayacağına, bir hıncını dile getiriyor: ''Atatürk devrimlerini benimsemeyen ve bunları söyleyerek oy alan insanların kurmuş olduğu bir partinin, Türkiye'yi çağdaş demokrasiye ulaştırma şerefine sahip olmasını, kendisini Atatürkçü olarak kabul eden insanların bir yüz karası olarak görüyorum. Ben kimsenin değiştiğine inanmıyorum. Türban, siyasi irticaın bir simgesidir. Atatürk'ün kurmuş olduğu laik cumhuriyetin en tepesinde, önümüzdeki yıllarda türbanlı bir first lady görmek, bu cumhuriyet için en büyük hicran yaralarından biri olacaktır.''
Eski MGK Genel Sekreteri Tuncer Kılınç: ''Türkiye'de hilâfet ve şeriat arayışında olanlar var. Bu tarikatlara ve cemaatlere karşı yumruk gibi hareket edemememizin sebebi, çıkar beklentilerini ulusal değerlerin üstünde tutan ve siyasi iktidarlara yaranma duygusu içinde bulunan medya.''
Emeklilerle aynı düşünceyi paylaşan muazzaf paşalarımız da bulunuyor.
Jandarma Genel Komutanı Org. Şener Eruygur: ''Teokratik bir devlet kurmayı amaçlayan irticai unsurlar, demokrasinin sağladığı imkânlarla anayasal düzeni yıkmak ve yerine şeriat hükümlerine dayalı bir İslâm devleti kurma amaçlarından vazgeçmemişlerdir. 28 Şubat 1997 tarihinde yurt genelinde artan irticai tehdidi bertaraf etmek ve Türkiye cumhuriyetinin laik anayasal düzenini korumak maksadıyla, hükûmete tavsiye edilen ve hükûmetçe alınan kararlar sonunda, il ve ilçelerde oluşturulan Denetleme Kurulları'nda görevli Jandarma personeli tarafından yurt, özel okul, dernek ve vakıflar gibi kuruluşlardaki irticai faaliyetler takip edilmektedir.''
Ege Ordu Komutanı Hurşit Tolon: ''Sinsice yürütülen laiklik faaliyetlerini görmezden, yapılan takiyeyi anlamazlıktan geldiğimizi sananlar ya aldanmakta, ya aldatılmaktadır. Bölücülüğün de, irticaın da panzehiri Atatürk ilkeleridir.''
Sonbahar hazırlıkları
Gördüğünüz gibi, bir yerde bahar havası esiyor, diğer bir kanatta soğuk kış rüzgârları.
Sonbahar için bazı hazırlıklar var. Türkiye'nin istikrarını alt üst edecek hazırlıklar. Yargıtay, DEHAP'ın 3 Kasım seçimlerine katılmaması gerektiği sonucuna varırsa, Yüksek Seçim Kurulu'nun önünde üç seçenek mevcut:
1) O günkü şartlara göre karar verilmiştir. Bir yıl sonra Türkiye'nin istikrarını sarsacak yeni bir karar verilemez.
2) DEHAP'ın aldığı 1 milyon 900 bin oy geçersiz ilân edilir. DYP barajı aşar ve 66 milletvekilini Parlamento'ya sokar.
Bu durumda, DYP barajı aşmadığı için Siirt seçimlerine sokulmadığı hatırlanır; Siirt seçimleri de iptâl edilir; Tayyip Erdoğan'ın milletvekilliği, dolayısıyla başbakanlığı düşer.
3) 3 Kasım seçimleri iptâl edilir ve en kısa sürede yeniden genel seçime gidilir.
İşte sonbahar için böyle bir senaryo hazırlanıyor. Eğer 2'nci şık devreye sokulursa, işin sonu Siirt seçimlerinin iptâline kadar varacaktır. Elbette o zaman, AK Parti çoğunluğu tedbirini alacak ve seçimleri yenilemeyi tercih edecektir.
Tayyip Erdoğan'ın elinde önemli bir koz var: AK Parti'nin oy oranı 3 Kasım'ın üzerinde seyrediyor ve halâ ciddi bir rakip yok.
Türkiye ne garip bir memleket! İstikrarlı bir yönetime kavuştuğumuz noktada, hemen istikrarsızlığa giden yolu aralıyoruz.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:38