ERDOĞAN NEDEN 'DURUP DURURKEN' MEDYAYA KIZDI?
AHMET HAKAN'IN HÜRRİYET'TEKİ YAZISI:Niye çattın kaşlarını
EĞER bugün bir "Tayyip Erdoğan efsanesi" varsa, bu efsaneyi besleyen ve büyüten en önemli unsur "medya"dır.
Durun, hemen "saçmalama" falan demeyin de ne demek istediğimi anlatayım.
Olay şöyle gelişmiştir:
Medya, abartılı bir şekilde "anti-Tayyip" çizgi izlemiştir.
Erdoğan da gardını alıp "anti-medya" duruş sergilemiştir.
Böylece...
Bu savaştan "Büyük güçlerle savaşan halk kahramanı" imajı doğmuştur.
Hatırlayalım:
"Medya-Erdoğan" kavgasının zirvede olduğu dönemlerde, Erdoğan "merkez kaç güç" idi.
Gücünü "merkez"den değil, medyadan en az etkilenen toplumsal kesitten, yani "çevre"den alıyordu.
Bu nedenle...
Merkezi temsil eden "medya", Erdoğan’ı tüketmek amacıyla dövdükçe, Erdoğan daha da güçleniyordu.
Yani...
"Merkez medya", yaptığı taktik hatasıyla, hiç arzu etmediği halde, Erdoğan’ın bir "efsane" haline gelmesine epey katkıda bulunmuştur.
***
Hadi biraz örnekler üzerinden gidelim...
Erdoğan’a Başbakanlığın kapısını aralayan o yerel seçimi hatırlayalım. Yani İstanbul Belediye Başkanlığı seçimini.
O seçimde ne olmuştu?
Ne olacak?
Erdoğan medya tarafından "tehlikeli aday" ilan edilirken, Erdoğan’ın karşısındakiler "cici" ilan edilmişti.
O zaman medyada genel hava şuydu: "Erdoğan kazanmasın da kim kazanırsa kazansın."
Bazı televizyon programlarına Erdoğan çıkarılmıyordu.
Gazetelerde Erdoğan ile ilgili haberler ancak aleyhte olduğunda manşet oluyordu.
Sonuçta Erdoğan, şu üç açıdan kazançlı hale geliverdi:
BİR: İsmini büyüttü. Tanınır hale geldi.
İKİ: Mağdur durumuna düştü.
ÜÇ: Medyaya kafa tutan bir adam görüntüsü verdi.
***
Ama artık devir değişmiştir.
Ne medya eski medyadır, ne de Erdoğan eski Erdoğan’dır.
Her şeyden önce "medya", cepheci yaklaşımını terk etmiş, normalleşmiştir. Erdoğan da "merkez" ile "çevre"nin kavgasından beslenen siyaset anlayışından vazgeçmiş, merkeze yaklaşmıştır.
Tamam, kabul...
Bazen hem medya, hem de Erdoğan "arıza" çıkarmaktadır.
Ama bu durum bir normalleşme dönemini yaşamakta olduğumuz gerçeğini değiştirmemektedir.
***
O zaman gündemdeki soruyu soralım:
Erdoğan neden durup dururken medyaya çatmıştır?
Bence yanıt açıktır:
Erdoğan, "medya ile kavgalıyım" görüntüsü vererek, tıpkı eski günlerde olduğu gibi yine kazanacağını sanmaktadır.
Ancak...
Fena halde yanılmaktadır.
Çünkü...
Ortada "medya-Erdoğan" kavgasına gerekçe olabilecek malzeme yoktur. Bugün ne hükümet, ne de Kadir Topbaş, "hak ettiğinden" fazla ya da eksik eleştirilmektedir.
Hal böyle olunca...
"Elimde dosyalar var. Zamanı geldiğinde açıklarım ha" diye tehditler savurmak, Erdoğan’ın aleyhine yazar.
Eğer Başbakan, "Ben eskiden medyaya çatınca puan alırdım, şimdi neden olmuyor" sorusunu kendine sormak istemiyorsa...
Artık eski tip yaklaşımların prim yapmadığını fark etmelidir.
Aksi takdirde günümüzün mağduru medya olur.
Ve medya cephesinden, Neşet Ertaş türküsüne gönderme yapılarak, şu acıklı sesleniş işitilir:
"Niye çattın kaşlarını / Bilmiyom yar suçlarımı" Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 04:33