EKRANDAN TAŞAN DİZİ KARAKTERLERİ...
Uzmanlar bazı dizi karakterlerinin, dizi karakteri olmanın ötesine geçip, gerçek hayatta toplumu etkilediğini vurguladı.Yufka yürekli Münir Özkul’dan, olgun ve sevgi dolu Haydar Usta’dan bugüne kahramanlar çok değişti. Televizyon dizilerindeki ‘Hakkımı şiddetle arayabilirim, intikam almak doğrudur’ gibi yaklaşımların, doğal hak olarak sunulabildiğini belirten Medical Park Fatih Hastanesi’nden Klinik Psikolog Sinem Demir’e göre, ‘bilge’, ‘delikanlı’ve ‘kahraman’ olarak yorumlanan bazı dizi figürleri, problem çözme biçimlerine bakıldığında, antisosyal yöntemleri kullanan figürler. "Edebi laflar etmeleri, haksızlıklara karşı olmaları, etkileyici fiziksel görünümleri, sınırsız maddi olanakları gibi imajlarla süslenmeleri, bu figürlerin hak arama yöntemlerindeki yıkıcılığın görmezden gelinmesine yol açıyor" diyen Demir'in dizi kahramanları ile ilgili tespitleri şöyle:
FİLOZOF ‘BABA-DAYI’LAR
“Bilimsel araştırmalar gösteriyor ki şiddet eğilimini imaja dönüştürmüş kişiler, düzgün kıyafetler, sert yüz hatları ve zenginlik vurgusu gibi unsurlarla daha fazla saygı görüyorlar. Bu tür dizilerde de esas kahraman, izleyiciler tarafından ‘bilge’ olarak adlandırılabilen ve abartılı düzeyde saygı gören bir ‘baba' veya 'dayı’ oluyor. Bu karakterlerin, ‘sevgiyi veya nefreti seç’ gibi uçlarda ve yıkıcılık içeren felsefeleri var. Diğerlerine zarar verme konusunda vicdan azabı yaşamıyorlar, yani yaşama bakışları ve problem çözme biçimlerine göre, antisosyal yani psikopat kişiliklere benziyorlar. Gerçek hayattaki antisosyal kişilikler de zekâlarının bazı yönleri çok gelişmiş, sevimli insanlar olabilirler, onların da değişmeyi isteme hakları vardır. Ancak bu tarz dizilerdeki ‘baba-dayı’ların olumlu yönleri o kadar etkileyici şekilde sunuluyor ki yanlış felsefeleri ve yöntemleri göz ardı ediliyor. Böylece, bazı doğrular ile mutlak yanlışlar birbirine karışıyor."
HAM KİŞİLİKLER
Demir, bu tür film ve dizilerdeki esas kahramanın temel özelliğinin, 'iyi niyetinin kurbanı’ olması ve hakkını, şiddet içeren, yıkıcı yöntemler ile araması olduğunu söylüyor ve ekliyor: "Yani sonuçta onlar hep masumdur. Bu yaklaşımın gerçek hayattaki karşılığı, olgunlaşmamış kişilik örüntüsüdür. Kişi veya grupların, kendi oluşturdukları hukuk sistemlerinde öldürmeye veya yaralamaya dayalı infazlar gerçekleştirmesi, antisosyal (psikopatça) bir durumdur.”
HAKSIZLIĞIN iNTiKAMI HAKSIZLIK OLAMAZ
Dizilerde olduğu gibi, gerçek hayatta da şiddetle otoritesini veya gücünü devam ettirmek için “baba-dayı” rolünü kullanan liderler olduğunu belirten Demir'e göre, bu tip liderlerin temel amaçlarının, birilerinin uğradığı haksızlıklara adil ve insani çözümler bulmak olmadığını anlamak mümkün. Bir haksızlığa karşı çıkarken, başka haksızlıklar yaratırlar ve bu konuda vicdan azabı yaşamazlar, haklı olduklarına emindirler. Varlıklarını, “şiddete dayalı otorite” ile sürdürmek ve lider olarak saygı görmek için her zaman yeni nefret veya intikam sebeplerine ihtiyaç duyarlar. Boşlukta ve aidiyet duygusu zedelenmiş gençlere önce “benim çocuklarımsınız, bir yere aitsiniz” hissi verirler. Sonra onları onur, adalet vaatleriyle, körü körüne itaat eden bedenlere dönüştürerek, intikamcıya dönüştürür ama aslında, kendi iktidarları için kullanırlar.