ENGİN ARDIÇ BELEDİYE BAŞKANLARIYLA DALGA GEÇTİ... NASIL MI?

Teyzem de dayım olacak Gazetelerde ara sıra birtakım belediye reislerinin cafcaflı ''icraat programları'', daha doğrusu bol keseden atıp tutmaları yayınlanır: İstanbul, Paris olacak! Kayseri, Viyana olacak! Şırnak, Prag olacak! (Ben bunlara ''reis'' demeyi tercih ediyorum, eskiden de öyle denirdi; çünkü birtakım yağcılar bunların çevresinde ''başkanım, başkanım'' diye dolandıkça adamlar kendilerini George Bush sanmaya başlıyorlar... Bildiğin belediye resi yahu...) Bu abartı, ilçe ''bazında'' da geçerlidir. Geçenlerde bir gazetemiz ''Çekmece, Venedik olacak'' demişti. Dün de bizim arkadaşlar ''Talimhane''nin Şanzelize olacağını'' yazmışlar. Hay Allah, ben Bağdat Caddesi''nin Şanzelize olacağını sanıyordum, demek ki anakent ile yavrukent reisleri aralarında anlaşamıyorlar. Bağdat Caddesi''nin bir kısım kaldırımı, gerçekten de, halk rahat okusun diye ''Şanzelize'' şeklinde yazdığımız Champs-Elysees gibi oldu: Taş aynı taş. Lakin, bizimkinin üzerinde bir sürü leke var, sakız, balgam, sidik, çöp tenekesi sızıntısı ve ''sabunlu dükkan suyu'' lekesi... Taşların çoğu daha şimdiden yerinden de oynamış durumda, basınca altından foş diye yağmur suyu foşluyor, ve de arabalar kaldırım kenarına dikilmiş ışıklı çubukların çoğunu ezdi geçti bile... İşte Talimhane de öyle olacakmış, hele ''otopark sorunu'' bir çözülsün. ''Şanzelize'' tabir ettiğiniz caddede otoparkı yerin altına aldılar, bizim yokuşlarda biraz zor ama... Baron Haussmann, bundan yüz elli yıl önce Paris izbelerini tıpkı Bedrettin Dalan gibi yıkıp geçmiş, fakat yolların iki yanına da hemen görkemli yapılar kondurmaya başlamıştı... Bizim Baron Dalan Tarlabaşı''nı yalnızca yıktı. Ortaya iğrenç bir ''bombardıman sonrası'' görüntüsü çıktı. Şimdi orayı Şanzelize yaparsınız, Recep Tayyip Erdoğan da Jacques Chirac, pardon, halk anlasın diye Jak Şirak olur belki. Hadi Tarlabaşı''nı anladık da, şimdi yerinde yeller esen eski Taksim Topçu Kışlası''nın bomboş ''talim sahasına'' otuzlu yıllarda birbirinden kelek ve kara suratlı yapıların üstüste yığıldığı, daracık sokaklı Talimhane zaten olsa olsa Şanzelize olur, Champs-Elysees değil... Yahu bir de ''Şanzelize Pavyon'' vardı Beyoğlu''nda, bizim gençliğimizde, orayı ne yapacaksınız? Yavrum, bir adım daha atın, Hacıhüsrev''i de Saint-Germain, pardon, Sen Jermen yapın da memleket kurtulsun. Oralarda dolanacak Fransız''ı nereden bulacağız demeyin, ithal ederiz. Çekmece''ye de İtalyan getirtiriz. Orası da Venedik adayı. Oranın reisi de böyle söylüyor. Denizle göl arasını temizleyecekmiş, böylece al sana Venedik. Haklıdır. Küçükçekmece, yüzyıllar boyu bütün Doğu Akdeniz''e hükmetmiş bir şehir devleti, büyük bir ticaret imparatorluğu olmuştur. Daha sonra bağımsızlığı Napoleon (pardon, Napolyon) tarafından ortadan kaldırılınca Türkiye Cumhuriyeti''ne katılmıştır. Sarayları, operası, gondolları ve gondolcu şarkıları meşhurdur. Örneğin bunlardan biri ''biz Çekmece gölünde her gece mehtaba çıkardık'' şeklindedir. Üstelik, tren hattı da, tıpkı Mussolini''nin yaptırdığı o upuzun köprüden geçip şehire yaklaşır gibi, Florya''dan Menekşe''ye dönüp Kanarya üzerinden Halkalı''ya yönelir. Denizin içinden gider gibidir. Fakat sivrisineği boldur, artık o kadarcık da olacak. Evet, bir durgun su ve sivrisinek cennetidir Venedik, pardon, Küçükçekmece. Belki ''türüz'' mürüz de gelir lan Venedik gibi... Yapın valla. Boyacı Arap Selahattin''i de Othello diye salarız ortalığa! ENGİN ARDIÇ AKŞAM Güncellenme Tarihi : 17.3.2016 11:11