Medya
  • 13.12.2003 12:20

ENGİN ARDIÇ, ÖNÜNE GELENE BİNDİRDİ...

ENGİN ARDIÇ/ STAR Füzyon şeriat! Hani hep derler ya, 'kardeşim, bizde sosyalizm olsa, biz onun da cılkını çıkarırız'... Ya da 'kendimize benzetiriz' derler... Bunu demokrasiye de uygulayabilirsiniz, faşizme de, şeriatçılığa da. Hep söylerim, Türkiye'nin güvencesi, laçkalığıdır... Bu çapaçulluk, evet, ülkemizi ileri götürmez ama hepten geri de götürmez. Türkiye, debelenir durur kendi paçallığı içinde. Çıkmaz da batmaz da. Bardak ve su meselesi gene, ister olumsuz yorumlayın ister olumlu. Bakın, 'hükümete yakın' bir arkadaşımız soruyor: 'Erdoğan kim ki Türkiye'ye şeriatı getirecek?'... Hay ağzına sağlık, ben de bunu anlatmaya çalışıyorum. Bizim demokratımız, batılı demokrat yanında soytarı kalır. Bizim komünistimizin de, sosyalistimizin de örneğin Rus 'ağabeyleri' yanında şaklaban kalmış olduğu gibi. Herifler iktidara darbeyle gelip yetmiş beş sene de gitmiyor, bizimkiler de Moskova'dan el altından gönderilen ödeneği kim cebellezi edecek diye birbirlerini ihbar ediyorlardı. Bizim faşist azıcık İtalyan faşistini andırır, onlar da 'Berlin'den bakınca' çok farfara ve yeteneksiz görünüyorlardı... Alman faşistleri elli beş milyon insanın ölümüne yol açtılar, bizimkilerin arkalarında bıraktıkları ceset sayısı hepi topu birkaç bin! Auschwitz'in yanında bizim Erenköy villası tatil köyüydü. Arap şeriatçıları yanında da Türk şeriatçısı palyaçodur. Ben zaten İnternet'te site kuran, bombalama emirlerini cep telefonuyla veren şeriatçıyı da anlayamıyorum, yani 'gavur fenninden' yararlanıp onu kendi silahıyla mı vuruyorlar? Pek severler de gavurun 'atom, füze' falan muhabbetlerini... Bak, kız ne diyor? 'Babam günahtır diye eve televizyon almıyor!'... Haşşöyle, hayvan hayvanlığını bilsin. AKP adı verilen partinin dinci olduğu söyleniyor. 'Lap-top' bilgisayar kullanan, Mercedes süren, karılarının boyun atkısı Burberry's, çarşafı da Versace olan adamlar mı yani? Kuzum bu AKP necidir? Bu parti beni çok eğlendiriyor: Başkasının varsayılan yolsuzluğunun üzerine yiğitçe gibi gösterdiği alaturka sinsilikle giden ama kendi söküğünü dikemeyen, iftar yemeği dağıtıp memuru emekliyi aç bırakan, bayram günü belediye otobüsünü bedava yapıp bayram ertesi de bilete zam bindiren aslanlar... Sermayenin el değiştirmesi misyonunu üstlenmiş, laik müteşebbisin belini kırıp 'kendi dinci burjuvazisini' yaratmaya çalışan ekonomi reformcuları... Hiç korkmayın, bu 'popülizm' rejimin de en sağlam emniyet musluğu. AKP Türkiye'ye şeriatı getiremez. Dinci olmadığı için değil, yeteneği olmadığı için. Kaldı ki, bu kadar çürümüş bir ülkede radikal değişiklik yapılamaz. Sıfırdan kurulan devletin, diyelim Zambia'nın işi bizden daha kolaydır bu hususta. Kendilerini yeterince güçlü hissettikleri 'muhayyel' bir gelecekte eskaza şeriata geçmeyi de deneseler, Türkiye nasıl olacaktır biliyor musunuz? Çift hukuklu bir çorba, örneğin dört karıyla evlenilen, ama mirastan kız evladın da pay aldığı... İçki satışı yasak ama el altından da, tıpkı yirmili yılların Chicago şehrindeki gibi bir 'bootlegger' sektörü gelişmiş, kapısı parolayla çalınan gizli meyhaneler, 'gin joints'... Ve tıpkı Suudi kültüründe olduğu gibi, kara çarşaf altından kapı arasında 'veren' bunalımlı kadınlar! Yatılı medresede birbirlerini beceren toraman kasaba oğlanları... Padişah adayı bulup çıkaramayan Osmanlıcılar... İslam dünyasında hiçkimsenin halife olarak tanımayacağı 'kendinden menkul' halife bozuntuları... Arap yazısı zor geldiği için onu kullanmayıp Latin alfabesini tercih eden kara cüppeliler, tıpkı örgüte emirlerini Türkçe veren Apo gibi... Hani şu son zamanlarda moda olan 'füzyon' müziği gibi canım, darbuka ve kanun taksimiyle başlayıp selis bir Fransızca'yla devam eden şarkılar var ya, Helene Segara söylüyor... Esas olarak Fransa'da yaşayan Magrip gençlerine kompakt disk satıp paralarını almaya yönelik... Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:14

İLGİLİ HABERLER