ERTUĞRUL GÜNAY NEDEN YAKINDI
İZMİR - Günay, İzmir Sanayici ve İşadamları Derneği (İZSİAD) tarafından Tarihi Havagazı Fabrikası Kültür Merkezi'nde düzenlenen toplantıya katıldı.
Bakan Günay, yaptığı konuşmada, Nuri Bilge Ceylan'ın aldığı ödülün sevindirici olduğunu ve Türk sinemasının son yıllarda geldiği noktayı gösterdiğini belirterek, Türk filmi seyircisi sayısının 2010 yılında 22 milyona çıkarak, yabancı filmleri geçtiğini söyledi.
Yeni yasal düzenlemelerle sinema sektörüne 5 yılda 100 milyon liraya yakın kaynak aktarıldığını belirten Günay, sinemanın kültür ve turizmin gelişiminde etkin rolü olduğunu, bu amaçla yeni teşviklerle ilgili yasal çalışma yapılacağını bildirdi.
Günay, Sivas'taki eski Madımak Oteli binasının müzeye dönüştürülmesinin de iyi bir haber olduğunu belirterek, ''Türkiye'nin böylelikle bir ayıptan kurtulmuş, ayıbıyla yüzleşmiş olacağını'' söyledi.
Türkiye'nin UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne dahil edilebilecek birçok alanının bulunduğuna işaret eden Günay, Selimiye Camisi'nin 19 Haziran'da bu listeye giren onuncu alan olacağını, aday listesinde 23 bölgenin daha bulunduğunu belirterek, ''Hedefimiz Efes'i bir-iki yıl içinde dünya mirası kalıcı listesine sokmak'' dedi.
Müzelerden elde edilen gelirin 70 milyon liradan 3 yılda 170 milyon liraya çıkarıldığını, bu yıl 250 milyon lira beklediklerini belirten Günay, kıyı turizminin yanında kültür, arkeoloji ve tarihi iyi kullanmayı istediklerini ifade etti.
-''TARİHİN İRONİSİ''-
Yunanistan'ın Türkiye ile uzak pazarlar için ortak destinasyonlar geliştirmek istediğini, Ege'nin bir barış denizi ve dünyanın en bilinen destinasyonu olması için böyle işbirliklerine her zaman açık olduklarını söyleyen Günay, İzmir'in yatak kapasitesinin artırılması, bunun için de yatırım alanları yaratma ve yabancı yatırımcıyı çekme konusunda yerel ve güçlü bir kamuoyunun oluşması gerektiğini belirtti.
Türkiye'nin giderek içe kapanan değil, dışa dönük bir ülke haline geldiğinin turizmdeki canlanmayla da gözlenebileceğine dikkat çeken Günay, geçmişte Rusya'dan gelenlerin peşine adam takılarak gezdirildiği bir ortamdan, bu yıl 4 milyon Rusun ağırlanacağı bir ortama gelindiğine söyledi.
Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkilerin, her fırsatta ''tek millet, iki devlet'' olarak tanımlanan Azerilerle olan ilişkilerden daha iç içe olduğunu ifade eden Bakan Günay, ''Her açıdan tarihin ironisi gibi bir şeyi yaşıyoruz'' diye konuştu.
İzmir'de Alaçatı benzeri mekanlar oluşturarak ziyaretçiyi esnafla buluşturmak istediklerini, Kuşadası-Ayvalık bandında farklı bir turizm çeşidini geliştirmeyi planladıklarını anlatan Günay, ''İzmirliler, siz ister isteyin, ister istemeyin, ben bunu yapmak zorundayım. Çünkü Türkiye'nin böyle bir ihtiyacı var. Türkiye turizmde üçüncü aşamaya geçmek durumundadır'' dedi.
Günay, İzmir'deki ören yerlerinin bir yıl içinde ayağa kaldırılması gerektiğine dikkat çekerek, bu konuda da kamuoyu desteğine şiddetle ihtiyaç duyduğunu söyledi.
-KADININ STATÜSÜ-
Toplantıda bir kadın üyenin, AK Parti'de kadının statüsüyle ilgili ''evinin hanımı olsun, evde otursun'' anlayışının hakim olduğunu düşündüğünü dile getirerek, ''Eğitimli kadınların size oy vermesi için bize neler söyleyeceksiniz? Çok güzel projeleriniz var ama benim gönlümü nasıl rahatlatacaksınız'' demesi üzerine Günay, şöyle konuştu:
''İtiraf edeyim ki anlamıyorum. Bizim de eşimiz, çocuğumuz var. Biz de bu hayatın içinde yaşıyoruz. İnsanların bu saatten sonra ne yediği, ne içtiği, ne giydiğiyle ilgilenilmesi ve ona göre siyasi tavır alınması bana göre çok eskimiş geliyor. Artık bunu aşmamız gerektiği düşüncesindeyim. Ben hayatım boyunca demokrasiyi savundum. Uzun dönem komünist olmadığımı anlatmaya çalıştım. Kenarından geçmedim bu düşüncenin. Ben neye inanıyorsam 30'lu 40'lı yaşlarımda, gene aynı şeye inanıyorum. Ben yine demokrasiye, sosyal adalete, çoğulculuğa inanıyorum. Bu sefer de şeriatçı olmadığımızı anlatmaya çalışıyoruz. Artık bu suçlamalar dünyada bitti.''
ABD'de 40 yıl öncesine kadar siyahların yaşadıklarına işaret eden ve şimdi Obama'nın ABD Başkanı seçildiğini hatırlatan Günay, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bu eski fikirlerimizi bırakalım. Çoğulcu bir toplumda yaşayacağız biz. Eskiden siyasetin gündeminde Alevilik, Sünnilik; Türklük, Kürtlük; başörtülü, başı açık; içki içiyor içmiyor; inanıyor inanmıyor konuları vardı.
Biz Türkiye Cumhuriyeti nüfus kağıdını bu coğrafyanın en değerli belgesi haline getirmeye çalışıyoruz. Bizim birliğimizi bütünlüğümüzü sağlayacak olan, bir arada yaşatacak olan soframızdaki bereketin çoğalmasıdır. Türkiye'nin üretim gücü, ihracat gücünün artmasıdır. Niye Amerika'dan ayrılmaya kimse kalkmıyor?''
Bakan Günay, bütün meselenin Türkiye pasaportunu geçerli değer haline getirmek olduğunu, bu konuda çok önemli adımlar attıklarını ifade ederek, şunları söyledi:
''Kimse kimseye Allah aşkına Atatürkçülük, Cumhuriyetçilik, demokrasi falan satmasın, lütfen. İnsan akılsız olmalı cumhuriyete karşı çıkmak için. İnsan çok saygısız, vefasız olmalı Atatürk'e irdeleyici, yargılayıcı bir şey söylemek için. Bunlar ortak değerler. Birisi birisine Müslümanlık da, cumhuriyetçilik de satmasın. Atatürk, cumhuriyet, Müslümanlık, bunlar ortak değerler, bunları koyalım bir kenara.''