ESRA CEYHAN'A AĞIR SUÇLAMA...
'Kızlar sakın sigortasız çalışmayın. Sizi sigorta yapmadan çalıştıran işverenleri bana şikayet edin' diye bağırıyordu.
Aykut IŞIKLAR yazdı... (bugün)
TRT gibi her konuda çok titiz çalışmak zorunda olan bir devlet kurumu üstelik de TRT 1 gibi en çok izlenen kanalından sesleniyordu Esra Ceyhan...
"Kızlar sakın sigortasız çalışmayın. Sizi sigorta yapmadan çalıştıran işverenleri bana şikayet edin" diye bağırıyordu.
Hatta inandırıcı olması için, çok ünlü SGK uzmanını program kadrosuna almıştı. Haftada bir gün sadece sosyal güvence konusu işleniyordu.
Ama önceki gün çok ciddi bir suçlama ile mahkemeye verildi Esra Ceyhan... Kardeşi Necati ile birlikte çok ciddi bir suçlama ile karşı karşıya... Daha önce bu iddiaların son dakikalarda hakim karşısına gelmesini önlemiş ama bu kez iş çok ciddi...
Taa Kanal D'den beri yanında çalışan ekibini sigortasız çalıştırmaktan ve maaşlarını vermemekten ötürü şirketi Cey Yapım suçlanıyor.
Avukat Engin Yeşilyurt, İstanbul Nöbetçi İş Mahkemesi Hakimliği'ne gönderilmek üzere Ankara Nöbetçi İş Mahkemesi Hakimliği'ne dava dilekçelerini verdi. Bütün dilekçelerin fotokopisini okudum ve arşivime koydum. İnanılır gibi değil...
Mahkemeye verilen dilekçelerde her şey en küçük detayına dek yazılmış. Ne kadar hazin ki, çalışanlar ne zaman mahkemeye başvursalar avukatları davadan kaçmış. Veya vazgeçmiş. Hep birileri araya girmiş. Haklarını arayan çalışanlar bu yüzden çok tedirgin hatta Esra Ceyhan'dan korkuyor. Açıkça itiraf ediyorlar. "Esra Hanım'ın çevresi o kadar geniş ki, hakkımızı ararsak, bir daha hiçbir TV'de iş bulamayız diye korktuk" diyorlar.
Ama biri "Ben tek başına çocuk büyüten bir anneyim. Esra Hanım'a kuruşumu bile bırakmayacağım" diyor. Bir başkası da "Sigortasız çalıştığını mide kanaması geçirip hastaneye kaldırıldığım zaman öğrendim. O zaman mahkemeye vermek için yemin ettim" diyor.
Dava açanların hepsi Esra Ceyhan'ın Kanal D ve TRT'deki programlarında sağ kolu olan TV'ciler... Piyasanın çok iyi tanıdığı gençler. Örneğin Esin Yum ile Gül Taşlı'yı herkes tanır. Yapım asistanı, haber müdürü, konuk koordinatörü gibi görevleri var. Ekrandaki yıldızların eli, kolu olan kızlar.
Ağustos ayından beri alamadıkları maaşlarını faizleri ile birlikte, tüm sigorta primlerinin de ödenmesini istiyorlar.
Esra Ceyhan Kanal D'den ne kadar para alıyordu bilmiyorum. Ancak TRT'den ayda 400 bin lira aldığı açıklanmıştı.
Küresel ısınma palavra çıktı 300 yıl sonra başlayacakmış
Hani bazı bilim adamları dünyadaki çeşitli gazların atmosferi deldiğini, doğanın dengesinin bozulduğunu iddia etmişti. Bu yüzden Himalaya tepelerindeki buzların eridiğini, Kuzey Kutbu'ndaki buzulların güneye doğru geldiğini söylemişti. Hatta Akdeniz'de bile buzulların dolaşacağı...
Bunları söyleyen kişilere 'Nobel Bilim Ödülleri' törenlerle verilmişti. O kişilere 'kahraman' demiştik.
Özetle 'küresel ısınmaya' hepimiz inanmıştık.
Peki, pencereden bakınca gördüğümüz kar, fırtına neyin nesi?
Peki, bu TV haberlerinde izlediklerimiz neyin nesi? Diyorlar ki "Rusya'da eksi 40 derece soğuk var. Amerika son 100 yıldır böyle soğuk görmedi. Almanya'da yollar kapandı, İtalya'ya ilk kez kar yağdı falan filan...
Hani küresel ısınma vardı, hani dünya çöl oluyordu?
Meğerse bu işlere bakan profesörler toplama, çıkarma hesabını yanlış yapmış. Dünyada küresel ısınma 300 yıl sonra başlayacakmış.
Nobel Bilim Ödülü alan profesörler önceki gün dünyadan özür dilediler. Biz hâlâ 'küresel ısınma' var biliyoruz...
Vatandaş kar tipi dinlemedi mağazaları boşalttı
Şayet birisi karşıma çıkıp "Ya ne olacak ülkenin hali. Piyasa çok kötü" derse ensesine şak diye vuracağım.
Şayet piyasa kötü ise alışveriş merkezlerine gidip tezgâhlara bakın. Acaba ne kalmış? Beğendiğiniz bir şey bulacak mısınız? Aaa kalan var tabii. Zevksiz ve kötü modeller.
Birçok markada, 'kış ucuzluğuna' güya yeni başladı. Ucuzluk başlamadan vitrinlerde mal kalmadı.
Cumartesi-pazar ve dün yollarda kar, buz var. Ama millet yine de çarşı, pazar dolaşıyor. "Belki ucuz iyi bir şey bulurum" diye... Arabalar gitmiyor ama vatandaş, alışveriş merkezine koşa koşa gidiyor. Ve torbalarınla düşe kalka evine dönüyor.
Aman nazar değmesin. O mağazaların boşalması patronların yeni üretim yapması demek. Yeni üretim demek yeni işçi demek. İşçi demek de en büyük sorun işsizliğin belini kırmak demek. Allah'tan bu ülkede darbelerle hiç uğraşmayan vatansever ciddi insanlar da var.
Muazzez Ersoy ile Madonna arasındaki fark!
Geçen hafta dünya TV'leri Haiti depremi için yapılan yardımlara geniş biçimde yer verdi. Özellikle dünyaca ünlü şarkıcıların verdiği konserler, Amerikalı oyuncuların telefon bağlantıları para toplaması... Hep bildik şeyini yiyeyim ayakları. Bizde de sık sık olurdu. Ne hikmetse son aylarda olmuyor. Her halde telefona çıkan bulunamıyor. Çünkü işin şeyini çıkarmışlardı. Allah'ın her günü başka bir dernek veya vakıf...
Her neyse benim demek istediğim başka şimdi.
Ben kimin ne kadar bonkör olduğuna baktım. Ama öyle konserde şarkı söylemekle veya TV programına katılmakla değil. "Kim elini cebine atıp ne kadar para çıkarmış" buna baktım. Madonna Hanım 250 bin dolar bağışlamış.
Konser başına 2 milyon dolar alan Madonna sadece 250 bin dolar yani 375 bin lira vermiş. Kızım o para ne ki? Bizim Kozyatağı'nda daire bile alamazsın.
Size söz veriyorum yarın bizim Beyazıt Öztürk, Cem Yılmaz, Muazzez Ersoy'un Kocaeli depreminde neler yaptıklarını, verdiklerini anlatacağım. Bizimkilerin gönül zenginliği 30 tane Madonna eder...