Erdoğan-Zana görüşmesi BDP'de nasıl karşılandı?
ABDULKERİM KANTARCIOĞLU-MUHSİN TAŞ
DİYARBAKIR (İHA) - BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Leyla Zana’nın görüşmesinin hayırlı olmasını dileyerek, “Hayırlı olması da Başbakan’ın İmralı, Oslo görüşmeleri sonucu ortaya çıkan protokollere yaklaşımı ile doğrudan bağlantılıdır. Samimiyet testi protokollere yaklaşımla ortaya çıkar. Ümit ediyoruz ki Başbakan kendisine sunulan şansları, fırsatları iyi değerlendirir” dedi.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK), BDP ve bazı sivil toplum kuruluşları ile Diyarbakır’da ortak düzenlenecek olan miting nedeniyle bir toplantı düzenlendi. Belediye Konuk Evi’nde gerçekleşen toplantıda 14 Temmuz 2012 tarihinde Diyarbakır’da düzenlenecek miting ile ilgili bilgi verildi. Toplantıda bir açıklama yapan BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 14 Temmuz tarihinde Diyarbakır’da gerçekleştirilecek bölge mitinginin böylesine tarihi, kritik bir süreçte çözüm konusunda kitlenin, halkın gücünün iradesinin ne kadar etkili olabileceğini gösterecek tarihi bir miting olacağını belirtti. Demirtaş, Kürt hareketinin bugüne kadar halkın öz gücüne, siyasi iradesine, fedakarlığına, emeğine dayanarak yürüdüklerini ifade ederek, “Bir halk olarak bütün dünyadaki özgürlük mücadelesi veren halklar gibi en ağır bedelleri ödeyerek bugünlere geldik. Bu toprakların görebileceği en büyük etkinlikleri gerçekleştirdik. Şunu gördük ki sokakta atılan hiçbir sloganın, atılan adımın, miting meydanlarında açılan hiçbir pankartın boşa gitmediğini, bu hak gücünün Ortadoğu’da bu Kürt halkını gerçek bir aktör, siyasi irade haline getirdiğini gördük. Dolayısıyla bugüne kadar yapılan her mitingin elbetteki Kürt halkının uçurumun kenarından kurtarılarak, yeniden güçlü bir siyasi bir irade olması konusuna kadar katsı sağlamışsa, işte çözüme bu kadar yaklaştığımız ve Ortadoğu’da yeniden tarihin yazıldığı bir dönemde, bölge mitingi gerçekleştiriyoruz. Halkımız eminim ki bütün olup bitenlerin farkındadır. Eğer bu dakikadan itibaren özgürlüğe doğru bir tek adım ilerleyeceksek, bu bir kez daha bizim öz gücümüzle olacaktır. Özgürlük başkalarının bize sunacağı nimet değildir, lütuf değildir. Özgürlük bizler açısından bedeli ödenerek, kazanılması gereken özgürlük sevdasıdır. Bu miting de ben inanıyorum ki sadece Diyarbakır halkı tarafından değil, bölge illerinde, bütün halkımız tarafından böyle ele alınacaktır. Çevre, il ilçelerin, bütün çoluk, çocuğuyla istasyon meydanına akması, bu halkın özgürlüğünde, taleplerinde önderliğine bağlılığında, ‘Sayın’ Öcalan'ın özgürlüğüne duyduğu istediğin bu konuda verdiği kararın güçlülüğüne en büyük işaret olacaktır. Hükümet de bu mitingin ortaya çıkaracağı siyasi iradeyi, siyasi sonuçları doğru okumalı. Tıkanan sürecin, hükümet tarafından reddedilmiş protokollerin yeniden ele alınması açısından sürecin önünü açabilecek en büyük kararlı gücün bu mitingde ortaya çıkacak irade olduğunu görebilmelidir” dedi.
