Gündem
  • 16.9.2024 17:44

Erdoğan : Adaleti reytinge kurban etmeyin

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe'deki 1. Dönem Hakim ve Savcı Yardımcıları Eğitimi Açılış Töreni'nde konuştu. Erdoğan, yargıda vesayet odaklarına izin vermeyeceklerini ve FETÖ ile mücadeleyi sürdüreceklerini vurguladı. Ayrıca, sosyal medyanın büyük bir operasyon aygıtı haline geldiğini ve masum çocukların naaşı üzerinden siyasi hesap yapılmasına müsaade etmeyeceklerini belirtti. Hakim ve savcıların en iyi şekilde yetişmesi için fedakarlık yaptıklarını ifade eden Erdoğan, 2002'den bu yana hakim ve savcı sayısındaki önemli artışı dile getirdi.

"2002 yılında 9 bin civarında olan hakim savcı sayımız neredeyse 3 kata yakın bir artışla bugün 25 bine yaklaştı. 

Şu ayrımı çok iyi yapmamız şarttır. Hukuk fakülteleri ideal ve mevzu hukuku öğretir. Mesleki bilgi, beceri ve yeterlilik ise fakülte eğitimini aşan bir çabayı gerektirir. Mesleki olgunluk ve yeterlilik bizzat o mesleği icra ederek gelişen melekelerdir. Bilgiyi, hikmet ve irfanla buluşturan değerlerdir. Fakat değerler ile bilgi arasında bağ kurmayı sağlayan köprü ise tecrübedir. Hazreti Mevlana'ya atfedilen bir sözde bu ayrım şöyle anlatılıyor: 'Gençlerin aynada göremediklerini yaşlılar bir tuğla parçasında okurlar.'"

"YARDIMCILARIN SINAV VE DEĞERLENDİRME SÜREÇLERİNİ YOĞUNLAŞTIRDIK"

Erdoğan, bilgiye erişmenin çok kolay olduğunu, cep telefonu veya bilgisayardan istenilen bilgiye süratle ulaşıldığını ama tecrübe ve bilgeliğin, insanı malumat yığını arasında yolunu kaybetmekten koruyan bir rehber olma vasfını halen koruduğunu belirtti.

Hakim ve savcı yardımcılığı mekanizmasıyla bu dengeyi tutturmaya, bilgiyle tecrübeyi harmanlamaya çalıştıklarını aktaran Erdoğan, "Yeni yetiştirme modelimizle sizlerin ve sizden sonra geleceklerin mesleğe en iyi şekilde hazırlanmasını amaçlıyoruz. Buna göre adaylıkta süre 2 yılken yardımcılıkta süreyi 3 yıla çıkardık. Akademideki eğitim süresini 7 aydan 10 aya yükselttik. Böylece yardımcıların 300 saat daha fazla eğitim almalarını sağlayacağız." diye konuştu.

"Geçmişte yargı araçsallaştırılarak bu millete çok büyük acılar yaşatıldı. 1960'dan beri bu ülkede yargı, üzülerek söylüyorum sivil siyaseti sınırlamanın, siyasete istikamet çizmenin yani vesayetin bir vasıtası olarak kullanıldı. Darbe dönemlerinde katledilen demokrasimizle özellikle adalet, adalete duyulan güven oldu. Yassıada mahkemelerinin, 12 Eylül mahkemelerinin verdiği kararların utancı, yıllarca adalet sistemimizin peşini bırakmadı. 28 Şubat döneminde işlenen hukuk cinayetleri, yıllar boyunca milletin vicdanını kanatmaya devam etti. Vesayetçilerin milleti hizaya sokmak için kullandığı bir sopaya dönüşen yargı kurumu görüntüsü, Türk demokrasisinde çok derin yaralar açtı.

