Haber, Merkez Bankası''nın eski Başkanı Gazi Erçel''in anlatımlarına dayanıyordu. Erçel, Menderes''in kendisine hediye edilen bir saati, Hazine''ye kaydettirdiğini ve kasaya koydurttuğunu iddia ediyordu.
Gazi Erçel''in anlattıkları doğru değil, yanlış.
Haberin tek doğru yanı Hazine''nin kasasında bir saat bulunması. Ancak, o altın saati kasaya eski Başbakanlardan Adnan Menderes koydurtmadı.
O saat başkasına ait.
* * *
Aslında, kasadaki altın saatle ilgili ortada bir sır yok. ''''Sır'''' denilen konu, tam 39 yıl önce 1966 yılında çözülmüştü...
O yıllarda Hazine Müsteşarlığı''nın adı Hazine Genel Sekreterliği''ydi. Genel Sekreterlik, bugün Gümrük Müsteşarlığı olan Ulus''taki Maliye Bakanlığı''nın bir katında faaliyet gösteriyordu.
1966''da, Hazine Genel Sekreterliği''ne şifreli bir kasa getirildi. Kasa dev boyuttaydı, yüksekliği bir adam boyunu geçiyordu. Büyük bir güçlükle binaya sokuldu. Hazine Genel Sekreteri''ne teslim edildi. Kasa, Genel Sekreterliğin ''''sekreterya'''' bölümüne yerleştirildi. Sekreteryanın bir kapısı Genel Sekreterlik makamına, diğer kapısı da Umum Müdürlüklerden birine açılıyordu.
Kasanın şifresini ise, sadece Genel Sekreter biliyordu.
Açma yetkisi de bir tek O''na aitti.
. . . . . . . . . .
Kasa dev boyutlardaydı. Ancak, adeta içi bomboştu. İlk bakışta, bazı eski yazışmalar göze çarpıyordu.
Ayrıca, içinde Merkez Bankası''ndan alınan 10 milyon lira para vardı.
O yıllarda kambiyo rejimi bu günkünden çok farklıydı. Her türlü dövizi taşımak ve bulundurmak suçtu. Üzerinde dövizle yakalanan ''''kaçakçı'''' muamelesi görüyordu. Hakkında işlem yapılıp, cezaevine gönderiliyordu.
Kasadaki 10 milyon lira da döviz kaçakçıları ile mücadele için ayrılmıştı. Emniyet, döviz kaçakçılarını takip ediyor, ''''suçüstü'''' yapmak için Hazine Genel Sekreterliği''ne başvuruda bulunuyordu:
''''Takip ettiğimiz bir kaçakçılık şebekesini çökertmek için cürm-ü meşhud yapmayı plânlıyoruz. Operasyon için gerekli Türk Lirası''nın tarafımıza verilmesini tensiplerinize arz ederiz.''''
Hazine parayı Emniyet''e veriyor, polise döviz satmak isteyen kaçakçılar suçüstü yakalanıyor, tahsis edilen para da tekrar kasaya geri dönüyordu.
O, on milyon lira defalarca Emniyet''e gidip geldi. Merkez Bankası''nın tahsis ettiği para ile pek çok kaçakçılık şebekesi çökertildi.
* * *
Şimdi, gelelim kasadaki saate...
Saat, Hazine Müşaviri Ziya Müezzinoğlu tarafından oraya konulmuştu.
Menderes''in olduğu iddia edilen altın saat, Müezzinoğlu''na ''''Yılbaşı hediyesi'''' olarak gelmişti. Hediyeyi gönderen isim ise, dönemin Ziraat Bankası Genel Müdürü Mithat Dülge''ydi.
Ziya Müezzinoğlu, bu saati kullanmak istemedi. İade etmeyi düşündü, ancak ''''memur terbiyesi'''' bunu engelledi. Çünkü Mithat Dülge, Ankara Bürokrasisi''nin çok önemli isimleri arasındaydı. Ayrıca, Müezzinoğlu''ndan daha üst bir makamda bulunuyordu. Saati geri göndermesi, hiç de hoş olmayacaktı.
Müezzinoğlu, bir süre düşündükten sonra formülü buldu...
Saati, Hazine Genel Sekreterliği''nin kasasına teslim etti. Hem hediye sahibini rencide etmedi, hem de kendisini rahatlattı.
Dönemin Hazine Genel Sekreteri de, Ziya Müezzinoğlu da hayatta...
Daha ayrıntılı bilgi isteyen, kendilerine başvurabilir.
* * *
Kasada 1966 yılında tek saat vardı...
O da daha sonra Maliye Bakanlığı görevine kadar yükselecek olan Ziya Müezzinoğlu''na aitti.
Eğer Adnan Menderes de saat bırakmış olsaydı, kasada iki saat olacaktı. Ayrıca, 1961 yılında idam edilen Menderes''in, 1966 sonrası kasaya saat teslimi de mümkün değil.
Kendi anlatımına bakılırsa, Gazi Erçel, söz konusu saatle 1981 ya da 1982''de karşılaştı. Belli ki, üzerindeki ''''Bana hediye edilen saati saklanması kaydıyla emanete bırakıyorum'''' mealindeki yazıyı görünce, bunun Menderes''e ait olduğunu düşündü.
Ama yanıldı!
Sadece Gazi Erçel yanılmış olsaydı, problem değildi. Söyledikleri gazetede yayınlanınca, yüz binlerce okuyucu da yanıltılmış oldu.
Bize de düzeltmesi düştü.
Emin Pazarcı
Güncellenme Tarihi : 17.3.2016 10:57