Ebu Ubeyde'nin haber verdiği Siyonistlerin 5 kırmızı düve inancının inanılmaz hikayesi
Ebu Ubeyde, Mescid-i Aksa Tufanı'nın çıkış nedenini açıkladı..
HABERVİTRİNİ ÖZEL HABERİDİR
52 günden fazla süren yokluğun ardından Ebu Ubeyde, Mescid-i Aksa Tufanı'nın 100. gününde kaydedilmiş bir video mesajla yeniden ortaya çıktı. Videoda Kassam Tugayları ve diğer Filistin direniş gruplarının başarılarını anlattı.
Ebu Ubeyde, 7 Ekim’deki saldırıya Mescid-i Aksa Tufanı verilmesinin sebebini de açıkladı.
Ebu Ubeyde bu ismin verilmesinin nedeninin Siyonistlerin inandıkları 5 kırmızı düve hikayesiyle alakalı olduğunu bildirdi.
Siyonistler bu saçma şeye o kadar inanmışlardı ki kırmızı doğacak kırmızı düvenin kıyametin habercisi olacağına inanıyorlardı.
Ebu Ubeyde kayıtlı konuşmasında çatışmanın başlangıcını yeniden ele alarak savaşı ateşleyen dini inançların altını çizdi. Bu inançların merkezinde, beş kırmızı düvenin yakılmasını içeren özel bir Yahudi Siyonist fikri vardır. Beş ineğin arkasındaki hikaye nedir ve bu dini inancı engellemeyi amaçlayan bir çatışmaya yol açan şey neydi?
Kırmızı Düvelerin Gelişi Mescid-i Aksa Tartışmasını Ateşledi
Son zamanlardaki dedikodular, Beit She'an yakınındaki gizli bir çiftliğe stratejik olarak yerleştirilen beş kırmızı düvenin on ay önce Teksas'tan İsrail'e gelişi etrafında dönüyor.
Eski metinlerde belirtilen belirli kriterleri izleyen düvelerin, Yahudi halkının arınmasına yönelik ritüellerde çok önemli bir rol oynaması bekleniyor.
Bu süreç, düvelerden birinin kurban edilmesini, küllerinin benzersiz bir temizlik töreninde kullanılmasını ve dünya çapındaki Yahudilerin Mescid-i Aksa'ya sınırsız erişime izin vermesini içeriyor.
Mişna metinlerine dayanan Kızıl Düve'yi çevreleyen efsane, onun rengi, çalışma geçmişi ve yetiştirilme tarzı gibi belirli nitelikleri anlatır. Doğumunun benzersiz koşulları ve sonraki ritüeller onun kutsal önemine katkıda bulunuyor.
Efsane, bu kriterleri karşılayan bir kırmızı düvenin iki bin yıldır doğmadığını ileri sürüyor ve bu da bu tür beş düvenin mevcut varlığını son derece istisnai ve sembolik bir olay haline getiriyor.
Bu gelişmelerin sonuçları dini inançların ötesine geçerek siyasi alana da uzanıyor. İsrail hükümeti, laik duruşuna rağmen, bu kırmızı düvelerin girişini ve kullanımını kolaylaştırmak için kayda değer bir istek sergiledi ve standart prosedürlerden olağanüstü bir sapmaya işaret etti.
Hem sağ hem de sol hükümetlerde açıkça görülen bu bağlılık, dini hususların devlet politikaları üzerindeki etkisinin altını çiziyor.
Kırmızı düveleri çevreleyen kutlama, dini gruplar tarafından üçüncü tapınağın inşasını ve beklenen Mesih’in gelişini müjdeleyen ilahi bir sinyal olarak görüldüğünden, daha da önem kazanıyor.
Bu olaylarla ilgili coşku sadece statükoya meydan okumakla kalmıyor, aynı zamanda İsrail işgali bağlamında dini anlatılar ile hükümet kararları arasındaki karmaşık etkileşimi de gün ışığına çıkarıyor.
