Gündem
  • 16.2.2022 16:21

Erdoğan : Şöyle veya böyle fiyatları indireceğiz, elektrikte müjdemiz var

 Recep Tayyip Erdoğan, Birleşik Arap Emirlikleri ziyareti sonrası uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı.

YUNANİSTAN'A ADALAR MESAJI: BİZİ GÜNDEME GETİRMEK MECBURİYETİNDE BIRAKABİLİRLER

SORU: Yunanistan'ın Ege Denizi'ndeki adaları silahlandırması sorunu üzerinden Türkiye ve Yunanistan arasında bir gerilim var. Son olarak Türkiye'nin 'Yunanistan bundan vazgeçmezse bu adaların egemenliği tartışılır" sözlerine Atina'dan yanıt geldi, "Bu suçlamaları reddediyoruz" deniliyor. Netleştirmek adına; bizim itirazımız ne? Silahlandırma sürerse Türkiye'nin Atina'ya karşı ne tür adımları olabilir?

Silahsızlandırılmış statüde bulunan adalarda anlaşmalara aykırı olarak yürütülen askeri faaliyetlere sessiz kalmamız mümkün değil. Nitekim bu konuyu BM'nin gündemine taşıdık. Önümüzdeki dönemde de gündemde tutmayı sürdüreceğiz. Bu konuda ayrıca Bakanımız bunlara bir uyarıda bulundu. Fakat Yunanistan'ın bu işi böyle devam ettirmesi halinde tabii ki gerekli olan neyse bu uyarıyı biz de en üst düzeyde yaparız. Çünkü malum, adalar konusu hep tartışmalıdır. Bizi bu tartışmalı konuları gündeme getirme mecburiyetinde bırakabilirler. Bunun için de Bakanım "Bizi bu konuları tartışmaya açmak zorunda bırakmasınlar" diye onlara alt düzeyden bir uyarı yaptı. Hayırlı da oldu.

"BU YENİR YUTULUR BİR ŞEY DEĞİL"

SORU: Son dönemde Türkiye ile Orta Doğu ülkeleri arasındaki ilişkiler ivme kazandı ama yakın zamanda Batılı bir ülkeye, özellikle Avrupa Birliği ülkelerine herhangi bir ziyaret olacak mı? Mültecilerle ilgili daha önce başlatılan bir süreç var. Bu anlamda görüşmeler devam edecek mi? Bununla ilgili Avrupa Birliği'nden Türkiye'ye yardım konusunda yeni bir taahhüt söz konusu mu? Bir de yakın zamanda kıyafetlerine el konarak sınır dışı edilen ve Yunanistan sınırında donarak ölen mültecilerin sayısı arttı. Buna yönelik yorumunuz nedir?

Özellikle Yunanistan sınırında 19 insanın donarak ölmesi yenilir yutulur bir olay değil. Tabii biz bunu Avrupalılara her halükârda duyuruyoruz. Elbette göçmenler için kendi yaptıklarımızı da duyuruyoruz. Bundan sonra da yine duyurmaya devam edeceğiz. Diğer taraftan, Avrupa'da "görüşme yapalım" diyen devlet başkanları var. Onlarla da belki bu hafta veya önümüzdeki hafta içerisinde video konferans görüşmeleri yapmaya devam edeceğiz. Bu arada mesela Hazine ve Maliye Bakanımızın bir İngiltere seyahati oldu ve buradaki görüşmeleri çok çok verimli geçti. Tabii Ukrayna ve Birleşik Arap Emirlikleri'ne gerçekleştirdiğimiz ziyaretlerimizin yanı sıra yakın bir zamanda gerek İsrail'in Türkiye'ye yapacağı ziyaret gerekse bizim Senegal ve Kongo'ya yapacağımız ziyaretler de önümüzdeki dönemin en can alıcı hareketliliği olacak. Temennimiz o ki bu ziyaretleri verimli bir şekilde sürdürmeye devam edelim. Bu konuda ilgili bakan arkadaşlarımız da yeni ziyaretlerini sürdürmeye devam edecekler. Örneğin önümüzde bir Münih Konferansı var. Münih Konferansı'na Dışişleri Bakanımız katılıyor, orada bazı görüşmeler yapacaklar. Bunun dışında, Cumhurbaşkanlığı Sözcümüz İbrahim Kalın ve Dışişleri Bakan Yardımcımız Sedat Önal'ın bir İsrail ziyareti olacak. Sayın Herzog'un ülkemize planlanan ziyaretinin hazırlıklarını ele alacaklar. Bu trafiği biz bu şekilde devam ettiriyoruz.