“OSLO VE İMRALI’DA SÜRDÜRÜLEN MÜZAKERELER YENİDEN BAŞLAMALI”
Kürt sorununun çözümü konusunda muhatabın Öcalan olduğuna işaret eden Demirtaş, Oslo ve İmralı’da sürdürülen müzakerelerin yeniden başlaması gerektiğini söyledi. Demirtaş, “Ortada bir muhataplık tartışması yoktur. Oslo’da, İmralı’da iki buçuk yıl boyunca muhataplarıyla müzakere yürütülmüş ve bir protokol ortaya çıkarılmıştır. Şu anda gelinen aşamada yaşanan tıkanıklık, bir müzakere sürecinin tıkanması veya bir muhataplık karmaşasından kaynaklı değildir. Hükümet mevcut protokolleri reddettiği için, tartışmayı kabul etmediği için süreç tıkanmıştır. Bu nedenle halkımız bugüne kadar yürüttüğü mücadeleyle kendi muhataplarını ortaya çıkarmış, bu muhataplarla hükümet arasında müzakerelerin başlamasını sağlamış ve bu mücadele sayesinde de o protokollerin yazılmasını başarmıştır. Şu saatten sonra yürüyecek her mücadele, sürecin açılması konusunda atılacak her adım, bu protokollerin tartışılması, tekrar gündeme alınması şeklinde olmalıdır” şeklinde konuştu.
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, ‘Başbakan Erdoğan ile Leyla Zana’nın görüşmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?’ sorusuna ‘İnşallah hayırlı olur’ yanıtını verdi. Demirtaş, “İnşallah hayırlı olur diyelim. Hayırlı olması da Başbakan’ın az önce ifade ettiğim İmralı Oslo görüşmeleri sonucu ortaya çıkan protokollere yaklaşımı ile doğrudan bağlantılıdır. Samimiyet testi protokollere yaklaşımla ortaya çıkar. Ümit ediyoruz ki Başbakan kendisine sunulan şansları, fırsatları iyi değerlendirir. BDP olarak da ortaya çıkacak her türlü çözüm süreçlerine tabi ki katkı sunarız. Uzun süredir top Başbakan’dadır. Kendi söylemi, pratiği ortaya koyacağı politika, meselenin, sürecin hayırlı olup olmayacağını belirleyecektir” diye konuştu.
TUĞLUK: “BU ÜLKENİN DOĞUSU DA BATISI DA KÜRT SORUNUNUN ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜNDEN DOLAYI ACI ÇEKİYOR”
DTK Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk da Kürt sorununun eksenli olarak son derece önemli ve tarihi günlerden geçtiğini söyledi. Tuğluk, “Maalesef bu meselede dönüp dolaşıp hep aynı noktaya geliyoruz. Yine çatışmalı, yine acıların yaşandığı, ölümlerin yaşandığı bir sürecin içerisindeyiz. Gün geçmiyor ki ölüm haberleri almayalım, gün geçmiyor ki cenazesiz bir gün geçirelim. Bu ülkenin doğusu da batısı da bu sorunun çözümsüzlüğünden dolayı acı çekiyor. Kürt meselesi kendi çözümünü dayatan bir meseledir. Artık bu sorun mevcut şekliyle sürdürülebilir olmaktan çıkmıştır. Ya bu mesele diyalog ve müzakere ile çözülecek, konuşarak çözülecek ya da Kürtler kendi meşru demokratik hakları talebinde, direnişiyle bu çözümü gerçekleştirecekler. Gerek DTK gerekse BDP’nin tüm çabası, bu sürecin diyalog ve barışla gerçekleşmesi yönündedir. Biz şuna inanıyoruz; yok edici, halkımızın demokratik meşru taleplerini kabul etmeyen, tanımayan bu iradeye karşı toplumsal bir muhalefeti, toplumsal bir mücadeleyi yükseltebilirsek ancak sonuca ulaşabiliriz. Ancak devleti bu şekilde çözüme getirebiliriz. Barış ve çözüm umudumuzu elbetteki koruyoruz, ama mücadelemize, direnişimize, değerlerimize güveniyoruz. Hiçbir şekilde yalvaracak, yakaracak şekilde değiliz. Bu dayatmacı, inkarcı, imhacı yaklaşıma karşı boyun eğecek değiliz. Kürt halkı olarak kendi çözümümüzü oluşturup devleti, sistemi, iktidarı çözüme mecbur bırakacak bir duruş sergileyeceğiz. Bu mitingde Sayın Öcalan’ın özgürlüğü meselesi de bir kez daha tüm kurumsal yapılarımız tarafından dile getirilecektir. Sayın Öcalan’ın özgürlüğü mümkündür ve bu bir halkın talebidir. Bu konuda komplekse girmeye gerek yok. Sayın Öcalan’ı, PKK’yı ve BDP’yi dışarıda bırakacak bir çözümün şansı yoktur” diye konuştu.
