Erdoğan : Türkiye olarak Gazze'de garantörlüğe talibiz
Cumhurbaşkanı Erdoğan, düzenlediği basın toplantısında NATO Liderler Zirvesi’nin oturumlarını, ikili görüşmelerini, Rusya-Ukrayna savaşını ve Gazze’deki insani trajediyi değerlendirdi.
Erdoğan, Gazze’de yaklaşık 40 bin sivilin hayatını kaybettiğini, 100 bine yakın sivilin de yaralandığını belirterek, “Gazze’de 7 Ekim’den bu yana büyük bir katliam yaşanıyor. Çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 40 bine yakın masum insan İsrail’in saldırıları neticesinde hayatını kaybetti. Yaklaşık 90 bin yaralı var. Tüm temaslarımda, Gazze başta olmak üzere işgal edilmiş Filistin topraklarında devam eden zulme dikkat çektim. İsrail-Filistin meselesine kalıcı bir çözüm getirmeden küresel barış ve istikrardan bahsetmenin mümkün olmadığını vurguladım. İsrail, soykırım suçlamasıyla yargılandığı Uluslararası Adalet Divanı’nın ihtiyati tedbir kararlarını ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarını ısrarla uygulamıyor. Netanyahu yönetimi, yayılmacı ve pervasız politikalarıyla sadece kendi vatandaşlarının değil, tüm bölgenin güvenliğini tehlikeye atıyor. Gelinen noktada şu durum netleşmiştir: Karşımızda savaş hukuku dahil, hiçbir hukuk, nizam, değer ve sınır tanımayan gözü dönmüş bir yapı bulunmaktadır. Küresel vicdanın Filistinli sivillere yönelik saldırıların durdurulması için sokaklara döküldüğü bu ortamda İsrail’e askeri desteğin sürdürülmesi kabul edilemez. Oturumdaki konuşmamda bu konunun üzerinde titizlikle durdum. İttifakımızın temel değerlerini ayaklar altına alan İsrail yönetiminin, NATO ile ortaklık ilişkisini sürdürmesi mümkün değildir” dedi.
“ATEŞKES İÇİN HER TÜRLÜ İNİSİYATİFİ ALMAYA HAZIRIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze’de ateşkes ilanı ve barışın tesisi için Türkiye’nin inisiyatif almaya hazır olduğunu vurgulayarak, “Filistin topraklarında kapsamlı ve sürdürülebilir barış tesis edilene kadar İsrail ile NATO nezdinde iş birliği yapılması yönündeki girişimler Türkiye tarafından onaylanmayacaktır. On yıllardır işgal ve zulüm altında kendi topraklarında acı çeken Filistinlilerin, kendi bağımsız ve egemen devletlerine sahip olma hakkını teslim etmeden, kalıcı barışı tesis etmek mümkün değildir. Uluslararası toplumun, 1967 sınırları temelinde iki devletli çözüm için el ele vermesi önemlidir. Aynı şekilde tüm baskılara ve yıldırma girişimlerine rağmen Filistin’i tanıyan ülkelerin sayısının artmasından büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Türkiye olarak önce ateşkesin ilanı, sonra da kalıcı barışın temini için garantörlük dahil her türlü inisiyatifi almaya hazır olduğumuzu tekrar ifade etmek istiyorum. Buradan tüm müttefiklerimizi ateşkesin sağlanması ve 9 aydır açlıkla imtihan edilen Gazze halkına insani yardımların kesintisiz ulaştırılması için Netanyahu yönetimi üzerindeki baskılarını artırmaya çağırıyorum” ifadelerini kullandı.
RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya-Ukrayna savaşının yıkıcı etkilerinin herkes tarafından hissedildiğini, Türkiye’nin de bu savaşın sona ermesi için gayretlerini sürdürdüğünün altını çizdi. Erdoğan açıklamalarına şu şekilde devam etti:
“Yaklaşık 2,5 yıldır devam eden Rusya-Ukrayna savaşı karşısında müttefikler olarak uluslararası hukuktan yana bir duruş sergiliyoruz. Önceki zirvelerde Ukrayna bağlamında aldığımız kararları gözden geçirdik, ayrıca yeni somut adımlar üzerinde mutabık kaldık. NATO’nun Ukrayna’ya güvenlik yardımı ve eğitim desteği girişimini onayladık, Ukrayna’ya çok yıllı mali destek sağlanmasını ve Kiev’e NATO Kıdemli Temsilcisi atanmasını kararlaştırdık. Türkiye yıkıcı etkilerini hep birlikte hissettiğimiz, müşterek güvenliğimizi tehlikeye atan bu savaşın sona ermesine yönelik gayretlerini ilk günden beri yoğun bir şekilde devam ettirmektedir. İstanbul süreciyle başlattığımız, Karadeniz Girişimi ile taçlandırdığımız temaslara, yeniden başlanması ve diplomasiye şans tanınması en samimi arzumuzdur. Adil bir barışın kaybedeninin olmayacağına inanıyoruz. Bu değerlendirmelerimi zirve boyunca müttefiklerimizle bir kez daha paylaştım.”
“SAVUNMA SANAYİ TİCARETİNDEKİ ENGELLERİN İZAHI YOKTUR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin savunma harcamalarında yüzde 2 hedef eşiğini aştığını, savunma sanayi ticaretinde hala engellerin bulunmasının izahı olmadığına dikkat çekerek, “Zirvenin ilk oturumunda ittifak savunmasını ilgilendiren konuları etraflıca istişare ettik. Krizlerin derinleştiği ve gerginliklerin arttığı bir dönemdeyiz. Mevcut uluslararası ortamda Türkiye’nin her zaman olduğu gibi müttefiklerini savunma taahhüdüne bağlı olduğunu, sorumluluklarını yerine getirdiğini vurguladım. Savunma harcamalarında yüzde 2 hedef eşiğini aştık. İttifak harekat ve misyonlarına en fazla katkı sağlayan müttefiklerden biriyiz. Tabii birlik ve dayanışma ruhunun 32 müttefikin tamamı tarafından samimiyetle benimsenmesi gerekiyor. 75 yıllık Washington Antlaşması ve geçmiş zirvelerde alınan kararlar ortadayken, müttefikler arasındaki savunma sanayi ticaretinde hala bazı engeller ve kısıtlamalar bulunmasının makul ve mantıklı bir izahı yoktur. Vilnius’ta alınan kararların tatbik edilmesi, ittifakın birlik, bütünlüğü ve caydırıcılığı bakımından önem arz ediyor. Ülkemizin bu konudaki hassasiyetini ve beklentilerinin tekrar gündeme taşıdım” dedi.
Güncellenme Tarihi : 12.7.2024 10:32