Bu son gelişme, yalnızca siyasi ortamda dinin etkisine ilişkin tartışmaları yeniden alevlendirmekle kalmıyor, aynı zamanda eski efsanelerin çağdaş yönetimi ne ölçüde etkileyebileceğine ilişkin soruları da gündeme getiriyor. Dini coşkunun görünüşte laik hükümet eylemleriyle yan yana gelmesi, geleneksel siyasi sınırları aşan karmaşık bir dinamiği ortaya koyuyor.
Kırmızı Düve Kehaneti: Dünyanın Sonu Yaklaşıyor
Yıllardır halk arasında süre gelen bir düşünce olan kırmızı düve kehanetleri konuşuluyordu. Korkulan artık oldu. Siyonistlerin korktuğu bela başa geldi.
Kırmızı düve annesinin karnından çıktığı gün dünyanın sonu gelecek deniyordu. Ve bir çobanın çiftliğinde korkulan oldu. Kırmızı düve annesinin karnından çıktı.
Yavrunun İsrail'de doğduğunu duyuruldu.
Kudüs merkezli örgüt, düve ve annenin artık 'kusursuz' olup olmadıklarının belirlenmesi için 'kapsamlı bir incelemeye' tabi tutulacağını söyledi.
Dünyanın son günü artık yaklaşıyor yorumları yapılırken, bir videoda buzağı annesiyle birlikte gösteriliyor ve şöyle deniyor: 'İsrail topraklarında mükemmel kırmızı bir düve doğdu'. Buzağı, o zamandan beri 'uzmanları tarafından kapsamlı bir incelemeye tabi tutuldu'. Kehanette, ineğin 'kusursuz' kırmızı olması gerektiği vurgulandı. Olayı duyan çevre sakinleri paniğe kapılırken çevre sakinleri de dünyanın sonu geliyor endişesiyle ortalıklarda dolanmaya başladı.
DÜNYANIN SONU YAKLAŞIYOR
Dünyanın son günü artık yaklaşıyor yorumları yapılırken, bir videoda buzağı annesiyle birlikte gösteriliyor ve şöyle deniyor: 'İsrail topraklarında mükemmel kırmızı bir düve doğdu'.
Buzağı, o zamandan beri 'uzmanları tarafından kapsamlı bir incelemeye tabi tutuldu'. Kehanette, ineğin 'kusursuz' kırmızı olması gerektiği vurgulandı. Olayı duyan çevre sakinleri paniğe kapılırken çevre sakinleri de dünyanın sonu geliyor endişesiyle ortalıklarda dolanmaya başladı.
Geçen yıl doğan kırmızı düve için Siyonistler ciddi ciddi kıyamet hazırlıklarına başladı.
Aradang ecen bir yıla rağmen ne kıyamet koptu ne de kıyametin kopacağına yönelik bir işaret çıktı.
Teksas’tan İsrail’e getirilen 5 kızıl inek bir din savaşına mı işaret ediyor?
Bu kızıl ineklerin, Mescid-i Aksa’nın avlusuna Üçüncü tapınak kurma ayinlerine başlamak için Zeytin Dağı’nda törenle kurban edilerek etlerinin yakılacağı ve kanlarıyla bölgenin ‘arınacağı’ öne sürülüyor.
İsrail merkezli Kanal 12, İsrail hükümetinin, Mescid-i Aksa’nın avlusunda yer alan Kubbetu’s Sahra’nın yerine ‘Üçüncü Tapınak’ inşa etmeyi amaçlayan ‘Kızıl İnek’ projesini uygulamak için tahsis ettiği fonlarla ilgili olarak geçtiğimiz hafta bir haber yayınladı.
Haberde, iki bakanlıkta görevli iki yetkilinin, ABD’nin Teksas eyaletinden getirilen ‘beş kızıl ineği’ Ben Gurion Havaalanı’nda karşıladığı bilgisi de verildi.
Bu kızıl ineklerin, Üçüncü Tapınak’ı kurma ayinlerine başlamak için Zeytin Dağı’nda törenle kurban edilerek etlerinin yakılacağı ve kanlarıyla bölgenin ‘arınacağı’ öne sürülüyor.
