Gündem
  • 26.2.2008 13:53

'EMZİRME YARDIMINDAN KESTİLER AMA KENDİLERİNİ UNUTMADILAR'

ANKARA - Sosyal güvenlik yasa tasarısının TBMM'deki alt komisyon görüşmelerinde Komisyon Başkanı AKP'li Zekai Özcan'dan habersiz olarak AKP'li diğer üyelerce milletvekili emekli aylıklarında artış yapılması, sendikacılardan büyük tepki aldı.
Emzirme yardımı bile yük getireceği gerekçesiyle altı aydan bir aya çekilirken, milletvekillerine sağlanan kıyak düzenlemeyle bütçeye ağır yük getirildiğine dikkat çeken sendikacılar, tasarının meşruiyetini kaybettiğini belirtti. Özcan'ın tasarıya 'korsan' olarak girdiğini ifade ettiği kıyak düzenlemeyle milletvekillerinin emekli aylığı 1050 YTL, emekli olup da yeniden seçilen milletvekillerinin emekli aylıkları da 1.500 YTL artacak.

'Para vekillere gitti'
Milletvekilleri, operasyonlarda yaralanan güvenlik kuvvetleri dışında herkesin ödemek zorunda olduğu sağlıkta katkı payından da kendilerini muaf tutarak, eski-yeni tüm milletvekillerinin sağlıkta katkı paylarının TBMM bütçesinden karşılanmasını sağladılar. İşç i liderlerinin 'vekile kıyak emeklilik'le ilgili eleştirileri şöyle:
Mustafa Kumlu (Türk-İş Genel Başkanı): Tasarının ilk halinde, sadece yaşı tutmadığı için emekli olamayan eski milletvekillerine 1500 YTL temsil tazminatı ödenmesi vardı. Onlara verecekseniz, prim gün sayısı dolan ancak yaşı tutmadığı için emekli olamayan işçilere de verin dedik. Onu çıkardılar, daha da adaletsiz bir düzenleme getirdiler. Çalışanlar adına bu kadar olumsuzlukları bir arada toplayan tasarının içine vekillerin aylıklarını artırmaya yönelik bu tür bir düzenleme konulmasını hiç etik bulmuyoruz. Altı ay için öngörülen emzirme yardımını bir aya indirdiler. Oysa emzirme yardımının yıllık maliyeti 30-40 milyon YTL idi, kendilerine sağlanan ayrıcalıkların maliyeti çok daha fazla olacak.

'Bu fırsatçılıktır'
Hak-İş Genel Başkanı Salim Uslu: Milletvekillerinin maaşlarının miktarıyla ilgili değilim, maaşlar üzerinden seçilmiş insanları top ateşine tutmak çok da doğru gelmiyor. Ama böyle bir artışın sosyal güvenlik yasası içinde düzenlenmesini de çok etik bulmuyorum. Hatta çok fazla fırsatçı bir görüntü veriyor. Sosyal güvenlik reformu böylesine sorunlu bir şekilde kamuoyunda tartışılırken, tasarının içeriğine yönelik katkı vermek yerine; 'Hazır önümüze kanun gelmişken biz nasıl fırsatı değerlendiririz' şeklindeki bir yaklaşım bana şık gelmiyor.


 

Çelebi: Ayrıcalıklı bir düzenleme, etik değil
Süleyman Çelebi (DİSK Genel Başkanı): Tasarı bir yandan sosyal güvenlik haklarını kısıtlayan düzenlemeler getiriyor, bir yandan da milletvekilleri ve yakınları için ayrıcalıklı düzenleme yapmaya çalışıyor.
En hafif ifadeyle bu bir tutarsızlıktır, özel ve ayrıcalıklı bir düzenlemedir. Anayasa'nın eşitlik ilkesine, hak ve adalet duygularına da aykırıdır. Bu, siyasal ve toplumsal etikle bağdaşmaz. Başkaları için eşitlik gözetmeyenler kendileri için de en kıyak durumları kullanmaktan geri durmalılar. Yıpranma haklarının kaldırılmasını gündeme getirdiğimizde bakan, 'Kimseye kıyak çekmeyeceğiz' demişti. Bu kıyak değilse nedir? Bir an önce yapılan hatadan geri adım atılmak zorunda.

'Meşruiyetini kaybetti'
İsmail Hakkı Tombul (KESK Genel Başkanı): Üç yıldan beri dile getirdiğimiz itirazlarımızın hiçbiri ne 5510'da, ne de bu tasarıda dikkate alındı. Bu yasa bizim açımızdan geniş halk kesimlerini, emekçileri yoksulluğa, yoksunluğa itecek düzenlemelerin en önemlisidir. Milletvekilleri, toplumun geniş kesimlerini bu denli ilgilendiren olumsuzlukları düzeltmek yerine sadece kendi durumlarını iyileştirerek, tasarının toplumsal meşruiyetini iyice ortadan kaldırmıştır.
Halkı değil kendilerini düşündüklerini gösterdiler. Bu tasarı asla kabul edilemez, çünkü meşruiyeti kalmamıştır. Şiddetle karşıyız.

(RADİKAL)

Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 13:41

İLGİLİ HABERLER