Önce 17-25 Aralık emniyet yargı girişiminde, ardından 15 Temmuz ihanetinde FETÖ'cü militanların pervasızlıklarını çok iyi hatırlıyoruz. Karar alırken hukuk ve vicdanları yerine, bağlı oldukları örgüte veya vesayet odaklarına bakanların bu ülkeye verdiği zararın faturasını halen ödüyoruz. Ülkemizi ve milletimizi bir daha böyle sınamalarla karşı karşıya bırakmamakta kararlıyız. Devletimizi vesayet aparatlarından ve FETÖ artıklarından ne kadar temizlemiş olursak olalım dikkati ve ihtiyatı elden bırakmadan mücadeleyi sürdüreceğiz."

Etkileşim odaklı yeni medya düzeninin en büyük kurbanının adaletin temel ilkeleri olduğunun altını çizen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sanal alemde karşılıklı mevzilenmiş infaz mangaları, her gün hedef tahtasına konacak bir şahıs, olay ve kurum mutlaka buluyor. Masumiyet karinesinin ihlal edilmesinden hoyratça yapılan aşırı genellemelere, hakim ve savcılarımızın hedef gösterilmesinden itibar suikastlarına varıncaya kadar hukuk adına pek çok hukuksuzluğa imza atılıyor. Sadece adalet kurumuna değil toplumun iç barışına da zarar veren bu furyanın hep birlikte önüne geçmemiz gerektiği kanaatindeyim." 

"SORUŞTURMANIN SELAMETİNİ KORUMAK HERKESİN MESULİYETİDİR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, adalet ve vicdan ölçüsünün başka hiçbir duygunun esiri olmaması için hızlı bir süreç yönetiminin faydalı olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu:

"Toplumun ilgisine mazhar olan her olayda haber ve bilgi alma hakkına elbette saygı duyuyoruz ancak toplumun merakını gideren yayınlar yaparken yürüyen soruşturmanın selametini de korumak, gözetmek herkesin mesuliyetidir. Ceza soruşturmalarında gizlilik kuralının gayesi hakikati örtmek değil maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasını engelleyecek müdahalelerin önüne geçmektir. Milletimizin gündemini meşgul eden ve 85 milyon olarak hepimizin yüreğini yakan son hadiselere bu zaviyeden bakılmasında yarar görüyoruz."

"ADALETİN REYTİNG VE ETKİLEŞİM AVCILIĞINA KURBAN EDİLMESİNE GÖZ YUMMAMALIYIZ"

"İnsanlık olarak, toplum olarak nereye gidiyoruz?" sorusunun çok sık sorulduğu bugünlerde daha soğukkanlı olunması gerektiğini söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Adaletin tecellisine destek vermeliyiz. Masum çocukların naaşı üzerinden milletin inanç değerleriyle, toplumun temeli olan aile kurumuyla, dini müesseselerle siyasi ve ideolojik hesap görülmesine müsaade etmemeliyiz. Adaletin reyting ve etkileşim avcılığına kurban edilmesine göz yummamalıyız. Bu konuda herkesin, başta medyamız olmak üzere, tüm sorumluluk sahiplerinin azami hassasiyet göstermesi gerektiğine inanıyorum."

Erdoğan, bölücü terör örgütünün katlettiği binlerce bebek, çocuk ve genç için bugüne kadar seslerini çıkarmayanların riyakarlıklarını ibretle takip ettiklerini belirterek, şu ifadeleri kullandı:

"Daha düne kadar bölücü canilerin terör eylemlerini aklama yarışına girenler, bugün vahşi bir cinayet üzerinden millete vicdan, ahlak, insanlık dersi vermeye kalkıyor. Katledilen çocuklar arasında bile ayrım yapacak kadar istismar siyasetine bulaşanları milletimizin takdirine havale ediyoruz. Milletimiz, derin irfanıyla kimin nerede durduğunu görmekte, kimin ne yapmaya çalıştığını gayet iyi bilmektedir."

Güncellenme Tarihi : 16.9.2024 17:57

İLGİLİ HABERLER