Arap Dünyası Haber Ajansı'nın (AWP) haberine göre Kudüs ve Miras Bakanlığı Genel Müdürü Nathaniel Isaac, Facebook sayfasında yaptığı açıklamada, inekler hakkında aylar önce bilgi verildiğini ve havaalanında teslim alındıklarını bildirdi.
Ancak, bunu ‘kurban etme ve arınma’ konusuna bağlamadı.
Bazı Yahudi mezheplerinin inancına göre, ‘kızıl ineğin’ ortaya çıkışı, Mescid-i Aksa’nın yakında yıkılacağını ve Üçüncü Tapınak’ın inşa edileceğini gösteriyor.
Şarku'l Avsat'ın edindiği bilgiye göre Kanal 12’nin bu haberi Filistinlileri kızdırdı ve birçoğu bu konunun gündeme gelmesinin huzursuzluk çıkaracağı ve bir din savaşını ateşleyeceği konusunda uyarılarda bulundu.
Habbaş AWP’ye verdiği demeçte şunları söyledi;
Yerleşimcilerin inekleri kesmesi durumunda, bu her şeyi yakıp kavurabilecek bir kıvılcım olacak. Kurban veya inek kesmekten bahsetmek, İsrail’in Mescid-i Aksa’ya yönelik saldırgan ihlallerinin devamıdır. Filistinliler, bedeli ne olursa olsun bunun gerçekleşmesine asla izin vermeyecek.
Habbaş, yerleşimcilerin Mescid-i Aksa ve Kudüs’teki eylemlerinin yanı sıra Müslüman ya da Hristiyan Filistinlilerin kutsallarına yönelik saldırılarıyla şimdiden bir din savaşını ateşlediğine dikkat çekti.
Kudüs ve Filistin Müftüsü Şeyh Muhammed Hüseyin ise konuya ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı;
Yahudilerin ‘ister bir, ister beş olsun’ kızıl ineklerden bahsetmeleri, hiçbir delile dayanmayan saf algı ve fantezilerden başka bir şey değildir. Bununla ilgili her şey iddia ve asılsız hikayelerdir. Bu rivayetler arasında kesilmesi gereken kızıl inek meselesi de var. Müslümanlar Kudüs, Mescid-i Aksa ve Filistin’de tüm haklarına sahip çıkıyor. Filistin halkı, bu anlatılar ve pazarlamaların ardında yatan tüm hedeflerin tamamen farkında.
Mescid-i Aksa Vaizi Şeyh İkrime Sabri de, İsrail’in Mescid-i Aksa üzerindeki ‘sözde’ hakkını kanıtlayamadığını ve burada İbranilerin eski tarihiyle ilgili tek bir taş bile bulamadığını kaydetti.
Filistin’deki radikal Yahudilerin, ‘kızıl inek’ miti aracılığıyla dünyadaki Yahudileri Filistin’e getirmek istediğini dile getiren Sabri, açıklamasını şu ifadelerle sürdürdü;
Allah’ın kendilerini bir inek kesmekle imtihan ettiği, onların da inek kesme işini geciktirdikleri Kur’an-ı Kerim’de bildirilmiştir. Şimdi de insanları kandırmak ve Mescid-i Aksa’yı hak ettiklerine inandırmak için bunu tekrarlamak istiyorlar.
Kudüs Vali Yardımcısı Abdullah Siyam ise Kudüs şehrinin, Yahudiler ve yerleşimcilerin radikal eylemleri sonucu zor bir durum içinde yaşadığını söyledi.
Siyam AWP’ye yaptığı açıklamada, Arap ve İslam ülkelerinin, şehirde ve Mescid-i Aksa’da olup bitenleri her zaman takip edecek bir role sahip olmaları yönünde çağrıda bulundu.
İnek kesme meselesinin, Arap ve İslam dünyasında çok büyük etkilerinin olacağı dile getiren Siyam, bu tür eylemlerin gelecekte tüm bölge için zor sonuçlar doğuracağının da altını çizdi.
Güncellenme Tarihi : 16.1.2024 21:54