"TÜRKİYE-İSRAİL İLİŞKİLERİ AÇISINDAN İYİ OLACAKTIR"

SORU: Birleşik Arap Emirlikleri ile ilişkilerde yeni bir dönemin başladığını anlıyoruz. Aynı çerçevede Suudi Arabistan ile de benzer bir yakınlaşma olacağı yönünde haberler çıkmıştı. Yakın zamanda bir Riyad ziyareti söz konusu mu? Oradaki görüşmeler nasıl ilerliyor? Bir de İsrail Cumhurbaşkanı da mart başında Türkiye'ye geliyor. Bu ziyaretten beklentileriniz nelerdir?

Biz Suudi Arabistan'la da olumlu diyalogumuzu sürdürüyoruz. Önümüzdeki dönemde somut adımlarla ilerleme arzusundayız. Suudi Arabistan ile bu süreci olumlu istikamette geliştirelim istiyoruz. İsrail Cumhurbaşkanı Sayın Herzog'la da muhtelif vesilelerle olumlu telefon görüşmeleri gerçekleştirmiştik. Kendisinin mart ayında ülkemize bir ziyareti öngörülüyor. Tabii bu ziyareti olumlu karşılıyoruz. İnşallah uzun bir aradan sonra böyle bir adımın atılması Türkiye-İsrail ilişkileri açısından iyi olacaktır.

"BÖYLE BİR ŞEY BÖLGENİN SAĞLIĞI AÇISINDAN İSABETLİ OLMAZ"

SORU: Tırmandırılan bir Ukrayna-Rusya krizi var. Son günlerde özellikle Avrupa ve ABD'nin -hatta yön vererek- işgal noktasında sürekli tansiyonu yüksek tutmaları söz konusu. Batı'nın bu tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizin de Sayın Zelenski ile görüşmeniz olmuştu. Sayın Putin ile görüşmeniz, değerlendirmeniz olacak mı? Olası bir işgal, Türkiye'yi nasıl etkiler?

Sayın Zelenski, kendisiyle yaptığımız görüşmede, "Putin, Zelenski, Erdoğan" olarak yapılacak üçlü bir görüşmeye olumlu yaklaştığını ifade etti. Sayın Putin'in de bu konuya olumlu yaklaşması halinde İstanbul veya Ankara'da bir araya gelmeyi inşallah gerçekleştirebiliriz. Bu arada da Sayın Putin ile telefon diplomasisi yapmak suretiyle buna nasıl baktığını kendisinden öğrenmek isteyeceğim. Buna göre de işi takip etme gayreti içerisinde olacağız. Zira bölgede gerçekten bir savaş çıkması hayra alamet değildir. Böyle bir şey bölgenin sağlığı açısından isabetli olmaz.

RUSYA-UKRAYNA KRİZİNDE TÜRKİYE'NİN ARABULUCU ROLÜ

SORU: Macron, Putin ile bir görüşme yaptı ve sonrasında dünya çalkalandı, özellikle sosyal medyada Macron'a yönelik muamele çok konuşuldu. Bu konudaki değerlendirmenizi merak ediyorum. Bu gerçekten de sizin "Avrupa'da bu krizi çözecek lider yok" ifadenizin bir anlamda teyidi mi oldu?

Sayın Putin ve Macron'un görüşmesinde ortaya çıkan görüntünün ne anlama geldiği hususunda bizim ilave bir yorum yapmamıza esasen gerek bulunmuyor. Biz Ukrayna-Rusya arasındaki krizin diplomatik ve barışçıl yollarla çözüme kavuşması için üzerimize düşen sorumluluğu samimi bir şekilde yerine getirmeye çalışıyoruz. Gerek Sayın Putin'le gerek Sayın Zelenski'yle yakın bir diyalog ve iş birliği içindeyiz. Bunun tansiyonun düşürülmesi için kullanılabilecek önemli bir imkân olduğunu düşünüyorum.

"LİBYA'DA ADAM GİBİ BİR SEÇİM YAPILMALI"

SORU: Libya'daki son gelişmeler ciddi endişe verici. Son olarak Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Dibeybe'ye bir suikast girişimi oldu. Tobruk'taki Temsilciler Meclisi ile uluslararası meşruiyeti olan yönetim arasında kriz yaşanıyor. Libya'da Türkiye'nin sahada ve masada oyun değiştirici rolü sayesinde bir kazanım elde edilmişti. Bunun devam etmesi adına Türkiye yeniden ağırlığını koyacak mı? Türkiye'nin bundan sonra atacağı adımlar neler olacak? Bugün Birleşik Arap Emirlikleri'nin de Libya'da bir anlamda Türkiye'ye muhalefet eden politikalarından geri adım attığını duyduk. Daha kolaylaşacak mı bundan sonraki süreç, yoksa zorlaşacak mı?

