ERDOĞAN'DAN TÜRBAN AÇIKLAMASI: "TEK AMACIMIZ VAR!..."
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, hiçbir hak ve hürriyetin; demokrasi için, Cumhuriyetin temel değerleri için, laik sistem için bir tehdit oluşturamayacağınıvurgulayarak, "AK Parti Hükümeti, Cumhuriyetin de demokrasinin de laikliğin de hukuk devletinin de teminatıdır, koruyucusudur. Bugüne kadar hiçbir adımımız, hiçbir uygulamamız buna ters olmamıştır, bundan
sonra da olmayacaktır" dedi.
Erdoğan, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmaya,
Kütahya'da meydana gelen tren kazasında hayatlarını kaybeden
vatandaşlara Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı dileyerek başladı.
Olayın, tüm yönleriyle incelendiğini, araştırıldığını ve gerekenlerin
yapıldığını belirten Erdoğan, "Bundan hiç kimsenin şüphesi olmamalıdır.
Allah milletimizi her türlü felaketlerden, bela ve musibetlerden
korusun" diye konuştu.
Erdoğan, geçen hafta içinde, 49 yıl aradan sonra ilk defa bir Yunan
başbakanının, Kostas Karamanlis'in Türkiye'ye resmi bir ziyaret
gerçekleştirdiğini hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi:
"İki komşu ülke arasındaki ilişkiler açısından, diyalog ve işbirliğinin
zenginleşmesi açısından, bu ziyaretin son derece faydalı geçtiğini ifade
etmek istiyorum. Türkiye ve Yunanistan arasında tarihi bazı sorunlar
olduğunu hepimiz kabul ediyoruz.
Şunu anlamalıyız ki sorunları büyütme, sorunlardan beslenme dönemi artık
kapanmıştır. Her iki ülke de hem kendine hem de komşusuna güvenmek
zorundadır; zira global dünyada hiçbir ülkenin komşusuyla ilişkilerini,
ihtilaflar üzerinde yürütme lüksü kalmamıştır.
Hepimizin malumu olan bu sorunları aşmanın yolu, ülkelerimiz arasındaki
siyasi, ekonomik ve kültürel işbirliğini artırmaktır. Sayın Karamanlis
ile yaptığımız görüşmelerde sorunları elbette masaya yatırdık, tartıştık.
Fakat sadece sorunlarımızı konuşmadık, birlikte neler yapabileceğimizi,
ne gibi değerler üretebileceğimizi de konuştuk. Geçmişin
olumsuzluklarına takılıp kalırsak, aydınlık bir gelecek inşa edemeyiz.
Dünün sorunlarını yarınki nesillere aktarırsak barışa ve dostluğa hizmet
etmiş olmayız.
Ülkelerimizin birbirini tehdit olarak algılamasını değil, imkan olarak,
fırsat olarak algılamasını istiyoruz."
YUNANİSTAN DESTEĞİ
Erdoğan, 18 Kasım 2007'de Türkiye-Yunanistan Doğalgaz Enterkonnektörünün
açılışını Karamanlis ile beraber gerçekleştirdiklerini hatırlatarak,
"Yunanistan, bugün Türkiye'nin AB üyeliğini, İzmir'in Expo 2015
adaylığını destekleyen önemli bir komşu ülkedir" dedi.
İki ülke arasında, ekonomi, ticaret, turizm, ulaştırma, enerji gibi
alanlarda sağlanan gelişmelerin, barışın ve diyaloğun en güzel meyveleri
olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bu barış ve diyalog hamlesine, siyasetin olduğu gibi halkımızın,
medyamızın, iş dünyamızın, sivil toplum kuruluşlarımızın da katkıda
bulunacağı muhakkaktır.
Bakınız, yıllarca üç tarafı denizlerle, dört tarafı düşmanlarla çevrili
bir ülke olduğumuz söylemi, birilerinin ağzından hiç eksik olmadı.
Fakat AK Parti iktidarı bu kabuğu kırmış, bütün komşularıyla olan
ilişkilerini geliştirerek, korkuların yapay, gereksiz ve zararlı
olduğunu ispat etmiştir. Evet, dile getirdiğimiz geniş bakış açımız dış
politikamız için de iç politikamız için de geçerlidir.
