Medya
  • 6.9.2003 11:01

ERTUĞRUL ÖZKÖK, DERİN DEVLETİ SAVUNDU

ERTUĞRUL ÖZKÖK/ HÜRRİYET HER ÜLKENİN MAKUL DERİN DEVLETİ OLMALI ‘MİLLİ Siyaset Belgesi’ kavramını ilk defa 1980'li yıllarda işittim. O günlerde bunun üzerinde fazla durmadık. Bu kavramı ikinci defa 28 Şubat'tan sonra Mesut Yılmaz'ın ağzından işittik. Rodos'a bir toplantıya giderken uçakta, aralarında Sedat Ergin'in de bulunduğu gazetecilere bundan söz etmişti. NEYMİŞ BU BELGE O gün bu kavramı yeniden işitince, Ankara'dan Muharrem Sarıkaya'yı aradım, ‘‘Bu belgenin içeriğini araştır’’ dedim. Sarıkaya, ertesi gün o belgenin yanılmıyorsam 10 maddesini açıklayan bir haber hazırladı. Ertesi gün bunu bir madde eksiği ile yayımladık. Yorumunu da ‘‘Devletin gizli anayasası’’ olarak yaptık. Yayımlamadığımız tek madde, toplumda rahatsızlık yaratabilecek çok hassas bir konuyla ilgiliydi. Bugün geriye baktığımda şunu düşünüyorum. Yayımlamadığımıza iyi etmişiz. Bu haberden dolayı hakımızda davalar açıldı. Geçtiğimiz günlerde ‘‘Radikal’’ Gazetesi, Milli Güvenlik Kurulu'nun gizli yönetmeliklerini yayımladı. Kıskanılacak bir gazetecilik olayıydı. Bu gizli yönetmelikler hakkında çok sayıda eleştirel yazı çıktı. Bunların bir bölümüne ben de katılıyorum. Ancak bu eleştirileri yaparken bir noktayı gözden kaçırmamalıyız. Ben bunu şöyle formüle ediyorum: ‘‘Her ülkenin, makul ölçüde derin devlet kurumlarına ve operasyonlarına ihtiyacı vardır.’’ Biliyorum, bu sözlerim bazı aydınların tüylerini diken diken ediyor. Ama gerçek bu. ÖRTÜLÜ OPERASYON Her ülkenin, gizli operasyon kabiliyetine ihtiyacı vardır. Türkiye gibi ülkelerin ise iki defa ihtiyacı vardır. Dünyanın çok az ülkesi, bizimki gibi bir coğrafyada kurulu. Doğu sınırında huzursuzluk, savaş, terör bitmiyor. İçerde her an maraza çıkarmaya hazır illegal örgütler var. Ne yazık ki dünyanın hiçbir ülkesinde terör beyaz güvercinlerle bitmiyor. O nedenle, devletin ‘‘örtülü operasyon’’ kabiliyetini sıfıra indirmesini beklemeye hakkımız yok. Hakkımız olan şey, bütün bu operasyonların kontrol altında olmasıdır. SEN YAPMA Bu yazıyı şundan yazıyorum. PKK yeniden silaha sarılıyor. Kendi içinde infazlara başlıyor. Bütün bunlar disiplinini korumaya yönelik adımlar. Türk ordusu da, muhtemel terör olaylarını sadece klasik askeri gücüyle yenemeyeceğini tecrübelerle öğrendi. Nitekim, unutulmaya başlayan özel time yeniden görev düşeceğe benziyor. Bu yolda hazırlıkların arttığına dair haberler alıyoruz. Bütün bunlar ‘‘özel mücadelenin’’ her an yeniden başlayabileceğini gösteren işaretler. Böyle bir terör olayına karşı, kimsenin ‘‘Kardeşim sen sadece açık bir mücadele ver’’ deme hakkı yoktur. Bugün dünyanın en gelişmiş demokrasilerinde bile ‘‘undercover’’ yani örtülü operasyonlar vardır. Bu operasyonları eleştiren sivil toplum örgütleri, yayın kuruluşları da vardır. Elbette bu örtülü operasyonları düzenleyen bazı gizli yönetmelikler de olacaktır. Tabii bu yönetmeliklerin, yurtiçindeki normal siyasi hayata müdahale edecek alanlara asla girmemesi gerekir. Türkiye'deki gizli yönetmeliklerin bu yanına karşı yapılan eleştirilere ben de katılıyorum. Ama devletin kendi varlığını korumaya yönelik örtülü operasyonlara izin veren yönetmeliklerinin gerekli olduğuna inanıyorum. O nedenle, bunlar hakkındaki eleştirilerin dozunu iyi ayarlamamız gerekir. Devletlerin gizli yönetmelikleri vardır. Bu yönetmelikleri uygulayan gizli kahramanları vardır. GİZLİ KAHRAMANLAR Gizli kahramanların bir bölümü, işlerini düzgün şekilde, kontrol altında yapar ve kenara çekilirler. Bazıları ise yolundan sapar. Bizim eleştirimiz, gizli kahramanları değil, yoldan çıkanları hedef almalıdır. Çünkü birincileri madalyalık, ikincileri ise cezalıktır. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:38

İLGİLİ HABERLER