Şu anda Libya'da bizim geri durmamız söz konusu değil. Libya'ya başından itibaren elimizden gelen her türlü desteği nasıl verdiysek, bundan sonraki süreçte de elimizden gelen desteği vermeye gayret edeceğiz. Bütün mesele, Libya'da liderler seviyesinde bir süreci takip etmek mi; yoksa Libya halkının müreffeh, huzurlu bir geleceğini sağlayacak bir seçime yardımcı olmak mı? Biz ikinciyi tercih ediyoruz. İstiyoruz ki öyle bir seçim yapılsın ki bu seçimle beraber Libya halkı hakikaten istediği, arzu ettiği bir yönetim biçimine kavuşsun. Şu anda bunun arayışı içerisindeyiz. Tabii Sayın Dibeybe'ye karşı yapılan girişim üzücüdür. Diğer taraftan burada Fethi Başağa da adaylığını açıkladı. Bizim Fethi Başağa ile olan münasebetlerimiz iyidir. Öbür tarafta Dibeybe ile de iyidir. Bunun yanında yine Halid el-Mişri ile de münasebetlerimiz iyidir. Bütün mesele, Libya halkının burada tercihini kimden yana yapacağı, nasıl yapacağıdır. İnşallah en kısa zamanda hayırlısıyla bir neticeye varılmasını arzu ediyoruz. Fakat burada bir geçici yönetim mantığı var. Bu geçici yönetim mantığında da işte 1,5 yıllık bir hükümet kurulsun deniliyor. Ben böyle bir yaklaşımı Libya için doğru bulmuyorum. Burada adam gibi bir seçim yapılmalı ki Libya bu noktada güçlü bir yönetim kadrosuyla uzun süreli bir adımı atmış olsun.

"ELEKTRİK FATURALARI DÜZENLEMESİNİ KABİNE'DE ETRAFLICA GÖRÜŞECEĞİZ"

SORU: Kabinenin ve sizin elektrik faturalarıyla ilgili çalışmalarınız olduğunu biliyoruz. Herhalde Kabine toplantısında da bu konu gündeme gelecek. Sayın Bahçeli, partisinin Grup Toplantısında, "Elektrik dağıtımı devlet eliyle yapılsın, vergi yükü azaltılsın" önerisinde bulundu. Paketin içeriği netleşti mi? Bir de Kemal Kılıçdaroğlu, "İndirim yapılana kadar elektrik faturamı ödemeyeceğim." dedi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bir siyasi partinin genel başkanı, "Ben elektrik faturasını ödemeyeceğim" diyorsa bu ne anlama gelir? Sen elektrik faturanı ödemediğin zaman yapılacak işlem nedir? Elektriğin kesilmesidir. Diğer taraftan bu konuyla ilgili Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız hazırlıklarını yapıyor. İnşallah Kabine Toplantısında etraflıca görüşeceğiz ve ondan sonra da açıklamamızı bütün detaylarıyla yapacağız.

"ÖYLE YA DA BÖYLE BU FİYATLAR İNECEK"

SORU: Cumartesi günü enflasyonla mücadele yolunda çok önemli bir karar açıkladınız. Gıda ürünlerinde KDV yüzde 1'e düşürüldü. Ancak özellikle marketlerde gıda ürünlerinde uygulamada bir sıkıntı olduğuna dair genel bir kanaat var. Özellikle zincir marketler cephesinde ilginç şeyler oldu. Örneğin KDV indirimi öncesi 30'lu bir koli yumurta 38,90 liradan satılıyordu. Açıklama sonrası aynı gün içinde aynı yumurta 45,90 liraya çekildi. Pazartesi günü zincir marketler yaptıkları 7 lira zammı, 3'er lira geri çektiler, toplamda koli başına 4'er lira zam yaptılar. Toplamda 50 bin şubesi bulunan bu zincir marketlerin organize hareket etmesi maddi anlamda bir milli güvenlik sorunu teşkil etmiyor mu? Enflasyonla Mücadele Timi kurulacağını söylemiştiniz. Bu tim enflasyonla mücadelede başarılı olabilir mi? Esnaf çocuğu bir gazeteci olarak biraz endişeliyim.