Sorunlara siyah beyaz bir zaviyeden (açıdan) bakmıyoruz. Çözüm noktasını
yakalamaya çalışıyoruz. Sorunları birbirinin yedeği haline getirmek
değil çözümleri birbirini tamamlayacak şekilde üretmek zorundayız. Bizim
yaptığımız, yapmak istediğimiz budur.
Bazıları, sorunları birbirine yedekleyerek siyaset yapıyor. Bazıları,
'bir sorunu çözelim ötekini erteleyelim' diyor. Oysa Türkiye'nin bir çok
sorunu öteki sorunlarla iç içedir."
VATANDAŞIN HUKUKU
Başbakan Erdoğan, bir vatandaşın hukuku çiğnenirse, ötekinin hukukunun
da çiğneneceği uyarısında bulunarak, "Evet, birileri belki geçici
olarak rahatsız olur ama ülkenin topyekun kazanması daha önemlidir"
diye konuştu.
Türkiye'nin zenginleşmesinin, özgürlüklerin gelişmesiyle olabileceğine
dikkati çeken Başbakan Erdoğan, "Adaletsiz özgürlük, özgürlüksüz
kalkınma, hukuksuz refah olamaz. Bu eşyanın tabiatına aykırıdır" dedi.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ülkemizi bir bütün olarak kucaklamakta, halkımızı bir bütün olarak
sahiplenmekte zorluk çekenler, milletimizin sorunlarını da bir bütün
olarak algılamakta zorluk çekiyorlar.
Biz, toplumun belli bir kesiminin belli bazı sorunlarını gündeme
getirmek için siyasete soyunmadık, çok şükür bugüne kadar da tüm
Türkiye'yi kucaklayacak bir siyaset tarzı güttük. Ama bu durum, toplumun
bazı kesimlerini görmezden gelmemizi, toplumumuzun bazı taleplerine
duyarsız kalmamızı da gerektirmiyor.
Biz, toplumumuzun her kesiminin, her türlü sorununu demokrasi içinde,
hukuk içinde, toplumsal birlik ve bütünlüğümüzü koruyacak biçimde
tartışırız, konuşuruz, çözmeye çalışırız. Toplumla bir işi olmayanlar,
milli iradeyle bir bağı olmayanlar, halkla irtibatı olmayanlar 'bana
ne?' diyebilirler, ama milli iradeye dayanarak siyaset yapan,
demokrasiden ve toplumdan gücünü alan hiç kimse 'neme lazım, beni
ilgilendirmez' demek lüksüne sahip değildir."
"HERKES EMİN OLSUN"
Erdoğan, 'toplumun bir kesimi eğitimsiz kalsın' demenin, toplumun bir
kesimi 'üretmesin, çalışmasın' demek anlamına geldiğini bildirerek,
bunun garip bir paradoks olduğunu söyledi. Bütün paradoksları gidermek
için çalıştıklarını anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Herkes emin olsun, kimsenin kaygısı olmasın ki AK Parti hükümeti
döneminde Türkiye tehdit ve risklerle değil, imkan ve fırsatlarla
tanışacaktır. Kimsenin hak ve hürriyeti, başkasının hak ve hürriyetini
ortadan kaldıramaz.
Hiçbir hak ve hürriyet demokrasimiz için, Cumhuriyetimizin temel
değerleri için, laik sistemimiz için bir tehdit oluşturamaz. AK Parti
hükümeti, Cumhuriyetin de demokrasinin de laikliğin de hukuk devletinin
de teminatıdır, koruyucusudur.
Bugüne kadar hiçbir adımımız, hiçbir uygulamamız buna ters olmamıştır,
bundan sonra da olmayacaktır. Tüm amacımız; sorunlarını geride bırakmış,
bütün enerjisini kalkınmaya, büyümeye, gelişmeye harcayan bir Türkiye
ortaya çıkarmaktır. Bunun için, hem dünyada hem Türkiye'de barış ve
adaletin sesini yükseltiyoruz. Bunun için, gururlanmadan, kibirlenmeden,
'ben yaptım oldu' demeden ortak aklın gereğini, toplumsal mutabakatın
gereğini yapıyoruz.
Bunun için, AB perspektifimiz ile komşuluk ilişkilerimizi birlikte
güçlendiriyoruz. Bunun için, ekonomik kalkınma ile demokratik kalkınmayı
birlikte yürütüyoruz. Bunun için vatandaşlarımızın tamamının hukukunu
birlikte savunuyoruz. Bunun için hukuk terazisine vaktiyle konan taşları
bir bir kaldırıyoruz."