KIŞANAK: “ÇÖZÜMÜN, DEMOKRASİNİN VE BARIŞIN ZAMANI GELDİ”
Toplantıda bir açıklama yapan BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak ise Kürt sorununun Türkiye’nin en büyük meselesi olduğunu söyledi. Kışanak açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Kürt sorunu bir demokrasi sorunudur, Kürt sorunu bir temel hak ve özgürlükler sorunudur, Kürt sorunu bir barış sorunudur, artık içine girilen süreç de bu sorunların tamamının çözülmesini zorunlu kılan bir süreçtir. Yani çözümün, demokrasinin ve barışın zamanı geldi. Biz buna inanıyoruz. Türkiye’de bu saatten sonra çözüm doğrultusunda, barış, hak ve özgürlükler konusunda, adım atmamak, çözümsüzlükte diretmek tarihe karşı, halklarımıza karşı büyük bir sorumluluk altına girmektir. Vakti gelen bir çözümü geciktirmek, barışı ve demokrasiyi halkımızdan esirgemek, tarihe karşı, insanlığa karşı, halklarımıza karşı suç anlamına gelecektir. Biz bir kez daha bu mitingle herkese, Ankara’ya, hükümete, devlete, Kürt halkının barışa hazır olduğunu, Kürt halkının çözüme hazır olduğunu, Kürt halkının çözüm konusunda projesinin de hazır olduğunu, muhataplığa hazır olduğunu göstermek istiyoruz. Kimse bu mitingden sonra ben Kürt sorununu nasıl çözeceğimi bilmiyorum, diyemez. Kimse bu mitingden sonra yol haritası nedir, nasıl bir yol haritası ortaya çıkaracağız, diyemez. Şimdiye kadar büyük fedakarlıklarla, büyük bedeller ödenerek, sürdürülmüş bir mücadeleyi topluca Türkiye kamuoyuna ve taraflara deklere edilecek bir miting olacaktır. Biz demokratik bir çözümün ve barışın vaktinin geldiğine inanıyoruz. Bunu ortaya koyan, bunu bir kez daha herkesle paylaşan bir miting yapacağız. Bu miting Kürt halk önderi Sayın Öcalan’a bu muhataplık süreci içerisinde, diyalog ve müzakere süreci içerisinde, rolünü oynayabileceği koşullara kavuşmasının önünü açacaktır. Türkiye'de bazı çevreler farklı niyetlerle, ya da farklı yaklaşımlarla ev hapsini tartışmaya açtılar. Biz bu tartışmayı önemli ve değerli buluyoruz. Bu konuda halkımızın da şimdiye kadar ortaya çıkarttığı, Öcalan Kürt sorunun çözümünde muhataptır, temel aktördür. Çözüme katkı sunabileceği özgürlük, sağlık ve güvenlik koşullarına kavuşturulmalıdır talebi bir kez daha halkımızın demokrasi güçlerinin, barış ve çözüm isteyenlerin onayından geçecektir. Biz bu mitingin bu kapsamda da Türkiye siyasetinde önü açılan ev hapsi tartışmalarının bir sonucu doğru evrilmesine de güçlü bir katkısı olacağına inanıyoruz”.