Bir defa hiç endişeli olmayın. Şu an itibarıyla gerek Hazine ve Maliye Bakanlığımız gerek Ticaret Bakanlığımız bunları yakın markaja almış durumda. Bazı ürünlerde KDV indirimi sonrası fiyatlar belli oranlarda geri gelmiş görünüyor. Öyle veya böyle inecek. Ben tabii Hazine ve Maliye Bakanımıza "Süratle bunların üzerine gitmeniz gerekiyor" dedim. Onların patronlarıyla da bizzat Nureddin Bey görüşmek suretiyle bunların üzerine gitmeye ve bir de bunları teftişe devam edeceğiz. Biz devlet olarak temel gıda ürünlerinde KDV'yi yüzde 8'den yüzde 1'e indirdik ama bir de dedik ki siz de indireceksiniz. "Biz nasıl KDV'yi 7 puan indirdiysek, buna ek olarak sizden de burada en az yüzde 7 fiyat indirimi bekliyoruz" dedik. Ki bu toplamda 14 puan eder. Onlardan da daha sonra bu istikamette açıklamalar aldık. Şimdi bu devam etmezse biz bunların üzerine çok farklı bir şekilde gideceğiz. Bir defa vatandaşımızı bunlara ezdirmeyeceğiz. Bunların üzerine üzerine gideceğiz. Böylece meyveydi, sebzeydi, hububattı, yumurtaydı, süt ve süt mamulleriydi aklınıza ne gelirse, tüm temel gıda ürünlerinde gerekli olanı yapacağız. Şurada 1-2 ay içerisinde bu rafların nasıl düzeldiğini hep beraber göreceğiz. Hiç endişeniz olmasın.

"SOSYAL MEDYA DÜZENLEMESİ İÇİN SON TOPLANTI PAZARTESİ YAPILACAK"

SORU: 2021'in ağustos ayından beri bir sosyal medya yasası çalışması yapıldığını biliyoruz. Almanya modeli konuşulmuştu. Dezenformasyon ve sahte haberlerin sonu gelmiyor. Özellikle de anonim yani kimliksiz hesapların oluşturduğu tahribat söz konusu. Sahte hesaplardan yalan, dezenformasyon, itibar suikastı, iftira gibi suçlar işleniyor. Kamuoyunda bir rahatsızlık söz konusu. Tabii bu yasa konusunda bir beklenti de var. Bu yasa çalışması ne durumda. Ne zaman Meclis'e gelir? Bu yalan ve dezenformasyonun önüne nasıl geçilir?

Öncelikle sosyal medya elbette ciddi bir imkân. Ama bu imkânın dezenformasyon ve yalan haberle gerek kişilik haklarını gerek toplum huzurunu gerek ülke güvenliğini tehdit eder şekilde kullanılmasına sessiz kalmak da söz konusu olamaz. Geldiğimiz nokta, dezenformasyonla daha etkin mücadele etmek adına yeni kanuni düzenlemeler yapmayı zaruri kıldı. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığımız teknik çalışmalarını tamamladı. Ardından da Meclis'te AK Parti Grubumuz bu çalışmayı tekâmül ettirmek üzere çalıştı. Ortaya çıkan metin üzerinde Fuat Oktay Bey'in başkanlığında arkadaşlarımız toplantılar gerçekleştirdi. İçişleri Bakanımız, Adalet Bakanımız, İletişim Başkanımız ve ilgili kurum kuruluşlarımızın yöneticileri de çalışma toplantılarında yer aldı. Son toplantıyı da inşallah pazartesi günü gerçekleştirecekler. Çalışmalarda sona gelindi diyebiliriz. Ardından bu süreç Meclis'e geçecek ve orada tamamlanacak. Tabii bu çalışmada üç ana unsur var. Her şeyden önce yalan haberin, dezenformasyonun yayılmasını, sistematik bir şekilde yaygınlaşmasını engelleyecek bir düzenlemeden söz ediyoruz. İkincisi, yoğunlukla sosyal medya üzerinden gerçekleştirilen dezenformasyon faaliyetlerine karşı sosyal ağ sağlayıcılarına, sosyal medya şirketlerine ve kullanıcılarına yönelik yeni düzenlemeler ve sorumluluklar gelmiş olacak. Üçüncüsü de internet haber sitelerine yine dezenformasyonu önleme adına bazı sorumluluklar getirilecek. Dezenformasyonla mücadele ile ilgili adımları kararlı ve süratli bir şekilde takip ediyoruz ve gerekli adımları da atacağız.

Güncellenme Tarihi : 16.2.2022 17:19

İLGİLİ HABERLER